16.02.2013, 05:45

Yorumu Sona Bırakın...

 “ABD’nin Ankara büyükelçisi geçtiğimiz hafta bazı gazetecilere yaptığı açıklamalarda bilhassa yargıdaki olumsuzluklara değinmiş ve değişik meselelerle ilgili görüşlerini paylaşmıştır.

Bu aşamada kararlılıkla ifade etmek isterim ki, bir yabancı görevlinin yanlış veya doğru içişlerimiz hakkında fikir ileri sürmesi taşıdığı sorumlulukla bağdaşmayacaktır.

ABD’li elçinin bu tavrı bir defa diplomatik nezaket ve teamülleri hiçe saymaktır.

Doğrudur, ülkemizin en başta yargıdaki tıkanıklık ve uygulamadaki aksaklıklarla ilgili açmazları vardır ve artarak da devam etmektedir.

Ancak bu bizim iç meselimiz olup, bizatihi çözecek olan Türk milletinden başkası değildir.

Yabancı diplomatların ya da devlet adamlarının Türkiye’nin içişlerine müdahil olma alışkanlıkları AKP’nin acziyetinden, kötürüm politikalarından ve başkalarına kul köle olan omurgasızlığından kaynaklanmaktadır.

Bir elçinin görev yaptığı ülkeyle ilgili görüşlerini açıklayabilmesi, öncelikle cesaret bulmasıyla, arkasından da siyasi yönetim tarafından uygun bir ortamın sağlanmasıyla mümkündür.

Hükümet bu imkânı 10 yıldır yabancılara sunmaktadır.

Başbakan Erdoğan’ın geçtiğimiz cumartesi günü, partisinin İstanbul İl Danışma Meclisi Toplantısı’nda sarf ettiği, “Türkiye hiç kimsenin şamar oğlanı değildir. Türkiye, içişlerine karışılacak, dışarıdan yasama, yargı ve yürütme sistemlerine burun sokulacak bir ülke hiç değildir.” sözleri günü ve vaziyeti kurtarmak adına söylenmiş kuru laf kalabalığından ibarettir.

Ayrıca AKP’li bazı yöneticilerin ABD büyükelçisine “haddini bileceksin” çıkışları nafile olup kuru gürültüdür.

Söz konusu büyükelçi değişik fırsat ve ortamlarda Türkiye’nin gündemiyle ilgili yorumlarını yapmakta, hükümetten ise herhangi bir yaptırımı olmayan boş sözler duyulmaktadır.

Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin şamar oğlanı olmadığını düşünüyor ise gereğini yapacak özgüven ve cesareti göstermeli, lafla peynir gemisi yürütme kurnazlığından vazgeçmelidir.

ABD’li büyükelçinin açıklamalarının üzerinden kısa bir süre sonra, bu kez de Okyanus ötesinden manşetlere konu olan bir mülakat yayımlanmıştır.

ABD Başkanı Obama, kendisine verilen 11 sorudan yalnızca 7’sini cevaplayarak görüşlerini bir gazete vasıtasıyla Türkiye’ye bildirmiştir.

Kalan 4 sorunun neden cevaplanmadan bırakıldığı esasen dikkatle irdelenmelidir.

ABD Başkanı Obama, bu açıklamasında Türkiye’nin hassasiyet taşıyan tüm iç meseleleri hakkında yorumlar yapmıştır.

“Türkiye hiç kimsenin şamar oğlanı değildir” diyerek ABD büyükelçisine yerini gösteren Başbakan’dan, şu ana kadar hiçbir ses ve tepki gelmemiştir.

Bu mülakatında Obama; Başbakan Erdoğan’ı küresel konularda harika bir partner olarak gördüğünü itiraf etmiş, neredeyse eşbaşkanlık karnesinin yıldızlı pekiyiyle dolu olduğunu ima etmiştir.

Herhalde Başbakan Erdoğan bundan dolayı sevinmiş ve bu sözleri aylardır beklediği randevunun yakın vadede verileceğinin bir işareti olarak yorumlamış olsa gerektir.

Ayrıca ABD Başkanı, sözde barışçıl çözüm arama çabası olarak gördüğü İmralı canisiyle sürdürülen müzakereleri alkışladığını belirtmiştir.

