10.01.2013, 06:05

MİLLİYETÇİ CAMİADA KADIN MESELESİ…

 “Kadın meselesi” nice zamandır değişik vesilelerle karşıma çıkan; sıyrılmaya çalışsam da suratıma çarpıveren bir bahisti. Yüzleşmek; bir ucundan tutmak gerekiyor… “Mesele” dediysem çok şey bildiğimden değil. Hele “feminist kuramların” yanına dahi yaklaşamam. Meramım basitçe şudur: “Milliyetçi camianın kadın tasavvuru nedir? Ona toplumsal, siyasal ve bireysel alanda ne tür roller yüklemektedir?”

Konu aklıma nereden düştü dersiniz? Ziya Gökalp’in “Hürriyet’e Mektuplar”ını okuyordum. Limni ve Malta sürgünü esnasında eşi Vecihe Hanım ile kızları Seniha, Hürriyet ve Türkan’a yazdığı mektuplardan oluşuyor kitap. Her mektubunda eşine ve kızlarının neler okumaları, yazmaları ve yapmaları gerektiği konusunda ders veren bir öğretmen ve baba var karşımızda. Onları içerisinde bulunduğu toplumun farkında olan birer şahsiyet yapmak için çırpınıyor. 1919-21 yıllarındayız…

Sonra o dönemde yazdığı bir kitapta Ömer Seyfettin’in “biz erkekler Turan, Turan diye kıvranırken iki kadın önümüze geçtiler ve yolumuzu açtılar” mealinden bir cümlesi düştü hafızama. Sözünü ettiği kadınlar “Yeni Turan”ın yazarı Halide Edip ve “Aydemir”in yazarı Müfide Ferit idi… Özellikle Halide Edip’in kitap kahramanı “Yeni Turan” davası için binbir fedakârlık yapan; sevdasından vazgeçen ve içinde bulunduğu toplumun geri kalmışlık meselesinin üstesinden gelebilmek için eğitim seferberliği başlatan bir kadındı… Toplumsal ve dini değerler ile hurafeleri ayıran bu yeni kadın tipi başında örtüsü ve edepli giyimi ile toplumun her meselesinin çözümünde erkeklerden daha öndeydi… Aynı dönemde Türkistan’da Cedidciler de çırpınıyordu. Kızlar okula gitsin, öğretmen, hemşire olsun, sanat, edebiyat faaliyetlerine katılsın diye… Hem Türkiye’de hem Türkistan’da bu tavrın karşısında dikilenler muhataplarını en kolay yoldan vurmak yolunu seçtiler: “kafir…!” Bu başka bir hikâyedir…

Ardından Kurtuluş Savaşımızın kadın kahramanları geldi gözümün önüne… Sadece adını bildiklerimiz değil, bir de bilmediklerimiz var. Kurtuluş Savaşında kadınlarımız en az “Bacıyan-i Rum” kadar memleket meselesinin sahibi oldular…

Kadın mevzuunda Atsız romanlarına uğramadan olmaz… Atsız gibi “kahramanlık ruhunun” kitabını yazmış birisinin muhteşem kadın kahramanlarını bilmeyen var mı? Gökçen Kız, Almıla, Ay Hanım, Güntülü… Bize göre bunların hiçbiri sadece “roman kahramanı” değildir, çevremizdeki herkeste onlardan bir parça aradık…

Kanaatime göre 1900’ların başlarından 1927’ye dek süren “birinci milliyetçi aydınlanmanın” ardından 1960’ların sonu ile 1980’e uzanan “ikinci milliyetçi aydınlanma” dalgasında da kadınlar önemli görev üstlenmişlerdir. Hareketimizin o dönemki hikâyesini Emine Işınsu hanımefendi “Sancı” ile yazmıştır. Bize “esir Türklerden” haberleri Emine Işınsu ve ardından Sevinç Çokum taşımıştır roman ve hikâyeleri ile. Bu hareket 1969 yılında “Ayşe” adlı bir “kadın dergisi” çıkarmıştır… O dergi etrafında buluşan milliyetçiler Töre dergisini çıkarıp milliyetçi düşünce sisteminin yeniden yorumlanması hamlesine girişmişlerdir. Lakin bu aydınlanma kervanı 1980’de büyük bir baskın yemiştir ve her şey tar-ü mar olmuştur…  

