SAPLANTILI DÖNEKLİK

İnsanoğlu hayatında kendisini yenileyerek,zamanın beklentilerine cevap vererek inkişafa ererek yani gelişim göstererek,aydınlanma yaşayarak değişmiş olabilir. Hayatı yeniden tanımlama,yaşama başka pencerelerden bakma,yeni okumalar yapma insanı dünkü halinden başka bir hale dönüştürebilir. Bu değişim döneklik olarak anlatılamaz buna gelişim gösterme ya da yenilenme denir. Dönekliği açıklamak hem kolay hem de zor. Zor tarafı sırf siyasi beklenti dolayısıyla varlığını inkar eden tanıdıklarımızın olmasıdır.

Çağımızın iletişim çağı olmasından ötürü sosyal medya platformları aracılığıyla herkesin birbirinden haberi oluyor. Milliyetçi-Ülkücü camia olarak iyi kötü birbirimizi tanırız. Diğer camialar da kendi içlerinde birbirlerini tanırlar. Öyle ki ; insanların ne yediğini,ne içtiğini,nereye tatile gittiğini,kiminle oturup kalktığını,fikirlerini vb şeyleri biliyoruz.

Geçmiş zamanlarda bir çok programda,etkinlikte hatta mitinglerde birlikte olduğumuz,aynı yola baş koyduğumuz bazı kişilerin geçmişi unutarak,varlıklarını inkar ederek saldırgan hale bürünmesi benim hala anlamakta zorlandığım bir durumdur.

Reha Muhtar’ın dönekleri anlattığı bir yazısı var. Bu anlatım bana hep birilerini hatırlatır. Reha Muhtar yazısında diyor ki :

‘’Dönekler,döndükleri şeylere karşı çok sinirlidirler. Dönekler,döndükleri şeylere herkesin tepkisinden daha fazla tepki duyarlar. Dönekler,döndükleri davadan kendi küçük çıkarları için dönmediklerini anlatmak için,döndükleri şeylere sürekli küfrederler. ‘’

Bir döneğin hali pür melali budur. Geçmişte bulundukları yere savaş ilan ederler. Bir hesap görme beklentisi içindedirler.

Bunu MHP’ye uyarladığımızda bu kişilerin temel motivasyonlarının ne olduğunu anlamıyorum. 3 sene önce 5 sene önce 10 sene önce 20 sene önce 50 sene önce söyleyip te bugün söylemediği nedir MHP’nin ? Mhp, Milli-Üniter devletten vaz mı geçti ? Mhp, Anayasanın ilk 4 maddesinden ve vatandaşlık tanımından vaz mı geçti ? MHP, terörle mücadele etmekten vaz mı geçti ? Mhp tam bağımsız Türkiye ülküsünden vaz mı geçti ? MHP,Atatürk’ten ve Türklük’ten vaz mı geçti ? Bu sorulara verilecek cevap kcaman bir ‘’HAYIR’’olacaktır.

Gençlerin diliyle anlatırsak Mhp’nin mottosu ‘’Önce Ülkem ve milletim,sonra partim ve ben’’ değil mi ? Şahsi ikballerini ülkenin ve milletin ikbalinin önüne koymak Ülkücülük müdür ?

MHP’nin politikalarını ve yaptığı okumayı beğenmeyip başka partilere geçenler oldu. Gittikleri yeni yere uyum sağlayanlarla hiçbir problemim yok. Benim problemim gittikleri yeni yerden MHP’ye ateş edenleredir. Bu kişiler sıkılmadan,usanmadan her gün Mhp’ye ve Mhp’nin genel başkanı Devlet Bahçeli’ye hakaret ediyor. Öyle saplantılı ruh halleri var ki,Devlet bey gündemle ilgili açıklama yaptığında ilk önce bunlar eleştirmeye başlıyor. Kafayı Mhp ve Devlet Bahçeli ile bozdular.

Devlet bey mavi vatan diyor,bunlar Türkiye’nin başka problemleri var diyor. Devlet bey Suriye’ye operasyon yapacağız diyor bunlar tek sorunumuz bu mu diyor .Devlet bey Yunanistan’a yükleniyr bunlar ise seçime yönelik tutumlar diyor, Devlet bey ülkedeki ahlaki bozukluklara değiniyor bunlar sana ne diyor. Bu saplantılı bir ruh haline işarettir. Kendisini tamamlayamayan,eksik kalmış insanların saçmalıkları.

Kendisi de ayrıldı başka yere gitti ama Özcan Yeniçeri’nin de bu anlamda beğendiğim bir tespiti var. Kendisine de hatırlatmak lazım. Özcan Yeniçeri diyor ki :

‘’Halbuki Başbuğ,bugünü görmüş gibi ‘Dalından kopan yaprağın kaderini rüzgar tayin eder’ demişti . Günümüzde artık kökünden kpanların kaderini rüzgarlar değil düşmanlar tayin ediyor. ‘Bizim evin hırsızları’ bizden giderken evi soyup yağmaladıkları yetmiyormuş gibi bir de kin kısmaları yok mu,işin bu tarafı hem hazin hem de dayanılmazdır.’’

Ülkücü olduğunu söyleyen insanların bazılarının Ülkücü hukuka verdikleri zarar ABD’nin Hiroşima’ya attığı atom bombasından daha büyüktür.