29.06.2012, 04:49

Sonra ne oldu Sayın Başbakan?

  Sayın Sadi Somuncuoğlu, Yeniçağ gazetesinde 23 Haziran 2012’de yazdığı yazıda Başbakan Erdoğan’ın AKP’nin Sakarya Kongresinde yaptığı konuşmaya atıfta bulundu. Erdoğan şöyle demiş: “Osmanlı döneminde, hariciye yazışmaları Fransızca yapılırdı. Resmi Gazete Türkçenin yanında Rumca da, Ermenice de, Arapça da basılırdı. Balkanlar’da, Orta Doğu’da, Kuzey Afrika’da Türkçe bilmeyen, ama kendi halkının dilini konuşan memurlar bulunurdu. İstanbul’da, Anadolu’da Türkçe konuşulur, ama onun dışında hiçbir yerde, hiç kimsenin diline karışılmazdı. Osmanlı Devleti, 600 yıl boyunca, bu hoşgörüyle, bu toleransla milletine verdiği bu haklarla ayakta kaldı.” 

Sadi Bey, Erdoğan’ın açıklamasındaki yanlışları ortaya koydu. Onları burada tekrarlamayacağım. Ancak ben Erdoğan’ın söylediklerinin tamamı eğer doğru olsaydı yine üzerinde düşünmesi gereken noktalara dikkat çekmek istiyorum. Erdoğan’ın bahsettiği ilk yarı resmi gazete Takvim-i Vekayi, 1831’de yayınlanıyor. Gazetenin Rumca, Ermenice Arapça ve Fransızca eki var. 1918’de 87 sene sonra Osmanlı Devleti yok oluyor. Takvim-i Vekayi’nin yayınlanmasından bir sene sonra 1832’de, 1821’de başlayan isyanın sonucunda Yunanistan bağımsızlığını kazanıyor. Rumca gazete yayını işe yaramıyor.

1828 Osmanlı-Rus savaşında Osmanlı Ordusuna ihanet eden Ermenilerin büyük isyanları ise 1830’lardan sonra başlamıştır. 1913-1914’de Birinci Dünya Savaşı’ndan hemen önce Doğu Anadolu’da Ermeni Genel Müfettişliklerinin kurulması aşamasına gelinmiştir. Bu aslında Ermenilerin Osmanlı Devletinden kopmasıdır. Yani, Ermenice gazete yayınından 82 sene sonra. Arapça ek yayınlamak, Arap isyanlarını da durdurmamıştır. Bulgarca eğitim hakkının verilmesi, Bulgaristan’ın 1878’de prenslik ve 1908’de bağımsız devlet olmasını engellememiştir. 

Diğer bir ifade ile Osmanlı Devletini 600 sene yaşatan, herkese anadilinde devlet işlerine katılma imkânı vermesi ve kamu işlerinde kullanmak için dahi olsa Türkçe öğretmemesi değildir. Aksine Osmanlı Devleti, kamu işleri konusunda kuruluşundan yıkılışına kadar Türkçe konusunda çok hassas ve kıskanç olmuştur. Artık çöküşe çok yaklaşıldığı günlerde 1876 Kanuni Esasi’sinin 18. maddesinde “Devlet memuru olmak için devletin resmi dili Türkçeyi bilmek şarttır” denmektedir. 

Osmanlı Devleti egemenliği altında tuttuğu halklara Türkçe öğretmemiştir. Bu belki Türk tarihinin en büyük yanlışı olmuştur. Eğer 600 yıl boyunca Osmanlı’nın Balkan ve Orta Doğu feodalizminin baskıcı yönetimleri yerine bu bölge halklarına getirdiği özgürlükler ile birlikte Türkçe öğrenimi de olsaydı 18 ve 19. Yüzyıllarda Avrupa ve Rus emperyalizminin Osmanlı Devletini parçalaması bu kadar kolay olmazdı. Ayrıca bir gün bu ülkeler bağımsızlıklarını kazandıktan sonra da dünya tarihinin gördüğü en baskıcı imparatorluklardan birisi olan Büyük Britanya İmparatorluğu nasıl İngiliz Commenwealth’ini kurmuş ise, Fransız koloni imparatorluğu yıkıldıktan sonra nasıl Frankofon ülkeler topluluğu oluşmuş ise bugün bir Türkçe Konuşan Ülkeler Topluluğu veya Osmanlı Kültürlü Ülkeler Topluluğu olabilirdi.

İngilizce ve Fransızcanın koloni halklarına öğretilmiş olması daha sonraki yüzyılda da kolonici ülke ile bağımsızlığına kavuşan ülke aydınları arasında kültürel etkileşimin sürmesine yardımcı olmaktadır. Kültürel etkileşim politik etkileşimi kolaylaştırmaktadır. Osmanlı’nın kolonici, emperyalist olmayan politik uygulamalarının bir de Türkçe ile desteklenmesi durumunda ortaya mükemmel bir tarihsel sonuç çıkabilirdi. Üstelik Türkçe öğrenmek bu coğrafyada İslam dininin gönüllü yayılmasını kolaylaştırabilirdi.

Sonuç olarak Başbakan, bugün Türk milletinin parçası olan birçok insanımızın etnik kimliklerinin Türk milli kimliğinden ayrı milli kimliğe dönüşmesi için gereken adımları atıyor. Kısa vadede rahatlama gibi sonuçlar sağladığı iddia edilse de Güneydoğu Anadolu’da AKP’ye oy veren seçmen, Türkiye’nin diğer bölgelerinde olduğu gibi bu adımlardan dolayı değil, ekonomik rahatlama ve yardımlardan dolayı oy veriyor. Öte yandan etnik kurumsallaşma orta ve uzun vadede “demek ki biz farklıyız” bilincini geliştiriyor. Bu süreç devam ederse, Türkiye Cumhuriyeti bir 82 sene daha varlığını sürdüremez. 

Siyasetçilerin tarih içindeki konumunu, seçmen sandıklarından çıkan oy oranı belirlemez, gerilerinde nasıl bir miras bıraktıkları nelere neden oldukları belirler.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17