12.08.2012, 14:36

YENİ MHP” YARATMANIN YOLLARI ARANIYOR

 Türkiye, gerek iç bünyede, gerekse bölgesinde çok tehlikeli günler yaşıyor. AKP iktidarı iç ve dış politikada tamamen çuvallamış ve iradesinin tamamen ABD’nin elinde olduğunu ispatlamıştır. Komşu ülkelerimizin haritaları, rejimleri, sınırları işgallerle, ayaklanmalarla değiştirilmeye başlanmıştır. Maalesef böyle bir sürece en büyük katkıyı da Türkiye’yi yönetenler vermektedir. En acı olan da bu sürecin aynısının Türkiye’ye yaşatılacağı biline biline hizmet edilmesidir. Çevremizde Türkiye’nin de bir bölümünü içine alacağı tüm dünyaya ilan edilmiş sözde Kürdistan kurulma aşamasına gelinmiş, terör örgütü PKK Güneydoğu’da bazı şehirlerde kurtarılmış bölgeler oluşturmak için kanlı eylemlerine devam etmiştir. Türkiye’yi yöneten en tepe isimler ise daha seçimin yapılmasına iki yıl gibi bir zaman olmasına rağmen Cumhurbaşkanlığı için makam-koltuk kavgası yapmaktadırlar. Türkiye yanmış, bitmiş, bölünmüş hiçbirinin umurunda değildir.
Türkiye’de zaten teslim alınamamış, değiştirilememiş, dönüştürülememiş bir tek MHP kalmıştır. MHP dışında hiçbir parti ve kurum bu yaşanan süreç karşısında direnç göstermemekte, toplumu gerçeklerle aydınlatmak ve uyarmak vazifesi yapmamaktadır. MHP süreci çok doğru okuyan ve uyarılarını tam zamanında yapan bir parti konumundadır. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’nin Türkiye içindeki ve bölgemizdeki gelişmelere yönelik yaptığı tespit ve uyarılara bakın hepsinde bir bir haklı çıktığını göreceksiniz. MHP’nin “Kürt Açılımı” konusundaki milli direnişini aşabilselerdi bugün PKK’nın geldiği nokta iktidarı yönetme noktasında resmiyet kazanacaktı. Ama MHP direndi, mücadele etti ve asla taviz vermedi. Halen de o milli direnişi sürdürmektedir. 
Küresel projelerde Türkiye’nin de Irak’a, Suriye’ye, Libya’ya, Tunus’a, Mısır’a, Afganistan’a dönüştürülmesi vardır. Türkiye içinde sadece MHP buna karşı çıkmakta ve Türk milletini bu konuda sürekli uyarmaktadır. “Yeni MHP” yaratma girişimleri de bu noktada devreye girmektedir. ”Yeni MHP” yaratamasalar da, yıpranmış yahut kendi içinde sürekli enerji harcayan MHP düşünceleri hep sabit durmaktadır. Seçim ve kongre zamanları MHP hep bu manada tezgahlara, saldırılara maruz kalmaktadır. 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi devlet destekli saldırı, tarihe geçmiş büyük bir olaydır.
Bu olayları, yaşananları akıl ve mantık ölçüsünde sorgulamak, tartışmak gerekmektedir. 
MHP’nin önümüzdeki kongresi Türkiye’nin varlığının korunması açından bir dönüm noktasıdır. MHP birkaç il kongresi dışında büyük bir bölümünü tamamlamıştır. MHP’nin 4 Kasım 2012 tarihinde 10. Olağan kongresi vardır. MHP büyük sorumlulukların misyonunu taşımaktadır, bu kongreden sonra da daha çok sorumluluk alacaktır.
“Yeni MHP” oluşturmayı başarırlarsa, bu sorumluluklar sadece küresel güçlerin hedeflerine hizmet taşıyacaktır, aynı ‘Yeni CHP’nin yaptığı gibi… Ama mevcut MHP yapısı milli direnç kalesi olarak mücadele etmektedir.
4 Kasım 2012 tarihinde gerçekleşecek MHP kongresi bunun tescillenmesi olacaktır. MHP birlik ve beraberlik içinde bu süreci atlatacak ve “YENİ MHP” yaratma tezgahlarını bir kez daha bozacaktır.
Ülkücülerin birlik ve beraberliği herkese MHP’nin aşılmaz kale olduğunu gösterecektir.