1980’lerden itibaren bir çelişkili durum çıktı ortaya. Türk kadın aydınlanmasının öncüsü milliyetçiler işi hamasete vurduk ve yokmuş gibi saydık. Oysa bir zamanlar kadın mevzuunu her dillendirene “kâfir” yaftasını iliştiren “dinci kesim” kadının toplumsal hayattaki yerini genişletme konusunda büyük bir atılıma girdi.

Bizim basit bir hamasetimiz vardı sadece: “Tarihimizde kadın hakanın sağ tarafında oturur, toplumsal ve siyasi kararlarda faal olarak yer alır, hayatın tamamen içerisindedir…” Bu cümle bizi kurtarmaya yetmiyor yazık ki.. “Şimdi vaziyet nedir?” diye sormalıyız. Niçin milliyetçi camia “kadın üretkenliğinin” en düşük olduğu kesimlerden biri? Camiamızda kadınlar hareketimizin merkezine doğru kaymakta niçin zorlanıyorlar? Her şeye rağmen bu hareket içerisinde kalmaya gayret eden “yiğit kadınlarımız” nasıl oluyor da bir müddet çırpındıktan sonra yorgun düşüp ya genel gidişe ayak uyduruyor veya kabuğuna çekiliyor? Bunlar cevabını bilebildiğimiz sorular değil. Gözlemlerimiz var sadece…

Burada tek tek camiamızdaki hâkim erkek davranışlarını sorgulayacak değilim. Ne yapalım ki biz eşimize çiçek nasıl verilir bilmeyiz. Bir gün cesaretlenip de çiçek almaya kalkışsak dahi çiçekçinin bizi tanımaması, dostlarımızın bizi elimizde çiçek ile görmemesi için her tedbirimizi alırız. Olur ki içimizden güzel sözler söylemek geçer, on kere yutkunuruz da sesimiz mütereddit bir tonda dökülüveren anlamsız kelimeler yumağına dönüşür; beş kişi ile kavgaya girsen daha iyi… Karikatürize etmiyorum, böyleyiz biz… Burası anlaşılabilir husustur, lakin…

Milletine dair büyük hikâyeleri,  ülküleri olan insanların bunları yakınındaki kadınlarla; eşleri, bacıları, kız arkadaşları ile paylaşmamalarını nereye koyacağız? Dostlarımızla yaptığımız sohbetleri, tartışmaları eşimiz ile yapmıyorsak eşimizden bizimle aynı hedefe yürümesini nasıl bekleyebiliriz? Kendi gittiğimiz mekânlara kız kardeşimizi, kız arkadaşımızı götürmüyor, götüremiyorsak;  oğlumuzu gönderdiğimiz yerlere kızımızı gönderemiyor isek bu durumda “hakanın sağında oturan hatun” hikâyeleri anlatmanın anlamı olur mu? Burada ya bir mekân sorunu veya kadına ilişkin algı/tutum sorunu var demektir… Birisi diğerinden daha az önemli değil!

Bir şey gün gibi aşikâr: Kadın konusunda yüz yıl öncesinde olduğumuz yerden gerideyiz. Zamanın akışı kadını giderek hayatın merkezine doğru kaydırırken biz o akışı yakalamayı beceremiyoruz. Tarihe bakmak büyük keyif, ama tarih gelecek için işaretlerini sunduğu müddetçe “anlatı”dan farklı bir hal alıyor, değerleniyor. 

Milliyetçiler yeni aydınlanma hamlelerine kadın meselesini tefekkür ederek başlayacaklar…    

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Sivasspor 34 48
8. Rizespor 33 48
9. Antalyaspor 33 45
10. Alanyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 34 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 32 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Wolves 35 46
11. Bournemouth 34 45
12. Brighton 33 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 32 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 33 14