02.02.2013, 05:19

(Türk)iyeli Derin Devlet !..

 Türkiye’de uzun zamandır süren bir “derin devlet” tartışması var. Kimine göre bir “derin” devlet var, kimine göre de yok.

Son günlerde, bu konuda en itibar ettiğim görüşü, halen cezaevinde yatan Mehmet Ağar söyledi. Derin devletin olup olmadığını anlamak için, cumhuriyet döneminde Musul ve Kerkük’ten başka bir toprak kaybının olmamasına bakmak gerektiğini ve toprak bütünlüğünün derin devletin varlığı ile korunduğunu ima etti. Yani ona göre, böyle bir derin devlet varmış.


Bu derin devlet mevzusu açılınca, etrafımızda bulunanlar birbirine şaşkın şaşkın soruyor: kim bunlar? Doğru düzgün, bir cevap veren yok. Böyle bir soruya net cevaplar verilememesi, herhalde olduğu iddia edilen derin devletin başarısı...


Bana göre, her ciddi devletin olduğu gibi Türkiye’nin de derin bir devleti var. Olmaması da düşünülemez. Ancak bu devletin tanımlanmasında zorluklar var.


Şimdi yazacaklarıma kıçınla gülecek olanlar biliyorum, vardır. Çünkü onlar beni bilgisizlikle yani doğal olarak cahillikle suçlayacaklar. Ve bu derin devletin, Türkiye ve Türk Milleti için ne kadar önem arz ettiğini ve kahramanlıklarla nasıl ayakta durduğunu vede bu günlere gelindiğini söyleyecekler. Eyvallah! Hiç birine itirazım yok...


Ancak benim adlandırmama göre ülkemizde bir “Türkiyeli Derin Devlet” var. Bu yapı; Osmanlı’dan hatta Anadolu Selçuklusundan bu yana devam ediyor diye, düşünüyorum. Yani “Türk Derin Devleti” değil, “Türkiyeli Derin Devlet”...


Adlandırma yaptığım bu derin devletin içinde, elbette bir “Türk Çekirdeği” bulunuyordur. Eğer bu günlere sağsalim gelindiği söyleniyorsa ve iddia ediliyorsa, derin devletin içindeki bu “Türk Çekirdeği”nin; derin devletin içindeki diğer Türkiyeli unsurlar ve dış güçler arasında yaptığı balans sayesindedir diye tahmin ediyorum.


Derin devletin içindeki, Türk ve Türkiyeli unsurların yüzyıllardır güç dengesi için birbirlerine karşı verdikleri mücadele, mualesef hep Türk Milletinin aleyhine sonuçlar içerdi. Aksi olsaydı soykırıma uğramaz ve milyonların üzerinde kilometrekare toprak kaybetmezdik.


Son dönemde yaşadığımız olaylara da bakınca, “Türkiyeli Derin Devletin” bu olaylara hakim olduğunu ve yönlendirme yaptığını düşünüyorum.


Gün geçmesin ki; görüntüsüyle kafamızı karıştıran ve midemizi bulandıran bir olay olmasın. Ama arkasından hemen, bu olayların, geleceğimizi aydınlık kılacak hale dönüşeceğine dair her yerden bir propaganda geliyor. Acaba olaylar mı yoksa güzel bir gelecek iddiasımı gerçeği ifade ediyor?


Son iki yüzyıldır yaşananlara ve yaşananların bugünkü olaylara ilişkin benzerliklerine vede sonuçlarına bakarsak, bizlere “yanlış”a ikna olunması yönünde çalışmalar yapıldığını görebiliyoruz.


Başbakan Erdoğan; Türkiye’de yargının bağımsızlığından şikayet ederek, içinde anayasal değişiklikleri de ihtiva eden bir çok hukuki düzenlemeye imza attı. Şimdi ise “komutan kalmadı” diye şikayet ederek, hakim ve savcıları tenkit ediyor. Yine soruyorun: hangi izahat doğruluk ve samimiyet içeriyor? Yoksa buna muktedirsizlik mi denir? Eğer başbakan muktedir değilse kim muktedirdir?