Bu manzarayı bozacak kim olursa da Ülkücüler onu asla affetmeyecektir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin MHP kongresinde aday olacaklara yönelik verdiği “MHP'ye yakışır bir üslup içinde bir güzellikte bunu sürdürmelerinde yarar var. Kim aday olacaksa hepsine başarılar diliyorum. Ama yarışın içinde ben kendimin de olacağını kimse unutmasın diyorum.” şeklindeki mesajını da herkes iyi okumalıdır. 
Bu sözlerden herkes payını alacağı gibi, en büyük payı da Genel Başkan adaylığına adı geçen Koray Aydın çıkarmalıdır. Çünkü MHP milletvekili sıfatını taşırken, düzenlediği iftar programlarında “MHP işgal altındadır” imasında bulunan konuşmaları üslup konusunda sıkıntı yaşadığını göstermektedir. Sadece bu değil, birçok duruşu da bence sorgulanmalıdır. Apo’nun teslim konusundaki garip açıklamaları, geçmişte MHP’nin başına Kayyum atanması için MHP’yi mahkemeye vermesi, geçmişte kullandığı ve bugünkü ifadeleriyle çelişen sözleri, Aydınlık ve Takvim gazetelerindeki bazı kişilerle olan ilişkileri, hedefe giden yolda her şeyi mübah gören anlayışı, Zaman gazetesinin resepsiyonuna katılması bu sorgulamanın ana başlıkları olabilir. Bunu kimseyi hain ilan etme anlayışı adına değil, doğruların bulunması ve görülmesi adına Ülkücülerin kendi arasında tartışma yapması için vurguluyorum. O halde başlayalım sorgulamaya.
APO 56. AZINLIK HÜKÜMETİ ZAMANINDA TESLİM EDİLDİ
(AB)(D)ullah Öcalan 56. Hükümet zamanı 15 Şubat’ı 16 Şubat 1999’a bağlayan gece Türkiye’ye teslim edildi ve İmralı’ya konuldu. MHP bu tarihte mecliste bile değil. MHP, 18 Nisan 1999 seçimlerinde Türkiye’nin ikinci büyük partisi olarak meclise girdi ve 28 Mayıs 1999 tarihinde DSP ve ANAP’la birlikte koalisyon protokolünü imzaladı. Şubat, Mart, Nisan, Mayıs… Yani Apo’nun Türkiye’ye tesliminden 4 ay sonra MHP iktidar ortağı olarak koltuğa oturmuş… O halde Apo nasıl MHP’ye teslim edilmiş oluyor? Bu suçlamayı genelde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yapar ve bizler de sürekli bu bilgileri vermek zorunda kalırız.
Çok ilginçtir, bu suçlamayı yahut toplumu yanlış bilgilendirmeyi MHP Genel Başkan adaylığına adı geçen Koray Aydın da yapmıştır…
Koray Aydın, AKP’nin borazanlığını yapan TGRT’ye Apo’nun teslimi konusunda diyor ki: Bu konuda geçmişte MHP, devlet sırrı gerekçesiyle bazı konuları açıklamadı. Öcalan’ın yakalanması ve getirilişiyle ilgili olarak öncesinde yaşananları anlatmadı. MHP, Öcalan’ın asılmamak şartıyla bize verildiğini, bu konuda söz verilerek getirildiğini söyleyebilseydi aslında halen daha devam eden sorunun cevabını o zamandan vermiş olacaktı. Maalesef devlet sırrı denerek bu açıklama yapılmadı.”
Koray Aydın’ın bu ifadelerinden sanki Apo MHP’ye teslim edilmiş gibi bir anlam çıkıyor. Kurduğu cümlelerin hiçbir yerinde 56. Azınlık Hükümeti’ne teslim edildiğine dair ifade yok. Koray Aydın’ın Apo konusundaki bu açıklamaları sadece AKP yandaşı gazete ve televizyonlarında geniş bir yer buldu. Onlar da zaten Koray Aydın’ın bu açıklamalarını MHP’nin bir suçu ve itirafı olarak görmüşlerdir. Koray Aydın niçin AKP ve Recep Tayyip Erdoğan ağzıyla konuştu bilmiyorum ama bu konuyu kullanarak siyasi hedefi için yol açmaya çalışıyorsa daha yolun başında yanlışa sürüklenmiştir.
