03.06.2013, 11:55

Milli Direnişe Dair Bir Değerlendirme Yazısı

 Son 10 yıldır Türkiye'nin adım adım küresel sermayeye teslim edilip "örtülü manda yönetimi" altına alındığını görmekteyiz.
 
Bu proje, Türk milli devletini dönüştürmek için 2000 yılında uygulamaya konan “küresel bir darbedir.”
 
Bu küresel darbeyi önlemek için var gücüyle mücadele eden yegâne güç Türk Milliyetçileri ve onların siyasi temsilcisi olan Milliyetçi Hareket Partisi’dir.
 
Ben de bazı istisnalar hariç her Türk Milliyetçisi/Türk Ülkücüsü gibi bu mücadelede partime elimden geldiğince katkı vermeye çalışıyorum.
 
Ancak her şeyin en doğrusunu bildiğini sanan ve Türk Milliyetçisi gibi görünen kimileri ya da "çok ülkücü"olan bazı arkadaşlarımızın, her konuda MHP'yi eleştirdiğini, uyardığını ya da güdüm altındaymış gibi göstererek suçladığını görmekteyim.
 
Hatırlanacağı gibi 2007 Cumhurbaşkanlığı seçiminde MHP,  367 hukuk garabetine karşı çıkıp Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleme gayretlerine alet olmadı. 
 
Bu "çok ülkücü" arkadaşlar ya da Türk Milliyetçisi kimliğiyle yazıp çizen şahıslar ve solcular kendi adayı ile seçime katılıp 71 oy alan MHP'yi suçladılar.
 
AKP 341 milletvekili ile bir biçimde Cumhurbaşkanını bal gibi seçecekti. Ancak sanki AKP Cumhurbaşkanı seçemeyecekmiş de MHP seçtirmiş gibi bir hava yaratanlar sakat mantıkları ile MHP’yi suçlayarak "AKP’nin vagonu oldu" dediler.
 
Oysa MHP doğru bir duruş sergilemiş ve mağduriyetten beslenen AKP’nin bu yolla biraz daha güçlenmesine engel olmuştur.
 
Ne var ki kısır ve kısıtlı düşünen “MHP’li yeminli MHP yönetim muhalifleri” bunu anlayamamış ve kendi partilerini solcularla birlikte “vagon” olmakla suçlamışlardır.
 
2010 Anayasa Referandumunda da bu kısır suçlama devam etmiş ve davaya ihanet düzeyine çıkmıştır.
 
Bu arkadaşlarımız AKP karşısında CHP gibi "hayır" oyu kullanılmasını istediği için bu sefer de "Bakın şu MHP'ye.. CHP’nin vagonu oldu" dediler ve MHP’yi yok etme planının paslı bir parçası oldular.
 
Benzer bir durum milli bayramlarımızın kutlanmasına getirilen kısıtlamalara tepki verilmesi konusunda da yaşandı.
 
MHP, milli bayramların kutlanmasına AKP tarafından getirilen kısıtlamalara şiddetle karşı çıkmış fakat CHP-İP ve Ulusalcı denilen sol guruplar gibi sokaklara inip eylem yapanlara katılmamış ve bu sokak hareketlerini onaylamamıştır.
 
MHP’nin bu davranışı yine malum sakat mantık sahipleri tarafından eleştirilmiş, kimi MHP’yi sol ittifakın güdümünde olmakla, kimi gizli AKP yandaşlığı ile suçlamıştır.
 
Bir kez daha Ülkücüyüm/MHP'liyim diyen malum muhalif arkadaşlarımız, CHP-İP-TGB ile birlikte eylem yapmadığı için MHP’yi suçlamış “AKP'nin vagonu oldu, partinin ekseni kaydı"  diye insafsızca/izansızca suçlamalar yapmışlardır.
 
Oysa MHP doğru bulduğu politikaları desteklemiş yanlışların da karşısında durmuştur ve asla illegaliteye prim vermemiştir.
 
MHP, sırf birileri karşı ya da yanında diye herhangi bir davranışa-uygulamaya "doğru" veya“yanlış”dememiştir.
 
Mesela son günlerde tartışılan ve anayasa gereği çıkartılan “Alkol Yasası” konusunda AKP desteklenmiş,“Taksimin Yayalaştırılması Projesinde” ise AKP rantiyeciliğine karşı çıkılmıştır.
 
Doğru olan da budur. MHP doğru bir duruş göstermiş, hak olanın/haklı olanın yanında yer alarak Türk Milliyetçiliğinin gereğini yapmıştır.
 
Ne yani Anayasamızın 58. maddesi gereği olarak getirilen alkol ve uyuşturucu kullanımını önleyecek yasaya sırf AKP getirdi diye karşı mı çıkılacaktı/ çıkılmalıydı?
 
Ya da sadece sol, CHP ya da İP karşı diye AKP'nin Taksim meydanına Topçu Kışlası, üzerine AVM ve rezidans yapılması kararına göz yumulmalı mıydı?
 
MHP, bazı hatalı yanlarına rağmen “bakkal/market/büfelerde saat 22-06 arası alkollü içki satışı yapılamaz gibi" alkol yasasının genelini doğru bulup desteklemiş, AKP'nin küresel sermayeye peşkeş çektiği Taksim alanı düzenlemesini ise “yanlış, akıl dışı bir rantiyecilik” olarak görmüş ve karşı çıkmıştır.
 
