02.09.2013, 05:43

Kutuplaştırmanın milli güvenlik üzerindeki öngörülmez etkileRİ

 Türkiye’yi 10 yıldır germe ve kutuplaştırma siyasetini çok başarı ile kullanan bir lider yönetiyor. Başbakan Erdoğan bu siyasetin sonucunda oylarını % 50 bandına yaklaştırdı.Tabii ki, kutuplaştırma ve germe siyasetinin seçmene yönelik çok boyutlu ayni ve ekonomik yardımlar ile, çok akıllıca düzenlemiş sosyal haklar politikaları ile desteklendiği unutulmamalıdır. Evde yatalak hastaya bakan kadına ödenen paradan, birçok insanı iş bulsa da çalışmaktan vazgeçirecek kadar kapsamlı bir  “sosyal”  politikası, AKP’nin son on yıldaki başarısının temel anahtarlarıdır. Ancak bu politikalar ile AKP büyümesinin sonuna gelirken, son 10 yılda bu ekonomik yardımların gerçekleştirilmesini mümkün kılan küresel finans piyasaları da artık başka bir eğilim içine girmişlerdir. Nitekim bu yıl AKP Hükümetinin gerçekleştirdiği ekonomik yardımların sayısında azalma olmuştur. 

Bu 10 yılda ekonomik yardımlar ile desteklenen gerilim ve kutuplaştırma siyasetinin bir parçası olanotoriter ve müdahaleci politikalar Gezi olayları sırasında bir toplumsal patlama ile tepki görmüştür. Başbakan Erdoğan, Gezi olaylarına kendisinin daha önce başarıya götüren germe ve toplumsal kutuplaştırma ile karşılık vermiştir.  Türkiye artık parti siyasetinde günlük kazanımlar için gerçekleştirilen kutuplaştırma siyasetini taşımakta zorlanmaktadır. Bu siyaset, Türkiye’nin milli birliği ve bütünlüğü için tehdit oluşturmaya başlamıştır.  Milli birlik inancımız üzerinde oluşan fay hatlarını şu şekilde özetleyebiliriz.

Son 10 yıldır Türk Milleti birliğini temsil eden Başbakan Erdoğan’ın ağzından sürekli kendisini “Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak” diye parçalara ayrılmış olmasının, Reyhanlı’da “Sunni şehitlerden” bahsedilmesinin bir sonucu olarak bilinçaltında “milli birlik yıpranmışlığına” uğramış bir halktır. Yine Başbakan Erdoğan’ın ve yakın kadrosunun söylemleri PKK’nın gerçekleştirmiş olduğu terör eylemlerinin “terörle mücadele edilerek aşılamayacağı” inancını bir kısım vatandaşımızda uyandırmıştır. Ancak başta bu vatandaşlarımız olmak üzere önemli bir kısım insanımız PKK’nın şartlarını kabul ederek PKK’ya müzakereler ile teslim olmaktan ise “verelim gitsin-inceldiği yerden kopsun” çizgisine gelmişlerdir. Öte yandan müzakereler PKK zemininde Türkiye’nin yenildiği, daha fazla taviz koparılabileceği inancını ortaya çıkarırken, kendilerini devlete bağlı hisseden Kürt kökenli yurttaşlarımız da  “madem devlet PKK ile anlaşıyor, biz neden anlaşmayalım” düşüncesine kaymaya başlamışlardır. 

Dış politikada izlenen Sünnici çizginin, Reyhanlı’da “Sünni şehitler” ifadesinin sonucu, Hatay’daki Alevi-Nusayri çizgisi ile inanç zemininde hiçbir alakası olmayan Anadolu Aleviliğinin politik zeminde artık kendisini Alevi-Nusayri çizgisine daha yakın hissetmesi olmuştur. Gezi Parkı olaylarında Erdoğan’ın göstermiş olduğu sert, dışlayıcı, şeytanlaştırıcı ve kutuplaştırıcı tavır ve polis şiddeti milyonlarca insanı daha da yabancılaştırmıştır. Bugün bu kitleler sussa da yarın  bu kadar yabancılaşmış kitleler ülkeyi yönetilmez hale rahatlıkla getirebilirler. Ankara’da Kızılay meydanında İstanbul’da Taksim’de her iki kişiden birisinin polis olması, köşe başlarındaki TOMA’lar ülkenin yönetilebilir olması sonucunu getirmeyecektir. 

Türkiye’nin geldiği nokta bu kadar parçalanmış bir toplumun daha fazla kutuplaştırma siyasetine sosyal bünyesinin dayanmasının zor olduğudur. Diğer bir ifade ile, kutuplaştırma öyle düşmanlıklar doğurmaktadır ki, diğer kutuptakiler dışarıdan gelecek bir düşmana karşı hükümetin yanında yer almayabilecek noktaya gelmişlerdir. Türkiye’nin herhangi bir alanda zafer kazanması örneğin 2020 Olimpiyatlarının Türkiye’de yapılması gibi, eğer Erdoğan’a başarı getirecek ise Türkiye’nin yenilmesini tercih eden çok önemli bir kitle ortaya çıkmıştır. Çünkü bu kitle kendisinin Türkiye’nin sınırına kadar itildiğini-diğer kutup haline getirildiğini hissetmektedir. Böyle bir ülke milli güvenliğini sağlayamaz. Böyle düşünen insanlara da  “Vay vatan hainleri” diyerek, konuyu halledemezsiniz. Yapılması gereken, kutuplaştırma siyasetinin terk edilmesidir.  

Demokrasiler çoğunlukların yönettiği rejimler değildir. Demokrasiler azınlıkların çoğunluğun yönetmesinin meşru olduğunu kabul ettikleri rejimlerdir. Eğer azınlıklar, sandıktan bir çoğunluk veya en büyük azınlık çıksa da, onun meşruluğunu kabul etmezler ise %50’yi arkasına alan bir iktidar diğer direnen bir % 50’yi yönetemez. Başbakan Erdoğan, Türkiye’nin milli güvenliği, milli birliği ve bütünlüğü için artık kutuplaştırma siyasetini terk etmelidir. Kutuplaşmış bir Türkiye’de % 50’ye dayanmaktansa, kutuplaşmamış bir Türkiye’de % 35’e dayanmak daha önemli bir güce dayanmak anlamına gelir. 
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17