Sayın Koray Aydın “Bize verildiğini” diye başladığı sözleriyle, herhalde kendisini 56. azınlık hükümetinin gizli bir bakanı sanmaktadır. “Bize” kavramını muallakta bırakarak bu konu üzerinden MHP düşmanlığı yapanlara malzeme vermiş, AKP medyasında sözlerinin MHP’ye karşı kullanıldığını gördüğü halde konu ve tarih hakkında düzeltme yoluna gitmemiştir.
Koray Aydın’a MHP’yi bu şekilde töhmet altında bırakan ve suçlama yapmasını sağlayan aklı kim verdiyse herhalde AKP medyasında yer bularak popüler olacağını söylemiştir. AKP’li gibi konuşarak, AKP medyasında yer bulma taktiği ilginç gibi görünse de, bu duruma alkış tutan sözde MHP’liler de var…
CEMAAT PROGRAMINA KATILMAK VE ZAMAN GAZETESİNİ ÖVMEK
MHP Genel Başkan adaylığına adı geçen Koray Aydın’ın en çok tartışılması gereken davranışlarından bir tanesi de bence MHP’ye düşman cephesi açmış bir cemaatin resepsiyon programına katılması ve onların yayın organını bir AKP’li gibi övmesidir. MHP’ye düşmanlığını 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleşen referandumda ve 12 Haziran 2011 Genel Seçimlerinde en düzeye çıkarmış cemaatin resmi yayın organı durumundaki Zaman Gazetesi’nin 25.yıldönümü resepsiyonuna katılarak “25 yıl dile kolay. Zaman'ın bu hale gelmesinde emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. Bundan sonraki dönemde de kendilerine başarılar diliyorum. “ açıklamasını yapması ve cemaatin ileri gelenlerine “Ben de buradayım, görün beni “ dercesine pozlar vermesi aklımda hep soru işaretidir. MHP cemaatin saldırılarına, tezgahlarına, tuzaklarına karşı tavizsiz bir duruş sergilerken, MHP’ye Genel Başkan Adayı olmayı düşünen Koray Aydın, AKP’nin kongresi gibi olan resepsiyona niçin gitmiştir? 
Türk milliyetçiliği düşmanlığı artık en belirgin özelliği olmuş, milli davalarımızda hep gayrı-milli tutum içinde olan, AKP’nin medyadaki militanlığına soyunan, ”Bağımsız Ülkücüler” gibi besleme bir yapı kurarak MHP’nin milli direnişini kırmaya çalışan cemaatin yayın organından ne gibi bir başarı bekliyorsunuz Sayın Aydın?
MHP’den herkes tavrını gösterirken tek sizin resepsiyona gitmenizin manası nedir? MHP’nin hukukunu korumada titizlik göstermeksizin, MHP’ye Genel Başkan adayı olmanızın bir izahı var mıdır?
Kurdurduğunuz yahut beslediğiniz haber sitelerinde MHP’de Genel Başkan Adaylığına adı geçen diğer isimleri AKP ve cemaatle bağı olmakla suçlarken, onlara ait videoları yayınlarken sizin bu tavrınız kendi aranızdaki rekabet mi olmaktadır? “Benim aram sizinkinden daha iyi, ben bir adım öndeyim” mesajımıdır bu? 
2009 yılında topladığınız imzalarla MHP’yi Kayyuma emanet etmeye çalıştığınız süreçte de sizin çabalarınıza en çok desteği Zaman Gazetesi vermişti. 2012 yılında da 25.yıldönümü resepsiyonuna katılarak ve överek diyetinizi ödediyseniz bunu bilmek her Ülkücünün hakkıdır.
Eğer diyet ödemek değil de, ülkücülüğü cemaatin bir alt kolu, cemaat içine eriyecek “ılımlı, uyumlu” bir yapı haline getirmek istiyorsanız, ülkücülerin size söyleyecek bir çift sözü olur. 