Her iki halde de MHP kendi lokomotifinin vagonu olmuştur.  
 
Ancak polis, sanki düşman geliyormuş gibi ellerinde bayraklarla demokratik protesto hakkını kullanan guruba da acımasızca gaz-su sıkarak, copla karşılamıştır.
 
Soruyorum şimdi;
 
1-Hiçbir taşkınlık yapmadan ellerinde Türk Bayrakları ile yürüyen aziz vatan evlatlarına yapılan bu saldırı hak mıdır?
 
2-Deniyor ki “Milleti birbirine kırdırmayalım, oyuna gelmeyelim”. 
Peki, soruyorum size Taksim'de milletin hangi kesimi vardı, düşman kamplar kimlerdi de o meydanda millet birbirine kırdırılacaktı?
 
3- Diyelim ki illegal sol örgütler polise molotof, bilye, taş attı/atıyordu.
Peki, ellerinde Türk bayrakları ile yürüyen vatandaşlar ne attı veya atıyordu da gazlandı, sulandı, coplandı ve tutuklandılar?
 
Başbakanın cevabı son derce net ve yalındı “Sultanın iradesine karşı geldiler. Bu sebeple valim, emniyet müdürüm, polisim gereğini yaptılar.”
 
Evet, “Sultanın” cevabı bu kadardı ve nasılsa hiç kimse ona hesap soramazdı/soramıyordu.
 
Tasmalı medya tarafından büyülenmiş, hipnozlanmış olanlara ve her olumsuzlukta MHP yönetimine saldıran bazı arkadaşlarımıza tavsiyem; Eğer Türkiye’nin “aksultanın mülkü, siz de kulları” olmak istemiyorsanız artık silkinmeli ve bu gaflet uykusundan uyanmalısınız.
 
Mevcut MHP yönetimine muhalif olsa bile dava arkadaşlarımız kendi ayağımıza kurşun sıkmaktan süratle vazgeçmeli ve Ülkücü ağzıyla konuşanların yaydığı fitneye fırsat verilmemelidir.
 
Milliyetçi/Ülkücü gibi görünerek bizi bozmaya çalışanların aramızda barınmasına imkân tanımamalı ve bunlar derhal dışlamalıdır.
 
Bilinmelidir ki gafletten/dalaletten ve uykudan uyanmanın zamanı çoktan gelmiştir.
 
Artık bazı arkadaşlarımızın kendi duruşlarını gözden geçirip her muhalif duruşa bir gerekçe bulup MHP'yi hedefe koymaktan vazgeçmelidir.
 
Bu arkadaşlarımız gözlerini açarak yapılanlara "at gözlüğü" ile değil "Türk Gözü" ile bakarak "AKP bizi uçuruma götürüyor, önlemek için koşulsuz biz de elimizi taşın altına koyalım" demeleri şarttır.
 
Artık "Türk Milliyetçisiyim diyen veya öyle olduklarını düşündüğüm" bazı arkadaşlarımızın sosyal medyada, facebook sayfalarında sadece AKP karşıtlarını eleştiren, MHP'yi yerden yere vuran yazılarının yanında bir kere için de olsa “AKP'yi eleştiren iki kelamlarını” görmek istiyorum.
 
Elbette son seçimlerde milletin %50'sinin AKP'yi desteklediğini biliyorum.
 
Ancak milletin geri kalan %50’sinin de AKP'ye karşı olduğu unutulmamalıdır.
 
Bu durumda teşkilat yöneticilerimiz “AKP muhalifi olan diğer %50'yi dikkate almalı ve MHP’li olmayanlara karşı önyargılardan sıyrılıp kucaklayıcı bir yaklaşımla sıcak temas” kurmalıdır.
 
Taksim olayları ile ilgili TBMM kürsüsünde konuşan AKP gurup sözcüsü "biz %50 oy aldık. Bu sebeple her kararı almak ve uygulamak hakkımızdır" diyerek ancak diktatörlüklerde görülebilecek bir tavır sergileyebilmiştir.
 
Türkiye'nin yürütmede bugünkü sorunu işte bu dayatmacı antidemokratik zihniyettir.
 
Milletimize, demokrasilerde “çoğunluk” ile "çoğulculuğun" farklı şeyler olduğu “bir oy fazla alanın her şeyi yapamayacağı, demokrasilerde böyle bir anlayışa yer olmadığı” anlatılmalıdır.
 
Milletin yarısının oyunu alan parti, milletin diğer yarısını yok sayamaz!
 
Gönüllerde/zihinlerde ve söylemlerde meşruiyetini yitirmiş yönetimler ise gayri meşru her faaliyete davetiye çıkarır ki Allah korusun bu da devletin sonu demektir.
 
AKP ve "ileri demokrat" başbakanımız Erdoğan, millete meşruiyette kalma nasihati verirken kendi meşruiyetini koruması şarttır.
 
Sonuç:
 
“Bazı arkadaşlarımız ve Başbakan”  nasihat ederken öncelikle kendi düşüncelerini, davranışlarını sorgulamalıdır.
 
Yoksa adama "âleme verir talkını kendi yutar salkımı" derler ve mahcup ederler.
 
Tabi ki karşımızda kâmil bir "ben" veya "ben merkezli düşünmeyen” birileri varsa.... 
 
Yoksa… sözümüz de yoktur.
 
Güzel günler için esen kalınız.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17