11.10.2012, 04:07

Ne, ne zaman nerede söylenir, ne yapılır?

 Amerikan Anayasa Mahkemesi fikir özgürlüğü ile ilgili bir kararında bir dağın başında yangın olmasa da  “yangın var”  diye bağıran bir insanın fikir özgürlüğünü kullandığını, ancak seyircilerle dolu bir sinema salonunda yangın olmamasına rağmen  “yangın var” diye bağıran insanın ise cinayete teşebbüs ettiği kararını vermiştir. Doğru bir karar. Ne söylendiği kadar, nerede söylediği, ne zaman söylendiği de önemlidir. 

Diyarbakır Emniyet Müdürü Recep Güven’in  “Dağda ölen PKK’lılar için ağlamayan insan değildir” şeklindeki açıklaması bence bu çerçevede değerlendirilmelidir. Eğer Recep Güven bu açıklamayı, 2012 Ekim ayında terör örgütüne yakın bir çevrede, örneğin Diyarbakır’ın örgüte sempatinin yüksek olduğu Bağlar semtinde bir kahvehanede yapmış olsaydı, bu açıklama bir psikolojik operasyon olurdu. Bu çerçevede de teknik olarak doğru bir adım olması muhtemeldi. Ancak içerik olarak yine yanlış olurdu. Bu cümleyi bir başka şekilde formüle etmek gerekirdi. Örneğin, “Dağda ölen PKK’lı gençler için de üzülüyoruz, onlar da bizim yitik çocuklarımızdır” şeklinde bir cümleye kimse karşı çıkmazdı. 

Recep Güven bu açıklamayı, 2005 yılında Bahçeşehir Üniversitesi’nin düzenlemiş olduğu bir konferansta terörizm konusu ile ilgilenen gençlere yapmıştır. Bu husus, Recep Güven’in psikolojik operasyon tekniği yapma ihtimalini düşürüyor. Güven, daha çok kendi samimi görüşünü açıklıyor. Güven, eğer psikolojik operasyon yapmıyor ve kendi görüşünü açıklıyor ise bu açıklama bir üniversitenin dar bir salonunda yapılması kaydı ile meşrudur ve dağın tepesinde  “yangın var” diye bağırmaya benzer.  

Oysa Recep Güven bu açıklamayı, 2012 Ekim ayında yerel ve ulusal basına yapmış olduğu bir açıklamada gerçekleştirmiştir. Bu tür bir açıklama, arka planında psikolojik operasyon tekniği olarak düşünülmüş olsa bile kapalı bir sinema salonunda  “yangın var”  diye bağırma etkisi yapar. Yanlış olur.Milli vicdanı yaralar. Binlerce şehit ve gazi ailesini derinden yaralar. Öyle de olmuştur. Oysa,  “Dağda ölen PKK’lı gençler için de üzülüyoruz, onlar da bizim yitik çocuklarımızdır”  şeklinde bir cümleye şehit anneleri dahil kimse karşı çıkmazdı. 

Nereden mi biliyorum? Halamın oğlu Teğmen Nafi Kıvanç, Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Beş Parmak Dağları’nda Birinci Harekât ile İkinci Harekât arasında şehit düşmüştü. Halam, oğlunun şehit düştüğü yeri görmek istedi. Babamın sınıf arkadaşları çatışmadan hemen sonra halamı oğlunun şehit düştüğü yere götürmüşler. O noktaya çok yakın bir yerde üç Rum askerinin henüz kaldırılmamış cesetlerini gören Halam,  “Siz de ana kuzususunuz”  diyerek, Rum askerleri için de ağlıyor. İşte oradan biliyorum.  

Ancak PKK’lılar için üzülmeyenleri insan saymayan bir anlayışa sahip emniyet müdürünün, terörle mücadelede en ön safta mücadele etmesi gereken Diyarbakır polis ve jandarma kadrolarına şevk vereceğini düşünmek, zordur. Daha dün Diyarbakır’ın merkezinde derse girmiş öğrencileri Molotofkokteyli ve bombalar ile yakmak ve parçalamak amacıyla okulları basan PKK’lı teröristleri eğer güvenlik görevlileri öldürseydi ve biz de onlar için ağlamasaydık insan olmayacak mıydık?  

Bu noktada üzerinde durulması gereken esas nokta Recep Güven’in açıklamasından dolayı Başbakan Erdoğan’ın tavrıdır. Recep Güven, hatalı bir düşünce içinde olabilir. Ancak Erdoğan, TBMM AKP Grubunda yapmış olduğu konuşmada Recep Güven’i sanki bir siyasi lider gibi hedef almıştır. Erdoğan, Recep Güven’e  “siyaseti siyasetçilere bırak” diye çağrıda bulunurken, kendisi Recep Güven’e siyasetçi muamelesi yapmıştır. Bir Başbakan bir il emniyet müdürünü TBMM kürsüsünden muhatap almaz. Böyle bir açıklamadan rahatsız olan Başbakanın yapacağı şey Recep Güven’i açığa almak veya görevden alarak, merkeze çekmektir. 

Başbakan tarafından bu şekilde hedef alınan bir emniyet müdürünün hem de Diyarbakır gibi kritik bir ilde böyle bir açıklama gündeme geldikten ve Başbakan tarafından bu şekilde hedef alındıktan sonra, doğru dürüst bir görev yapması çok zordur. Başbakan tarafından yapılması gereken bu noktadan sonra, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın Recep Güven’e arka çıkan açıklamalarını örtmek, toplumda Arınç’ın açıklamalarına tepkiyi dengelemek ve hatta ortadan kaldırmak amacı ile siyaset yapmayı bırakmak ve Recep Güven’i görevden almaktır. Bu açıklamalardan sonra Recep Güven görevde kalır ise bu en başta Recep Güven’e yapılmış büyük bir kötülük olacaktır.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17