“NE GENEL BAŞKANLIKTA GÖZÜM VAR, NE MAKAMDA, NE MEVKİDE”
Yazımızın ara başlıklarından birisi olan bu sözler Koray Aydın’a ait cümlelerin bir bölümüdür. MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi küskünlükleri, dargınlıkları bitirmek ve geçmişte MHP’nin kurumsal kimliğine yönelik yanlış yapanlara “fırsat verme” adına “Güç Birliği” ismini verdiği bir davette bulunmuştu. MHP’yi Kayyum’a teslim etmek gibi bir uğraşı siciline işletmiş olan Koray Aydın da bu davetliler arasındaydı. Şimdi yalan ve iftiralarla yeniden faaliyete geçen ve Koray Aydın’a sonsuz destek veren Yeniçağ isimli bir gazetede o günlerde röportajı yayınlanmıştı. Gazetenin yazarlarından Sayın Selcan Taşçı tarafından gerçekleştirilen röportajda Koray Aydın “Ne Genel Başkanlıkta gözüm var, ne makamda, ne mevkide; ülkeme ve ülkemin garantisi gördüğüm partime faydam dokunsun yeter!” diyordu. (http://www.yenicaggazetesi.com.tr/yg/habergoster.php?haber=42588)
Aday olmak kendisinin bileceği bir meseledir. Ama Koray Aydın adına değişen ne olmuştur? Benim gibi birçok Ülkücü için cevap bekleyen soru budur. Geçmişte demokrasi ambalajına sararak sergilediği tüm olumsuz davranışlarına (Kayyum meselesi en önemli) rağmen, MHP’nin Lideri Devlet Bahçeli, yolsuzlukla suçlandığı günden bu yana kendisine hep sahip çıkmış, vefasını her daim göstermiş ama Koray Aydın hep ilk fırsatta hançeri nasıl saplarımın hesabını yapmıştır. Düşünün 2009 yılında MHP’nin kongresine çok kısa bir zaman kala delegelerden imza toplayıp MHP’yi mahkemeye vermişti.
O dönem Koray Aydın’ın girişimi gazetelerde şu şekilde haber olmuştu: Ankara 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin MHP’de olağanüstü kongre yapılması talebini reddettiğini bildirdi. Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, 253 imzalı olağanüstü kongre talepnamesinin parti yönetimince reddedilmesi üzerine yargıya başvurarak MHP’ye kayyum atanması ve kayyum heyeti vasıtasıyla kongrenin yapılmasını talep etmişti. (Milliyet/22 Temmuz 2009 )
AKP’nin iktidarında MHP’nin başına atanacak Kayyum heyeti AKP’den mi yoksa cemaatten mi olacaktı çok merak ediyorum.
Böyle bir girişime rağmen MHP’ye davet edileceksin, 12 Haziran 2011 seçimlerinde Trabzon’dan birinci sıra aday yapılacaksın, oradaki bütün yapı sana teslim edilecek ama şimdi “MHP işgal altında, biz de kurtaracağız” diye yollara düşeceksin. Sayın Koray Aydın acaba MHP’nin tüm grup toplantılarında MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin konuşmalarını çılgınlar (!) gibi alkışlarken de MHP’nin işgal altında olduğunu düşünüyor muydu?
Ya da MHP’den birinci sıra milletvekili adayı yapıldığında da “İşgal edilmiş MHP’de neden milletvekili adayı oluyorum?” diye kendi kendine sormuş mudur? 
İşgal edilmiş MHP’de milletvekili (!) olan Koray Aydın bir konuşmasında şunları diyor: "Atatürk kurtuluş savaşı mücadelesi başlattığı sırada dolaştığı illere padişah ailesinden sadrazamlar yollanır; Atatürk ve arkadaşlarının vatana ihanet içinde olduklarını Yunanlıların onları durdurmak ve bu ihanete son vermek için burada olduklarını anlatarak Atatürk ve arkadaşlarına itibar edilmemesini söylerlermiş. Aydın’a gelen sadrazam Aydın’da toplananlara bunları anlattığında Aydın'lılardan birisi sadrazama siz Atatürk ve arkadaşlarını kötüleyip onları durdurmak için uğraşacağınıza buraya gelen Yunanları durdursaydınız hiç bu yaşananlara gerek kalmazdı siz neden bunu yapmıyorsunuz diyerek sadrazamın sözüne cevap vermiş ." (Aydınınsesi.com)
Koray Aydın kendisini Atatürk yerine koyuyor ama mücadelesi AKP’ye karşı Anadolu’yu karış karış gezme değil…“Ne Genel Başkanlıkta gözüm var, ne makamda, ne mevkide” dediği halde MHP Genel Başkanlığı makamını ele geçirmek için geziyor. Düzenlediği iftar yemekleriyle MHP içinde ayrışmayı, fitneyi ve tartışmaları körüklüyor. MHP içinde İstiklal Savaşı verdiklerini söylüyorlar, kalemşorları de Damat Ferit’e karşı mücadeleden bahsetme densizliği gösteriyor. Bunları ilk köşesinde dile getirip eleştiren gazetemizin yazarı Neval Kavcar hanımefendi olmuştur. Neval Hanım’ın ömrü gençlik yıllarından bu yana Ülkücü Harekete hizmetle geçmiştir. Aynı zamanda Ülkücü şehidimizin yengesidir. Fakat, bunları dile getirdi diye onu “Solcu” ilan edecek ve her türlü hakaretle saldıracak kadar gözleri dönmüştür.