Türkiye’de son yüzyıldır ve özellikle cumhuriyet döneminde bahse konu olan “Türkiye Derin Devleti” çok etkilidir. Öyle olmasaydı, Türk Milletinin ve Türk Devletinin teminatı ya da başka bir deyişle sigortası olan Türk Silahlı Kuvvetleri, içinde bulunduğu kolu kanadı kırılmış ve morali sıfırlanmış hale düşürülebilir miydi?


Yapılan onca yanlışa ve kasdi uygulamara rağmen, psikolojik operasyon araçları, dış güçlerle irtibatlı bu “Türkiye Derin Devleti”nin elinde olduğundan, toplumda bir farkındasızlık yaratılmıştır. Bu sebeple Türk Milleti, başına gelen onca menfi hadiseye rağmen kendine gelememektedir. Bunun son örneği de CHP Milletvekili Birgül Ayman Güler’e kendi partisi de dahil yapılan linç örneğidir. Aynı şey, bölücülerle yapılan müzakerelerin “barış” adı ile sunulması ve bunun için cemaat ve tarikat dahil tüm unsurların devreye sokulmasında da yapılmıştır.


Türkiye’nin son yüzyılda yaşadığı toplumsal kırılmalara ve istismara sebebiyet veren en önemli olaylar olan; Menderes’in ve 20’li yaşların başındaki Deniz Gezmiş ile arkadaşlarının asılması, 1 Mayıs 1977’de insanların üzerine ateş açılması, PKK terörünün izlediği süreç, 12 Eylül 1980’ne giden günler, 28 Şubat post modern darbesi, 2001 ekonomik krizi, AKP’nin iktidara getirilmesi ve iktidarda tutulması, adli soruşturmalara “Ergenekon” adının verilmesi ve askerlerin hapse atılması ile son günlerde ülkenin sahibi olan Türk Milleti’nin hükümranlığının sorgulanmasıdır. Bu gibi tüm hadiselerde “Türkiye Derin Devleti”nin rolü mutlaka ortaya konulmalıdır. Hiç bir şey “her şey Türk Milleti’nin hayrına yapılmıştır” sözü ile izah edilemez.


Son örnek; Başbakan Erdoğan’ın, çocuk sayısı konusunda laf söylerken demografik yapının değiştirilmesine dair bir “tuzak”tan bahsetmesinin muhatabı kimdir? 


Bu açıdan bakınca, benim aklada, bilgiyede ve doğru yorumada ihtiyacım var. Tabii ki; Türk Milletinin de. Bilmiyorsam, gelin anlatın. Ancak gelişen olayların ve sonuçlarının, Türk Milleti ve Türk Devleti aleyhine bir durum içermediğine, beni nasıl ikna edeceksiniz bilmiyorum? 


Netice olarak şunu söyleyebilirim ki; Türkiye’nin ortalıkta gezen istatistiki değerlerine bakıp, bunları alt alta toplarsanız, toplamın Türk Milleti açısından hiç de iç açıcı olmadığı sonucuna varırsınız.


Bundan yola çıkarsak bize “sizi bu topraklarda yaşatıyoruz, daha ne istiyorsunuz” diyebilecek olanlara cevabımız: “nasıl yaşadığımızı biliyor musunuz?” olur...


Daha çok şey söylenir ve yazılır amma; kanaatimce hülasa Türkiye’de bir derin devlet vardır. Bu devlet “Türkiyeli Derin Devlet” olarak adlandırılmalıdır ve bana göre de “milli” değildir. Ancak her şeye karışarak müdahale ettiğinden geleceğimizi de doğrudan belirlemektedir. Türk Milleti bu konu üzerinde düşünmeli ve tartışmalıdır. Çünkü gelecek Türk Milleti’ne aittir.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Sivasspor 34 48
8. Rizespor 33 48
9. Antalyaspor 33 45
10. Alanyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 34 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 69
5. Tottenham 32 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 47
10. Wolves 35 46
11. Bournemouth 34 45
12. Brighton 33 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 32 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 33 14