28.05.2013, 02:24

Ayrışmalar, birleşmeler

 İngiliz tarihçi Lord Acton’un meşhur sözüdür: “iktidar bozmaya meyillidir; mutlak iktidar mutlak olarak bozar.”

İnsanların, özellikle erkeklerin iktidarla olan ilişkileri aslında erkekliğin tanımını yeniden yapmaya iten bir şeydir.

İktidar dediğimiz, "power" olduğu kadar “masculinity”yi de ifade eder. 

İktidar erkeklerin hem erkeklik göstergesi hem de en büyük korkusu olmuştur.

Erkeklerin kadın korkusunun temelinde bu yatar.

“Bakir” topraklar erkeklerin iktidarını çeken şeylerdir.

Erkeklerin içlerindeki dişili ve kadınlardaki erili keşfetmesi zordur.

Erkek kadına “erkek” olarak yaklaştıkça, kadın da ondan kadın olarak uzaklaşır.

Eril olmayı beceremedikçe, erkeklik sendromu ağır basar.

O nedenle, her fetih bir erkeksi tonda anlatılır.

Ve tarih devamlı bize erkeklik katan bir fallik gösterge olur.

Erillik iktidarı zapt altına almak gücüdür, erkeklik ise cinsiyete yenilir.

Viyana kapılarında tökezlememiz bundan dolayı erkekliğin kaybı tarzında olmuştur.

“İktidar” kelimesinin kökenlerine inince anlamı daha belirgin olur.

Arapça iktidar kelimesi "K-D-R" kökünden hem güç kelimesi hem de "takdir" yani ölçümle alakalı. 
O nedenle "kader" vardır. 

Kader, iktidar mıdır?

Yani bir kader, insanın yaşam alanına ait çizgilerin tayinidir.

Yani kader bizim için takdir edilenlerin toplamını ifade eder.

Takdir etmek “beğenmek” anlamında daralsa da anlamı böyledir.

“Kadir” olmak ve “muktedir” olmak Allah’ın isimlerindendir.

İşte iktidar insanları takdir etme, onlara kader çizme noktasında olunca tanrısal bir anlam kazanır.
İnsanı şaşırtan ise, insanlıktan tanrılığa doğru yükseldiğini hissettiği andır.

İktidar kelimesini dar siyasi anlamında düşünmemek lazım.

O işin en belirgin tarafıdır.

Meclis kürsüsü iktidar olabilir.

Hocanın kürsüsü iktidar olabilir.

Ancak, arabanın vitesine sarılmak, iktidar olabilir.

Üç kişinin amiri olmak iktidar olabilir.

Dayanışma hissiyle gelen bir iktidar olabilir.

Ve kendisi olmadan var olmadığını hissettiğimiz her şey iktidar olabilir.

Kaderimizi kendi başına çizmeye çalışan her şey iktidar olabilir.

Bizdeki partilerin serencamı ilginçtir.

İki isimli insanlarda genelde kontenjan sorunu vardır. 

Anne ya da anne tarafı ve baba veya baba tarafının talepleri olur. 

Genelde partilerimizin de iki isimlidir.

Ancak partiler isimlerindeki bir tarafa ağırlık veriyor, diğerini unutuyor.

Mesela, AKP'de kalkınma ağırlığı var; adalet eksik. 

CHP'de Cumhuriyet var; halk eksik. 

MHP'de milliyetçilik var; hareket eksik.  

BBP'de birlik var; büyüklük eksik.

BDP ayrı bir konu; onda sadece parti var.

O halde partilerin adını tek kelime yapsak acaba daha iyi ve dengeli olabilir mi? 

Acaba hangilerini tercih ederlerdi?

Dede Korkut hikâyelerinde ak, kara ve kızıl çadırlar var. 

Ona göre partilerin konumu nasıl olurdu ki?

Ya birleşmeler!

Bayrakta birleşmeler, bayrakları birleştirmelere götürmeli bizi.

Şimdi şu güzel hilali yuvarlasak zamanla diyorum. 

İçinde yeni yıldızlar olsa, hilalin bir ucuyla diğer ucu arasında.

Türk Bayrağı'na Akif ne derdi: "Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?"

Yerel yönetimlere yetki ve kaynak aktarımı yaparak ülkenin birliği esas alınmalıdır.

Türkiye'deki sıkıntı zaten, kendi içimizde ayrı, başkalarına ayrı dilimizin olmasıdır. 

O nedenle, içerde üretilen içerde kalmaktadır.

İki emirden biri "Oku!" idi, diğeri "dinle!" 

Biz dinlemeyi tercih ettik.

Avrupa, Asya ve Afrika'da izleri hala var olan bir milletin pusup kendi kabuğuna sığması en azından tarihe ihanet, geleceğe ihanettir.

Türkiye ilgili durum şu: herkes aynı düğmeyi görüyor. 

Ancak biri düğmeyi açık diğeri kapalı konumunda görüyor.

Çok ayrıldık, çok, pare pare olduk. 

Şimdi, “yâre gidem, yâre gidem!” zamanına geldik.

Kimi kimyayı, kimi fiziği, kimi elektriği konuşur. 

Biz sevda dedik. 

O sevda Türkiye'dir...

Ve Türkiye artık kendi sınırlarının ötesinde olmalıdır.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. Arsenal 37 86
2. M.City 36 85
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 36 63
6. Newcastle 36 57
7. Chelsea 36 57
8. M. United 36 54
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 36 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 35 90
2. Girona 35 75
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 35 70
5. Athletic Bilbao 35 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 34 54
8. Valencia 35 48
9. Villarreal 35 48
10. Getafe 35 43
11. Deportivo Alaves 35 42
12. Sevilla 35 41
13. Osasuna 35 40
14. Las Palmas 35 37
15. Mallorca 35 35
16. Rayo Vallecano 35 35
17. Celta Vigo 35 34
18. Cadiz 35 29
19. Granada 35 21
20. Almeria 35 17