ABD Başkanı’nın hem PKK’nın terör eylemlerine eleştirisel bakması hem de ihanet müzakerelerini olumlu bulması tam bir çelişkinin ürünüdür.

İmralı’da yatan bebek katilini barış taraftarı yapan Obama’nın, ilk fırsatta boşalan eşbaşkanlık koltuğuna oturtması ve Başbakan’la aynı göreve taşıması mübalağalı bir öngörü olmayacaktır.

ABD Başkanı devamla, evrensel özgürlükleri ilerletme konusunda mevcut liderleri, muhalefet partilerini ve vatandaşlarımızı sorumlulukları paylaşmaya çağırmıştır.

Ve sözlerine aynen şunları ilave etmiştir:

“Türk liderleri, insanların çıkarlarına hizmet eden reformları ilerletmeye ve demokratik kurumları güçlendirmeye teşvik ediyorum.”

Önce bu liderlerin berraklaştırılması gerekmektedir.

Eğer biz de bunlar arasında telakki edildiysek diyeceğim şudur:

Başbakan Erdoğan ve diğerlerini bilemeyiz, ama Milliyetçi Hareket Partisi’nin Türk milletinden başka hiçbir varlığın, hiçbir kişinin veya hiçbir yönetimin teşvik etmesi söz konusu dahi olmayacaktır.

ABD Başkanı bizi ne zannetmektedir?

Afganistan’daki, Irak’taki, Libya’daki akıtılan oluk oluk Müslüman kanlarını unutmuştur da sırayı bizi mi teşvik etmesi almıştır?

ABD’deki 50 eyaletin bölünmeyeceğini, bağımsızlık derdine düşmeyeceğini garanti altına almıştır da, Türkiye’deki ihanet müzakerelerinin mi kaygısına kapılmıştır?

ABD Başkanı işine bakmalı, Beyaz Saray’da beyaz düşler kurmaya, sömürgeci planlarını gözden geçirmeye ve yönetiminin katlettiği Müslümanların vebaliyle kendisine çeki düzen vermelidir.

Bizim teşvikçimiz, heyecan pınarımız ve ilham kaynağımız BOP’un hain emelleri, emperyalizmin kanlı dişleri değil, büyük Türk milletidir.

Aklımıza gelmişken sormak lazımdır ki, Başbakan Erdoğan bugüne kadar hangi teşvikleri almış, hangi dayatmaları sineye çekmiştir?

ABD’den bakılınca Türkiye’deki her siyasi partinin AKP gibi mi olduğu düşünülmektedir?

Biz, patron edasıyla konuşanlara, Türkiye’ye yön çizmeye, terbiye vermeye çalışanlara ve milli gururumuzu incitenlere asla dönüp de bakmayız.

Biz kırılabiliriz, ama asla birileri gibi eğilmeyiz.

Çünkü biz Milliyetçi Hareket Partisiyiz.”

Bu sözlerin tamamı MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ait...13. Şubat.2013 tarihli Grup Konuşması’ından alındı. 

ABD’ye ve Obama’ya net göndermeler ve tavırlar var. Ama kimse bunları yazmıyor ve konuşmuyor. RTE diyor ki; “Bahçeli ile bizim dünyamız farklı”. Doğru söylüyor. İkisinin konuşmalarına ve yaptıklarına bakarsak bu farklılığı çok net görüyoruz. Birisi “Türk” milleti için diğeri adı “bu” olan bir millet için çalışıyor. Bu yüzden Bahçeli’ye söyledikleri ve tavırlarından dolayı, kendisini “Türk Milleti”ne mensup gören herkes sahip çıkmalı ve desteklemelidir. Son sözüm de, Bahçeli ve MHP’ye saldıran; ulusalcı, İslamcı, küreselci, liberalci, laf milliyetçileri ve de Türk Milliyetçiliğini salt particilik olarak görenlere “pardon siz ne diyordunuz?” !..
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Beşiktaş 35 54
5. Başakşehir 34 52
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 34 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 9
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. M. United 34 54
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Fulham 36 44
13. Brighton 34 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14