29.11.2012, 07:00

Dershaneler kapansın mı?

 Türk eğitim sisteminin en önemli sorunlarından birini mevcut 3 bin 896 dershane olarak göstermek bir adettir.Birçoğumuz üzerinde hiç düşünmeden bunu yaparız. Oysa,dershaneler bir neden değil, bir sonuçtur.Üstelik sistemin başarısızlığının da sonucu değildir. Sistem başarısızdır ama dershaneler bu başarısızlığın nedeni de değildir sonucu da değildir. Dershaneler kitle eğitimi yapılan bir toplumda rekabete dayalı eğitimin bir sonucudur. Üsteliksistemin yanlış şekilde kurulması ve işlemesi, rekabetin tek bir sınav üzerinden, sonucun da nasıl biteceğinin belli olması, dershane sistemini teşvik etmektedir. 

Bizim eğitim sürecinde gerçekleşen rekabetin çok daha serti başka toplumlarda da yaşanmaktadır. ÖrneğinJaponya’da eğitimde rekabet, Türkiye’de gerçekleşen rekabetten çok daha sert ve acımasızdır. Japon anne babalar, Tokyo Üniversitesi Hukuk Fakültesine giren çocuklarının önlerinin başbakanlığa kadar açık olduğunun bilinci içinde çocuklarını  “3”,yanlış okumadınız yazı ile de  “üç”  yaşından itibaren hazırlamaya başlarlar. Hem de öyle bir hazırlanma ki çocuklar üzerinde oluşan gerilim Tokyo Üniversitesi Tıp Fakültesinde, dünyanın en küçük ülser hastaları, yani 4-6 yaş grubu için ülser hastalıkları bölümünün açılmasına neden olmuştur. 

Japonya’da olduğu gibi vahşi bir rekabeti çocuklarımızın hak ettiğini düşünmüyorum.Ancak rekabetin sadece milletler arasında değil, fertler arasında da kaçınılmaz olduğu gerçeğini kabul etmemiz lazım.Üstelik bir milletin fertlerinin kendi aralarındaki rekabeti ne kadar etkili ve iyi sonuçlar ortaya koyar ise o milletin diğer milletler ile rekabetinde de ortaya o kadar iyi sonuçlar koyması kaçınılmazdır. Bundan dolayı sadece sporda değil, eğitimde de rekabeti teşvik etmeliyiz. 

Yanlış olan ise sistemin rekabeti tek bir sınava indirgemesidir. Oysa rekabet bütün bir eğitim sürecine yayılır, bir gün lise notlarına göre üniversiteye girmek mümkün olur ise o zaman en iyi rekabet zeminini oluşturmuş oluruz. Bu durumda da modern sanayi toplumunun gereği olarak rekabet devam edecek, bu rekabette önde olmak isteyenler  “destek”  alacaklardır. Yani dershaneler varlıklarını değişik dersler geliştirerek sürdüreceklerdir. Ancak o zaman gelene kadar, dershanelerin rekabeti demokratikleştirici bir işlevi de olmaktadır. Ankara’da, İstanbul’da özel okullarda üniversite sınavına hazırlanan, ayrıca okul sonrasında dershaneye giden veya özel ders alan bir genç ile Adıyaman veya Sinop’ta devlet okuluna giden, özel okula verecek parası olmayan ancak Anadolu’da yıllık ücreti 750-1500 TL arasında olan ucuz dershane ücretini karşılayacak öğrenci arasında bir şekilde şekilsel düzeyde kalsa da demokratik bir eşitlik sağlamaktadır.  

Ayrıca dershaneler, devletin iş vermediği, Eğitim Bakanı’nın  “başka iş yapsınlar” dediği genç öğretmenler için en önemli istihdam alanıdır. Dershaneleri kapattığınız zaman bu gençler nasıl yaşama tutunacaklardır. Üstelik dershanelerde hocalık, bu gençleri gerçek öğretmenliğe hazırlayan büyük bir deneyim olmaktadır. 

Öte yandan dershaneler kaldırılır ise ekonomik durumu yerinde olan aileler evlerde çocuklarına özel dersler aldıracaklardır. Böylece yeni bir vergilendirme ve kontrol dışı sektör kaçınılmaz olarak ortaya çıkacaktır. Tabii aklınıza başka bir husus gelebilir. Diyebilirsiniz ki,  “dershanelerin büyük bir bölümü Gülen cemaatine yakın. Başbakan Erdoğan cemaate karşı bir saldırı başlattı ve bu saldırının bir parçası olarak kadro savaşının yanında ekonomik savaş sürdürüyor. Dershanelerin kapatılması da bu savaşın bir parçası.”  Bu söylenenler doğru olabilir. Ancak benim bildiğim, özel okul kurmak konusunda dünya çapında deneyimi olan bir yapı, dershaneleri bir günde liseye dönüştürebilir.

Sonuç olarak, mesele siyasal güç mücadeleleri zihniyeti ile değil, geleceğimizi inşa edecek ve dünya ile rekabet edecek gençlerimizi nasıl yetiştirmemiz gerektiği ile ilgili bir konudur. Biraz daha uzlaşarak çalışmayı ve yaşamayı öğrenmeliyiz. Bizi bu coğrafyada boğazlamak isteyen zaten yeterince var.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17