SORUNLAR YUMAĞI

Son günlerde Türkiye'nin gündemi insan aklını zorlayacak düzeyde karışık.

Türkiye bir yandan Suriye'ye yönelik 5. Operasyonu planlarken bir yandan da Ege'de şımarık ve hadsiz komşumuz Yunanistan'ı tacizleri ve kışkırtmasıyla uğraşıyor.

Dış politikadaki gündemin dışında iç gündem de çok sıcak. Ekonominin hanerlerde açtığı derin problemler, kiralardaki artış oranları, Alevi-Sünni başlığı altında çıkarılmaya çalışılan suni problem, 6'lı Masa, Hdp, Demirtaş, sığınmacılar derken siyasetin getirdiği yük Türk insanını oldukça yordu.

Türkiye'nin Suriye sınırı bir terör devleti için insanlardan arındırıldı. Bölgeden milyonlarca insan başka yerlere sığınmak zorunda kaldı. Bölgenin boşaltılmasından sonra Pyd/Ypg'li teröristler bölgeye yerleşti. Devlet kurmak için gerekli bütün ihtiyaçlarını başta ABD olmak üzre karşılayan devletler oldu. Türkiye böyle bir ortamda o bölgeye daha önce 4 defa operasyon düzenledi. Şimdi ise 5.operasyon için hazırlık yapıyor. Türkiye kendi sınırında bir terör devletinin kurulmasını istemiyor ve bu konudaki tavizsiz duruyor. Bölgede Abd'nin,Rusya'nın ve İran'ın nüfuzunu hesaba katarsak Türkiye'nin işinin kolay olmadığını da görürüz. Türkiye'nin işinin kolay olmamasının başka bir sebebi de muhalefet partilerinden destek alamamasıdır. Sınır ötesi operasyonlar için meclise gelen tasarıya anamuhalefet partisi CHP, Hdp ile birlikte hayır oyu kullanmıştı.

Yukarıda da belirttim, Türkiye'nin başka bir sorunu daha var :Yunanistan.

Yunanistan verdiği hiçbir sözü tutmuyor. Yapılan anlaşmalara uymuyor. Silahsız olması gereken adaları silahlandırıyor, Ege'de tatbikat yapacağını söylüyor, Akdeniz'de uzun süreli navtex ilan ediyor.

Yunanistan son yıllarda savunmasına kendi ölçeğinde büyük yatırımlar yaptı. Hava savunma sistemleri aldı, savaş uçakları aldı, kendi topraklarında ABD üslerinin kurulmasına müsade etti. Bu gelişmelerin tamamı Türkiye'yi bir oldu bittiye getirmeye yönelik. Türkiye ise Yunanistan'ı anlaşmalara uymaya davet ediyor, aksi taktirde Yunanistan büyük bedel ödeyeceği çok açık. Türkiye müdahale ettiği taktirde Yunanistan’ın yanında görünen devletler ortadan kaybolacak. Geçmişten ders almak gerekir. 

Ege'de sular ısınırken iç siyasette de karşılıklı hesaplaşmalar oluyor. 6+1 masanın tarafları arasında sinir harbi var. Masanın mensupları arasında bir güven ilişkisi yok. Hiçbiri masanın mensuplarından birinin aday olmasını istemiyor. İyi Parti'li bir vekil Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik alevi kimliği yüzünden toplumun büyük kesiminden oy alamaz dedi. İlk bakışta sadece o vekilin düşüncesi olarak gözükse de partisinin toplantılarının birinde gündeme geldiği ve konuşulduğu çok belli. O sözü kamuoyu ile paylaşan vekil günah keçisi ilan edildi.

Türkiye'de Alevi-Sünni karşıtlığı üzerinden daha önce de çatışma ortamı yaratıldı. İnsanların mezhepleri ayrışma aracı olamaz. Hep birlikte Türk Milleti'yiz. Türk Milleti'nin bütün evlatları her kuruma aday olabilir. Aksini düşünmek bile ayıpken bu düşünceyi dile getirmek toplum içinde nefret tohumu ekmektir.

Türkiye'de uzun yıllardır süren bir terör problemi var. Terör propagandasına sonsuz alan açılmış, devlet ve millet karşıtı herkes istediğini söylüyor, teröristler kutsanıyor. Pkk paçavraları altında konser veren birine muhalefet edenlere faşist damgası vuruluyor. Pontusçu olduğu bilinen sanatçı bozuntusuna ve Apocu olduğu bilinen başka bir sanatçı bozuntusuna konser verdiriliyor. Kuva-yi Milliyeci olduklarını ve Cumhuriyeti kurduklarını söyleyen parti Hdp'li Selahattin Demirtaş’ı, Osman Kavala'yı ve Fetö'den tutukluları serbest bırakacağını söylüyor.

Pkk'nın siyasi temsilcisi olan partinin meşru olduğunu söylüyorlar ve seçimlerde ittifak yapacaklarını gizlemiyorlar. Hdp'nin oyu diye diye Türk Milleti'ni baskı altına aldılar.Türkiye'de marjinal sol grupları ve Cihangir'in ılık solcularını bir kenara koyduğumuzda Hdp'nin oyu %5-7 arasındadır. Türkiye'nin tamamını %7'nin tahakkümüne ve insafına bıraktılar. Teröristlerin karşısında olmak cesaret ister hale geldi.

Türkiye'nin en büyük problemlerinden biri de sığınmacı problemidir. Türkiye'de 5 milyondan fazla sığınmacı ve mülteci var. Sığınmacıların yaşadığı illerin bir çoğunda sığınmacı sayısı yerel halkın sayısını geçti. Sessiz bir istila ile karşı karşıyayız. Sığınmacı problemi çözülmezse demografik yapımız bundan etkilenecek. Demografik yapının değişmesi, nüfusun karışık hale gelmesi çatışmalara ve halk hareketlerine neden olacak. Türkiye Türklerin ülkesidir. Türk Milleti bu toprakları vatan etmek için bin yıldır kanını döküyor canını veriyor. Bu topraklarda egemenlik hakkı Türk Milleti'ne aittir. Yetkililer bu soruna hızlı bir şekilde çözüm bulmak zorundadır.

Ekonomi başlı başına bir konu. Vatandaş enflasyon karşısında eziliyor. Alım gücü düştü. Bu yadsınamaz bir gerçek. Ekonomiyi iyileşmek için iyi niyetli adımlar da atılıyor. Enerji ihtiyacının karşılanması için yapılan çalışmalar var. Karadeniz'e yeni bir sismik araştırma gemisi indirildi. 2023'te Karadeniz'den ilk gaz alımının gerçekleşeceği belirtildi. Bu gelişmeler umut verici fakat bugün hemen problemleri ortadan kaldıramayacak. Bugün için piyasayı rahatlatacak, alım gücünü artıracak başka çareler düşünmek gerekiyor.

Türkiye sorunlar yumağı içinde yönünü tayin etmeye çalışıyor. Biraz sabredersek geleceğe daha emin adımlarla yürüyeceğimizi düşünüyorum. Kazanımlarımızı muhafaza etmek zorundayız.