Sayın Koray Aydın, MHP milletvekili olduğunuz halde “MHP işgal altındadır” diye yollara düşerseniz ve gittiğiniz her yerde iflah olmaz “Devlet Bahçeli düşmanlarını” toplayarak bir çaba içerisine girerseniz, birileri de doğal olarak size bazı konularda hatırlatmalarda bulunur.
Herşeyi bir kenara bırakalım, MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli şimdi size sadece “Merhametten (İyilikten) maraz doğar” atasözünü hatırlatsa haksız mıdır?
SEVİYELİ HİÇ KİMSENİZ YOK MU YANINIZDA?
Kurdurduğunuz ve beslediğiniz haber sitelerinde, gazetelerde, sosyal paylaşım sitelerinde MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli’ye ve onun yanında hizmet eden kişilere yönelik her türlü hakaret, küfür ediliyor, her türlü iftiralar atılıyor. Gözleri dönmüş, ruhları kararmış bir şekilde hiçbir ölçüyü kabul etmeden saldırıyorlar. Şu mübarek günlerde bile ağza alınmayacak küfürler yandaşlarınızın silahı olmuş durumdadır. Sonra aynı yandaşlarınız “uyanıklık” yaparak hem mağdur edebiyatı yapıyor, hem de seviye çağrısında bulunuyorlar. Adı Fitneçağ’a çıkmış olan gazetenin bir yazarı, aynı zamanda sizin de iftar gezilerinizi yalanlarla bezeyip kaleme alan ahlak yoksunu adam sosyal paylaşım sayfalarıma “Vay, vay, vay... Kadrolu fino gene havladığına göre demek ki durum gerçekten tehlikede...” diye yazabilmekte, bizzat sizin bu gazeteye yazar olarak yerleştirdiğiniz başka bir kişi de köşesindeki yazısında “MHP Liderinin Kerkük’te Türkmenlerle Bayram Namazı kılacak” olmasını “Kürdistan’ı tanımaya gidiyor” şeklinde sunup, “MHP Genel Merkezindeki Tilkiler” ifadesini kullanabilmektedir. Kurdurduğunuz bir site, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Şemdinli’de meydana gelen PKK isyanına karşı hükümetin atacağı her adıma destek vereceğiz, bu durumun siyaseti olmaz” sözünü bile “Biz AKP’ye çakıyoruz, Bahçeli AKP’ye sonsuz destek veriyor” şeklinde değerlendirebilmektedir. Sayın Aydın, ölçü, akıl, seviye kabul etmeyen bu kişileri etrafınızda toplayabilmek için çok mu uğraştınız acaba? Yoksa bunlar mı sizi buldu?
AYDINLIK, TAKVİM VE YENİÇAĞ ARASINDAKİ UYUM…
Aydınlık Doğu Perinçek’in yayın organı, Takvim Recep Tayyip Erdoğan’ın damadının müdür olduğu holdinge ait, Yeniçağ ise MHP’nin Genel Başkanını değiştirmek için aklını oynatmış ve bugüne kadar bu manada desteklemedik adam bırakmamış bir gazetedir. 
