Penturk Haber
2014-06-15 08:56:38

İDAM GERÇEKLERİ

Hasan ÇELİK

15 Haziran 2014, 08:56

 Bildiğiniz gibi terör örgütü elebaşı, bebek katili,İmralı canisi Apo'nun bugüne kadarki birçok sözü Oslo'da yapılan mutabakatlarda yer almış,AKP'nin Kürt Açılımında harfiyen uygulanmış ve uygulanmaya da devam etmektedir.İmralı Canisinin yazdığı mektupların meydanlarda okutulmasına devlet ulaklık yapmıştır..Pkk meşrulaştırıldı,kürtlerin tek temsilcisi konumuna getirtildi,bölge tamamiyle pkk-kck kontrolüne bırakıldı.. AKP'nin bu ihanet adımlarının karşısında da bir tek MHP Lideri Bahçeli çok net ve sert bir şekilde karşı duruş sergileyerek, AKP'nin gerçek yüzünü ve planını kamuoyuna göstermektedir.
Bahçeli'nin bu duruşu karşısında çaresiz kalan AKP'liler her zaman yaptıkları gibi, yalan ve iftiraya başvurma, hakaret etme gibi yöntemlerle konuyu başka noktaya çekmeye çalışmaktadır.
 Apo'nun Türkiye'ye getiriliş tarihi 15 Şubat 1999, MHP'nin T.B.M.M'ne girme tarihi 18 Nisan 1999 ve 57.Hükümetin protokolünün imzalanma tarihi 28 Mayıs 1999 iken bu bu aklı evveller kamuoyunu yanıltmak adına yalan söylemekten geri durmuyorlar.Tarihler bu kadar açık iken bu meseleyi defalarca anlatmamıza rağmen anlamak istemeyen vatandaşlarada bir çift sözümüz olmalı..Süreci iyi bilmek gerekir Özellikle Devlet Bahçeli'ye altına imza attığı belge üzerinden vurmaya çalışılıyor,bunu söyleyenler o belgenin içeriğinden ve taşıdığı anlamdan bi haberler..Neydi o belgenin içeriği ?
12 Ocak 2000 tarihli, Bülent Ecevit, Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz tarafından gerçekleştirilen ve 7 saat 15 dakika süren görüşme sonucunda açıklanan karar metnidir. 
Bu toplantıda Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz yaklaşık 7,5 saat boyunca idamın kalkması ve Türkiye'nin daha önceden yargı yetkisini kabul ettiği AİHM'in vereceği karara uyulması konusunda Devlet Bahçeli'yi ikna etmeye çalışmışlar ama başaramamışlardır. 
Yapılan görüşme sonucunda şu karar metni çıkmıştır. 
"Koalisyonu oluşturan DSP, MHP ve ANAP'ın genel başkanları, bugün (12 Ocak) Başbakanlık'ta yaptıkları toplantıda, AİHM'in teröristbaşı Abdullah Öcalan hakkındaki kesinleşmiş idam cezasının infazının bir süre ertelenmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararını ayrıntıları ile değerlendirmişlerdir. 
Bilindiği gibi Türkiye'nin de yargı yetkisini kabul etmiş olduğu AİHM'in Türk yargısınca verilmiş kararları değiştirmesi hiçbir şekilde söz konusu değildir. Anayasamızdan ve uluslararası taahhütlerimizden kaynaklanan süreç tamamlandığında, dosya gereği için ivedilikle TBMM'ye gönderilecektir' 
Genel Başkanlar, hukuka saygı içinde aldıkları bu kararın, terör örgütü ve yandaşı çevrelerce milleti ve devleti ile Türkiye'nin yüksek menfaatleri aleyhine kullanılmak istendiğinin değerlendirilmesi halinde, erteleme süreci kesilerek infaz sürecine derhal geçilmesi konusunda görüş birliğine varmışlardır." 
Şimdi bu yazıda adı geçen AİHM'nin etkisi nedir diye sorulabilir..ona da cevap verelim..
1997 yılında Refah-Yol hükümeti, İnsan Hakları Sözleşmesinin 11 no'lu protokolü imzalayarak, kabul etmiş ve 1997 yılında kabul edilen bu protokolle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin yargı yetkisini daimi olarak kabul etmiştir. Bu protokolün sonucunda bölücü başı mahkemeye başvuru hakkı elde etmiştir. Bu protokolün altında mevcut Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün ve AKP'den ayrılarak parti kuran Abdüllatif Şener'in imzası bulunmaktadır. 29 Haziran 1999 tarihinde terörist başının TCK'nın 125. maddesine göre ölüm cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiş, 25 Kasım 1999 tarihinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi, terörist başı hakkında verilen idam cezasını oy birliği ile onanmış ve bu süreçten sonra terörist başı 25 Kasım 1999'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurmuştur. AİHM' nin 30 Kasım 1999'da 46221/99 başvuru numaralı ihtiyati tedbir kararı da şu şekilde olmuştur: 
Mahkeme 30 Kasım 1999 tarihi itibariyle başvuruyu incelemeye aldığını ve mahkeme iç tüzüğünün 39'uncu maddesi gereğince aşağıda belirtilen ihtiyati tedbire karar verilmiştir. 
"İnsan Hakları Mahkemesi, sözleşme hükümlerine başvuranın şikâyetinin kabul edilebilirliğini ve esasını etkin bir biçimde sonuçlandırana kadar, idam cezasının infaz edilmemesi için gerekli bütün adımları atmasını ister." 
O günlere dönüp baktığımız takdirde Recep Tayyip Erdoğan'ın idam hususunda sarfettiği sözleri de görebiliriz //webarsiv.hurriyet.com.tr/2002/06/15/139728.asp 
Recep Tayyip Erdoğan, o dönem "Türkiye, artık AB'nin kenar mahallesi olmaktan kurtarılmalı. İdam cezası tamamen kalkmalı. Bunun için hükümete destek vermeye hazırız." Şeklinde görüşünü bildiriyor, 'MHP'nin hükümetten çekilmesi durumunda DSP-ANAP koalisyonunu destekleyeceklerini' ifade ederek, hem idam konusundaki tutumunu, hem MHP'ye olan alerjisini gösteriyordu. 
1 Ağustos 2002 tarihinde mecliste yapılan oylamada AKP, DSP, ANAP, YTP, SP, DYP arlarında görüş birliği sağlayıp idamı kaldırıyorlardı bu oylama da yalnızca MHP idamın kalkmaması doğrultusunda oy kulandı..
Meclis tutanakları,Başbakanlık Arşivleri açık herkes bakabilir..Ayrıca üzerinden çok zaman da geçmedi bütün yaşananlar taze hafızamız da yer edindiler bu kadar yakın bir zaman da gerçekleşen bir mesele üzerinden yalan icat etmek ve bu yalana da inanmak büyük bir başarı..
2003 yılına girildiğinde Akp hükümeti idamı tümden kaldırma kararı aldı ve bunu uyguladı..
İktidar ve sözcülerinin başları her sıkıştığında attıkları iftiraları çürütecek o belge ...










Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.