Penturk Haber
2017-09-04 19:28:16

ENERJİ BOŞALMASI

Hasan ÇELİK

04 Eylül 2017, 19:28

 Türkiye Cumhuriyeti Devleti herkesin bildiği üzere Türk Milliyetçiliği fikri üstüne inşa edildi. Türk Milli Kimliği etrafında şekillenen yeni bir devlet ricali ve halk tabakası oluştu. Devletin her yönüyle, her kurumuyla Türkleştirilmesi Atatürk’ün vefatıyla sekteye uğramış olsa da özellikle 1940’lı yılların başlangıcıyla birlikte Türkçü kesimlerin eleştirileri, şikayetleri ve çözüm önerileri ile yeni bir döneme girilmiş oldu. 1940’lı yıllarda Türkçülerin uğradıkları tazyikler bu yazının konusu olmadığından o mevzulara değinmeyeceğim.


Türk Milliyetçiliği ilk defa siyasi bir organizasyon olarak Alparslan Türkeş ve arkadaşları etrafında şekillendi. Alparslan Türkeş geliştirdiği model ile Türk Milleti’nin sorunlarına kati ve kesin çözümler sundu. Türk Milleti’nin umudu, Türklüğün hamisi oldu. Alparslan Türkeş’in liderliğinde büyük bir var olma ve kalkınma mücadelesi verildi. Esir Türkler meselesi ilk defa toplumun anlayabileceği bir dil ile anlatıldı ve halkın bu anlamda bilinçlenmesi sağlandı.

Anadolu’dan okumak için yola çıkan Türk Milleti’nin evlatlarına kucak açan, onların barınmasına imkan tanıyan, eğitimlerini tamamlamaları için göğsünü siper eden bir teşkilat yapısı oluşturuldu. Türk Milliyetçiliği fikrinin bugün halk tarafından içselleştirilmesinin en önemli sac ayaklarından birisi de Ülkücü teşkilatların gösterdiği gayrettir.

Bugün içinde debelenip durduğumuz sorunlar yadsınamayacak ölçekte büyük ve başka sorunlara gebe durumda. Milliyetçi-Ülkücü hareketin içinde kısıtlandıklarını, hareket alanı bulamadıklarını söyleyen eli kalem tutan, Türk Milleti’nin geleceğini ve menfaatlerini düşünen bir ekibin varlığı sorunsalı var. Bu arkadaşlarımız bulundukları yerde faydalı olamayacaklarını, bu şartlarda Türk Milleti’ne hizmet edemeyeceklerini düşündükleri için yeni söylemle ve yeni bir teşkilat yapısı ile yeni bir yola çıktılar. Meseleye onların penceresinden baktığımızda kendilerine yeni bir yol seçmeleri şaşırtıcı olmamıştır. Hareketin içinde birikmiş bir enerji vardı ve bu enerji boşalmalıydı. Hareketin içinde büyüyecek olan eneri bütün hareketi yıkıp geçebilirdi. Sorunların büyümemesi adına seçtikleri yolun hayırlı olduğunu düşünüyorum.

Milliyetçi Hareket’ten ayrılmalar ilk defa olmuyor. MHP’den ayrılıp başka partiler kuranlar oldu geçmişte. Bu partiler Ülkücülük yaptıklarını söylemiş olsalar da Alparslan Türkeş’in sınırlarını çizdiği Ülkücülük ile bir ilgilerinin olmadığına şahit olduk. Bugün o partilerin tortuları varlığını sürdürmeye devam ediyor. Özellikle BBP’nin Türk Milliyetçilerinin yükselişine vurdukları darbenin, harekete verdiği zararın maliyeti henüz hesaplanmış değildir. Bugün Muhsin Yazıcıoğlu dışında o kararı alan kişiler hayattadır ve teşkilat içi bir hesaplaşma henüz gerçekleşmiş değildir.

Yeni hareketin öncülerine baktığımızda BBP kadrolarından şahsiyetleri de görüyoruz. Eli kalem tutan ve çok okunan isimler yazdıkları yazılarla Milliyetçi Hareket Partisi’nin Ülkücülük davasını yerine getirecek hasletlerden uzak olduğunu ve Mhp’nin kendisi inkar ettiğini söyleyerek algı oluşturuyor. Bu kişiler geçmişte tamamlayamadıkları görevlerini bugün nihayete erdirmek istiyorlar.

Önceki yazımda da belirttiğim üzere gitmek isteyeni durduramayız. Olacak olan şey muhakkak olur, ya sessiz sedasız olur ya da büyük ses çıkararak, yıkıp geçerek olur. Kendilerine yeni yol seçen arkadaşlar geçmiş hatıraları yanlarına alamayacaklarını bilip yeni teşkilatlarına bir an önce intisap etmelidirler. Gittikleri yerin gereklerini yerine getirip çalışmalarına başlamalıdırlar.

Bu enerji boşalması hareketimiz için hayırlı olsun.. 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.