DUYARSIZLIK

10 Ağustos 2014 tarihinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazananı Türk Milletini bölüp parçalama gayretinde bulunan bir anlayış olurken kaybedeni ise duyarsız vatandaş olmuştur..

Genel seçim veyahutta Yerel seçimleri baz aldığımız takdirde içinde bir çok etkeni sayabilme yetisine sahip olsak da kaybeden taraf olarak muhalefet partilerini gösterebiliriz..Cumhurbaşkanlığı seçimi Genel seçim veya Yerel seçim hüviyetinde değildi..

Bu seçimle birlikte Türkiye’nin geleceği şekillenecek sonraki dönemlere hangi rejim ile gireceğimiz,güçler ayrılığının tek elde toplanıp toplanmayacağı,hukuk devletinden ödün verip vermeyeceğimiz,Devletin laiklik anlayışının ortadan kaldırılıp kaldırılmayacağının belirleneceği bir seçim olarak tarihteki yerini alacaktır..

Durum ve elde edilen veriler bu kadar ciddi iken Türk Milletinin sandıktan uzak durması veya boykot etmesi aklın kabulleneceği birşey değildir..

4 yılda bir,5 yılda bir eline geçen hesap sorma fırsatını elinin tersiyle itmek izah edilebilecek bir şey değildir..Sandığa gitmeyip boykot eden vatandaşlarımız Türkiye’de bundan böyle olup bitecek olan herşeyden 1.derece de sorumludurlar..Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olmak isteyen bir kişi vatandaşlık görevini yerine getirme mecburiyetindedir..Bu mecburiyetten kaçan kişi söz söyleme hakkını kaybetmiş,eleştiri getirme hakkı elinden alınmıştır..

Muhalefet partilerini eleştirmeye kalkan kişiler kendi sorumluluklarını yerine getirmemiş,muhalefete muhalefet etmeyi görev bilmiş,kendi açtıkları yolun sorumuluğunu muhalefet partilerine yıkmak isteyen kişilerdir..Hiçbir zaman yanyana gelemeyecek olan 2 parti Toplumsal uzlaşıyı sağlamak adına bir Çatı Aday formülüyle halkın karşısına çıktılar,Türk siyasetinde çok önemli bir merhaleydi aslında,kutuplaşmanın,ayrışmanın,bölünmenin,etnisitelere ayrılmamanın,mezhepsel olarak parçalanmamanın önüne geçebilmek adına bu iki parti devletin bekası için ortak bir nokta da buluştular..

Bundan ötesini düşünmek,adayın profilini beğenmemek gibi deli saçması söylemler Türk Milletini bölmeye yemin etmiş bir adamın önünü açtı,buna sandığa gitmeyen,boykot eden vatandaşlarımız sebep oldu şimdi herkes eseriyle övünebilir..

Milliyetçi-Ülkücü Hareketin bir mensubu olarak Cumhurbaşkanlığı seçiminde kazanan aday Erdoğan'a oy veren seçmenleri tebrik ediyorum..

Daha önce de defalarca defaatle belirttiģim üzere Tayyip Erdoğan % 80 oy da alsa benim için hiç bir zaman meşru olmayacaktır bugünde öyle yarında öyle olacak..Demokrasiye inan birisi olarak tezahür eden sonuca saygı duymak durumundayım mesele tamda budur..

17-25 Aralık yolsuzluk operasayonları sonucu üzerlerinde ki suçlamalardan aklanmadıkları müddetçe gerçek bir kazanan olamayacak..İmralı canisi ile müzakereleri bırakmadığı takdirde,Türkmenleri Işid ve barzaninin insafına bıraktıģı müddetçe,milli ve manevi değerleri tarumar ettiği müddetçe,Türkiye’yi 36 etnik parçaya ayırıp Türkiyelilik saçmasını dillendirdikçe,vatandaşları alevi-sünni diye böldükçe,Allah’ın ayetleriyle dalga geçen kişiye ceza vermedikçe,Peygamber

Efendimize Gurua kapıldı diye iftira atandan hesap sormadığı müddetçe benim cumhurbaşkanım olamayacak..
Öte yandan Milliyetçi Hareket Partisi ve mensupları üzerinden değerlendirme yapanlar bilsinler ki biz davamızı ameliyat masasına yatırıp üzerinde operasyon yaptırmayız..

MHP ve mensuplarını ananlar Türkiye’yi bizden daha çok sevecekler, temiz ağızlı,imanlı ve vicdanlı olmak zorundadırlar..Gerisi Laf’-ı Güzaf’tır..