Bu üç gazetenin Koray Aydın lehine olan uyumunu MHP’nin İstanbul kongresi sonrası gördük. Tüm umudunu İstanbul kongresine bağlayan Koray Aydın, kongrede istediği sonucu alamayınca bu gazetelerde tam tersi bir şekilde haberler yaptırdı. “İstanbul’da muhalifler kazandı” ,”Devlet Bahçeli bu sonuca göre tekrar aday bile olamayacak”,” 114 delege muhaliflerin oldu” gibi akla ve mantığa uymayan haberler ve köşe yazıları aynı kelime, aynı cümle, aynı ifadelerle Aydınlık, Takvim ve Yeniçağ’da yayınlandı. Aydınlık’ta Sebahattin Önkibar’ı ,Takvim’de Koray Aydın’ın eski iş ortağı olduğu söylenen Emin Pazarcı’yı, Yeniçağ’da ise herkesi bu tür haberleri yaptırmak için kullanıyorlar. Bir taraftan MHP İstanbul il kongresini kazandıklarına dair haberleri yaptırdıkları gibi, diğer yandan kongreyi iptal ettirebilmek için soluğu mahkeme kapılarında alıyorlar. Bu nasıl akıl, bu nasıl mantık anlayabilmek oldukça zordur. Madem kongreyi kazandınız, niçin iptal ettirmek için adliye koridorlarında sabahladınız diye sorduğumuzda da sessizliğe gömülüyorlar.
MHP içindeki hedefe ulaşmak için Doğu Perinçek’in ve AKP’nin yayın organlarını, orada size yakın olan isimleri kullanmak hangi Ülkücülük anlayışına uymaktadır? Yalan ve iftira yüklü, her yanı komplo teorisi olan haberler yaptırarak MHP içinde hedefe koşmaya çalışmak kendi adınıza kazanç mı, yoksa kayıp mı olmaktadır? Bu gazeteler arasında uyumu sağlamak için kimi memur tayin ettiyseniz ya geri çekin ya da o kişi çıkıp görevini açıkça yerine getirsin. 
“Önce ülkem, sonra partim ve ben.” diyen dürüst,ilkeli ve onurlu devlet adamı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin karşısına çıkıp “Bana kapı açacak dost ya da düşman her insan ve kurumla, gerektiğinde ülkücü değerleri ayaklar altına alarak, işbirliğine hazırım.” diyen bir Genel Başkan adayı ile “Yeni MHP” adlı değişim geçirmiş yapının nasıl olacağını ülkücülerin takdirine bırakıyorum. 
SONUÇ
MHP’nin kongresi birlik ve beraberliğimizi baltalamaya yönelik girişimlerin sahne aldığı bir alan olmamalıdır. MHP işgal altında değil, işgal edilmeye çalışılan Türkiye’yi korumaya çalışan milli bir güçtür. MHP’deki demokrasiyi hiç kimse bölmeye, parçalamaya, fitne ve fesat çıkarmaya araç haline getirmemelidir. MHP’de haddinden fazla demokrasi vardır. Geçmişte AKP’den aday adayı olmuş birisi bile MHP’de Genel Başkan adayı olmuş, kongrede konuşma yapmıştır. Gezmediği parti kalmadıktan yıllar sonra MHP’ye geri dönen, referandumda AKP’yi destekleyen, AKP’nin “Kürt Açılımına” destek veren Ramiz Ongun MHP Genel Başkanlığına aday olmuştur. Solcu İsmail Cem’in partisi YTP’de, Abdüllatif Şener’in partisi TP’nin kuruluş aşamasında bulunmuş, İsrail’e aşık olmuş birisi bile MHP’ye Genel Başkan adayı olmaya kalkmıştır. Bugün de MHP’nin başına Kayyum atatmaya çalışmış Koray Aydın’ın Genel Başkan adayı olmaya kalkması bizleri çok şaşırtmamalıdır.
Ama bu şaşırmadığımız durumlar karşısında susacak da değiliz… Onlar nasıl ki, ömrünü MHP’ye vermiş Lider Devlet Bahçeli’yi MHP’yi işgal etmekle suçluyorlarsa, MHP ve Ülkücü düşmanlarıyla işbirliği yaparak MHP’yi işgal etmeye çalışanlara da gereken cevabı her daim vereceğiz.
YILDIRAY ÇİÇEK
Yorumlar (1)
mustafa kaykaç 12 yıl önce
sarfettiği sözlere çok dikkat etmesi gerekir.ileride söylediği kelimeleri unutan,yok sayan,inkar eden duruma düşmemeli.şu an siyasetin tıkanmasının nedeni bu olsa gerek.birbirini çok sevmesi gereken insanların sırf koltuk hesabı için ayrı-gayrı düşmeleri sadece kendilerine değil milletimize,devletimize,ideallerimize zarar vermekte.bu anlamda hele hele mevki ve makam sahibi insanlar daha mütavazi olmak zorunda...
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 35 90
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 35 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 35 37
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 35 33
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 35 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 36 43
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17