Alçak bir yöntem kullanılarak şerefli bir hedefe ulaşılmaz

Milliyetçi Hareket Partisi Genel Sekreteri  İsmet Büyükataman, "AKP'nin algı operasyonlarına" ilişkin  yazılı basın açıklaması yaptı. Büyükataman, ''Türk Milleti 10 Ağustos'ta ilk kez doğrudan doğruya cumhurbaşkanı seçmek maksadıyla sandık başına gitmiş ve tercihini yapmıştır. 

Aziz milletimiz Çankaya'nın 12. konuğunu bizzat seçmiş, aracısız tayin etmiş, AKP adayı Recep Tayyip Erdoğan 12. Cumhurbaşkanı olarak seçilmiştir.

Seçime katılım oranı beklentilerin gerisinde, yüzde 74,1 düzeyinde kalmış ve yaklaşık 15 milyon vatandaşımız sandığa gitmemiştir. Genel seçmen içerisinde Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı yönünde oy kullananların oranı yaklaşık yüzde 37'dir. Milliyetçi Hareket Partisi; Türk milletinin demokratik tercihine saygı duymaktadır. Ancak bu durum görev süresi boyunca Cumhurbaşkanının meşruiyetinin sorgulanmasına sebep olacaktır''  dedi.

''ERDOĞAN VE LEJYONLARI YALAN VE İFTİRA

SİLAHIYLA DONANMIŞLAR, KİN VE NEFRETLE HAREKET ETMİŞLERDİR''

''76 milyonu kucaklayacağını ve herkesin Cumhurbaşkanı olacağını söyleyen Recep Tayyip Erdoğan,  daha ilk resepsiyonda kendinden olmayan partileri ötekileştiren, hazımsız ve kapsayıcı olmaktan uzak ifadeler kullanmıştır'' diyen Büyükataman, ''Seçim sonrası balkon konuşmasında kendi geleneğinden gelen ve kendisinin selefi olan Abdullah Gül'ü yok saymış ve ötekileştirmiştir. 

AKP'nin adayı Erdoğan; seçim kampanyasını yürütürken adaleti, vicdanı, ahlakı göz ardı etmiştir. Devletin bütün imkânları Erdoğan'ın emrine verilmiş, yandaş medya, kiralık kalemler, çıkarlarından başka herhangi bir değeri ve kaygısı olmayan çevreler,  iç ve dış mihraklar topluca Erdoğan'ın kampanyasına destek vermişlerdir.

Türkiye'nin aleyhine hesap yapan kesimler iştahla Erdoğan'ın yanında hizalanmış, başarısı için her tezgâhtan medet ummuşlardır. Kampanya boyunca demokrasi çiğnenmiş, adalet öğütülmüştür. Erdoğan ve lejyonları yalan ve iftira silahıyla donanmışlar, kin ve nefretle hareket etmişlerdir'' açıklaması yaptı.

Büyükataman, şunları söyledi: Erdoğan, Başbakanlık görevinden istifa etmeyerek haksız rekabetten azami derecede istifade etmiş, kirli algı operasyonlarıyla tercihleri peşinen gölgelemiştir.

 Erdoğan'ı ona oy verenler değil, sandığa gitmeyenler Cumhurbaşkanı yapmıştır. Çiçekli gömleğiyle şezlonga uzanmış halde sosyal medyada resim paylaşıp, sandığa gitmeyen, vatandaşlık görevini yerine getirmeyenler bizi suçlayamazlar. Böyle bir hakları yoktur. Öncelikle kişi tercihi her ne olursa olsun, sandığa gitmeli ardından yorum yapmalıdır.  

''MİLLİYETÇİ HAREKET SAHİPSİZ DEĞİLDİR.

MHP'YE BİR OPERASYON YAPILMASINA ASLA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ''

Sosyal medya üzerinden öncelikle kendilerine Ülkücü süsü verilen troller başta olmak üzere, köşe yazarları, dolma kalemler, satılık yorumcular çeşitli toplum mühendislikleriyle ülkücü camia üzerinde bir algı operasyonu yapma gayretindedirler. Tayyip Erdoğan ve avenesi bilmedir ki; "Alçak bir yöntem kullanılarak şerefli bir hedefe ulaşılmaz."

Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının açıklanmasıyla Başkanlık hayalleri suya düşen Tayyip Erdoğan,  MHP'den rövanş almak hırsıyla MHP'yi şekillendirme gayretine soyunmuştur. 

Öte yandan AKP kendi içinde yaşadığı buhran ve sıkıntıları dikkatlerden kaçırmak amacıyla CHP, BBP ve MHP'yi karıştırmaya çalışarak "cambaza bak" oyunuyla bertaraf etme gayretindedir.  Adalet ve Kalkınma Partisi'ne ömrünü vermiş, yıllarını bu yolda tüketmiş bir çok siyasetçi genç ve fakat küstah kişilerce terbiye edilmeye çalışılmaktadır. Bahsi geçen partilere yapılan algı operasyonları ise tamamen bu gerçeği gizleme çabasıdır.  

Varlığını Türk varlığına armağan eden Milliyetçi Hareket Partisi'ni ve Ülkücüleri ölümlerle bile sindiremeyeceğini anlayanlar, geçmişte olduğu gibi satılık kalemlere müracaat etmişlerdir. 

Milliyetçi hareket sahipsiz değildir. MHP'ye bir operasyon yapılmasına asla müsaade etmeyeceğiz. MHP'yi şekillendirmek isteyenler bilmelidirler ki bedeli ne olursa olsun amaçlarına ulaşamayacaklardır.  Türk milliyetçileri oynanan rezil oyunun farkındadır ve liderinin yanında dimdik duracaktır. Ülkücüler, Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyetinin yok edilmesine asla izin vermeyecektir.

MHP, sönmeden yurdumuzun üstünde tüten ve bazı malûm odaklar tarafından söndürülmeye çalışılan kutlu bir ocaktır. Bu ocağın yanmaya devam etmesinden rahatsız olan malûm çevreler; zaman zaman "eskimiş Ülkücüler(!)" vasıtasıyla olduğu gibi, zaman zaman da satın aldıkları kalemler yardımıyla harlanan alevi zayıflatmaya çalışmaktadırlar. Ocağımızı söndürmeye çalışan şer odaklarına Âkif'in dilinden cevap vermek istiyoruz:

"Yanan bir sîneden, lâkin, ne istersin? Nedir öfken?

Beraber ağlamazsın, sonra kör dersin, sağır dersin.

Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!"

Bugün artık, "Yeni Türkiye"nin eksik kalan tek ayağı olan "Yeni MHP"yi oluşturmak için yola çıkıldığı ve MHP üzerinde de sosyal mühendislik ihtisasının icra edilmek istendiği açıkça görülmektedir. Bilhassa muhalefeti sindirme kampanyasının bir ucundan AKP'nin sinsi niyetleri, diğer ucundan ise küresel güç merkezlerinin karanlık emelleri tutmuş ve malum ittifak Türkiye'ye "yeni" diye yutturmaya çalıştıkları yamalı bir elbise giydirmek için kollarını sıvamışlardır.

Ülkücülerin bu duruma sessiz kalmayacağı ve büyük bir tepki göstereceğini çok iyi bilen toplum mühendislerinin yol göstericiliği doğrultusunda; tepkilerin önünü alabilmek kaygısıyla, bize benzeyip bizden olmayanlar ön plana çıkarılmaya çalışılmaktadır.  

Milliyetçi Hareket Partililer, Türk milliyetçileri, ülkücüler ülkemizin üzerinde oynanan derin ve büyük oyuna tek bir yürek hâlinde cevap vereceklerdir. Sayın Devlet Bahçeli ve MHP kadrolarının; Büyük Ortadoğu Projesine, Akdeniz petrollerinin paylaşılması için oluşturulmaya çalışılan sözde Kürdistan'ın Suriye ve Türkiye ayaklarına, "Turan Toprakları" üzerinde "Türk Kimliğinin" yok edilmesi çabalarına karşı topyekûn verdikleri mücadele karşısında maruz kaldıkları komplo ve ihanetler, geçmişte olduğu gibi, bugün ve yarın da "Ülkücü Hareketin sarsılmaz imanı" ile bertaraf edilecektir. 

"Değil mi sinede birdir vuran yürek yılmaz,

 Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz."