22.10.2012, 04:54

Türkiye Seninle De Gurur Duyacak!

 Al Arabiya Televizyonu’na konuşan Barzani “Kerkük’ün bir Kürt kenti olduğunu vurguladıktan sonra” Türkiye’yi tehdit etti… “Türkiye, Kerkük’e karışırsa Bizim de Diyarbakır’a karışma hakkımız olur!” dedi…

“Barzani PKK’ya bir terör örgütü demeyeceklerini söyledi…” “22 Ekim 2007 Yeni Şafak Gazetesi”
“Peşmergeler Türkiye'nin ‘‘Kırmızı çizgiler’’ini aşıp, dün Kerkük'e girdi ve ilk iş olarak tapu ve nüfus dairelerini yağmaladı. Bunun üzerine ABD birlikleri kente girerek güvenliği sağladı. IKYB Lideri Celal Talabani ise, CNN Türk'teki 32. Gün Programı'na telefonla katılarak, ‘‘Bugün Kerkük'ten çekileceğiz’’ dedi. “11.04.2003, Hürriyet”

“O tarihte Kerkük’te Kürt komünistleri, Kürt askerleri ve sürgünde bulunduğu Moskova’dan dönen Molla Barzani’nin Kürdistan Demokratik Parti’si peşmergeleri, silahsız ve suçsuz Türkmenleri 3 gün 3 gece boyunca katletti. Katliam öncesinde, Türklerin önde gelenleri tutuklanarak, tecrit kamplarına gönderildi. 14 Temmuz günü gözü dönmüş caniler, Cumhuriyetin birinci yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Türkmen halkına saldırdı.

Sokağa çıkma yasağı sadece Türkmenlere uygulandı. Vahşet 3 gün 3 gece sürdü. Kadın-erkek, genç-ihtiyar demeden yüzlerce kişi boğazlandı, iplerle caddelerde sürüklenerek katledildi. Çok daha fazlası da yaralandı veya sakat kaldı. Hain saldırılar sırasında, Türkmenlere ait işyerleri ve mağazalarda yağmalandı… http://www.rubasam.com

Yukarıda sıraladığım örnekleri çoğaltmak mümkündür. Sanırım Barzani’nin “Bizim neyimiz” olduğunu kanıtlaması açısından bu kadarı yeterlidir…

Soru şu; neden bu adamla gurur duyuyoruz ve nasıl bu hale geldik? Bu sorunun cevabını bilimsel analizler ile açıklayamayacağımıza göre en iyisi Allah’a ve tarihe havale etmek…

Hadi, Kerküklü Türkmenlerimizin uğradığı kıyamı da bir tarafa bırakalım, Türklüğün düşmanını geçtim, Türkiye’nin düşmanı olmak için, “Milli Hasım” olarak görülmek için Barzani daha ne yapsın?

Barzani’nin ve Peşmergelerinin elinde kaç Türk askerinin kanı vardır Allah bilir. Alın size En yakın örneklerinden bir tane daha; “4 Temmuz 2003 tarihinde, Peşmergeler ABD’nin 173. Hava İndirme Tugayı’nda görevli askerlerle birlikte, Süleymaniye’de görevli 11 Türk Subayı’nın başına kukuleta (Çuval) geçirdiler…” ( Türkiye’nin mevcut bütün basını)

Aslında “Neden bu adamla gurur duyuyoruz ve nasıl bu hale geldik?” sualinin cevabı oldukça basit; İki ileri bir geri metodu…

Kamuoyu yönlendirme stratejisi olarak son derece etkili olduğu kesin olan bir yöntem…

Kamuoyunda tartışılarak önemsizleştirilmek istenen bir konu ortaya atılır, tansiyona bağlı olarak bir adım daha ileriye gidilerek kurgulanmış sivil toplum örgütleri devreye sokulur ve olumsuzluğun çözümü noktasında beklentiler yükseltilir…

Yüksek tonda hitabet örneği sergilenerek; “Biz analar ağlamasın diye yapıyoruz bütün bunları…” gibi ajitasyonlar ile dikkatler hüsnüniyet algısına yönlendirilir.

Kamuoyu yönlendirmeleri metoduyla, Türkiye son otuz yıldır iki büyük projenin yan etkisine kurban edilmektedir. Birisi malumunuz AB projesi, diğeri Büyük Ortadoğu Projesi…

Avrupa Birliği Projesi MGK’da Devlet Politikası olarak kabul gördükten sonra Türkiye ile uyumsuz olan birçok hukuki düzenlemeye gidildi. AB istiyor diye dayatılan yasaların ülkeyi yavaş yavaş zehirlemesine göz yumuldu. Azınlıklar Yasası, Vakıflar Yasası, Terörle Mücadele Yasası, Gümrük Birliği, Ekümeniklik, 301. Maddenin kaldırılması gibi siyasi dayatma neticesinde kabul edilen ve büyük bir iştahla hazırlanan kanun değişiklikleri, ülkemiz menfaatlerine ters düşse de uygulamaya konuldu. Bu vesile ile MGK’nın oluru ile Milli Politikalar yerine Liberal Politikalar ikame edildi.

 Aylara ve yıllara yayılan “kanıksatma” politikaları ile yasalaşması mümkün görülmeyen hususlar yasalaştı, “Kırmızı Çizgiler” yeşile boyandı…

MGK; terörle mücadele alanında verdiği tavizin karşılığı bir tarafa, kendi etkinliğini de kaybetti.

 Büyük Ortadoğu Projesi Ecevit’in zamanında Türkiye’ye dayatıldı ise de, Ecevit meseleye sıcak bakmadı. Sonrasında siyaseten harcandı ve tarihteki yerini aldı. Türkiye’nin Milli menfaatlerine tamamen aykırı olan ikinci büyük proje Ecevit sonrası uygulamaya konuldu. Nasıl olduğunu anlatmaya lüzum olmadığını düşünüyorum, zira herkesin malumudur…

 AB politikamız müreffeh ve çağdaşlık ambalajıyla vatandaşa “Simerenya” vaat ederken, Ortadoğu Politikası muhafazakâr toplumun uhdesi olan “Büyük Osmanlı” projesiymiş gibi sunuldu…

Şeytanın okyanus ötesindeki yeminli müritleri, Ortadoğu’da, Türkiye sınırında ikinci bir uydu devlet istihdam etmek için hiçbir zahmetten kaçınmadılar. Türkiye’de de federasyona giden yol zamana yayılarak emin adımlarla kat edildi.

Ortadoğu ülkelerinin amaca uygun olarak yeniden tanzim edilmesi için de zamana yayılan ve sabırla örülen bir metot benimsendi. Bu süreçte Türkiye’ye “Uluslar Arası İlişkilerde” aktif rol verilerek toplumun gazı alındı.

Irak’ın Kuzeyinde yeşertilen Barzani kutsal ittifakın içinde etkin konuma getirildi. Büyük Ortadoğu Projesi’nin doğal sonucu olarak bölge politikalarında söz sahibi olması sağlandı.

Türkiye ile irtibatı; Habur ile başlayıp Oslo’ya ve İmralı’ya uzanan diyalog ve pazarlıklar sürecinde de artarak devam etti…

Barzani’nin babası Molla (Kızıl) Mustafa Barzani, Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet Türkiye’sine karşı dizginleyemediği bir kin ile yaşadı. Bizim; Cumhuriyeti idrak edememiş “Türkiye Seninle gurur duyuyor” diyen nüfusumuzun, geçmişten günümüze uzanan sempatisi, Partokrasi’nin etki alanının yanında bir de buradan gelmektedir.

Anadolu’nun bağrına saplanan her hançerde, ocakların her sönen umudunda, her Mehmetçiğin kanında, Kerküklü Türkmenlerin nazarında kirli elleri ve hain emelleri olan birisine karşı gösterilen sevgi tezahüratı toplumda infial uyandırması gerekirken sıradan magazin gündemi oluyorsa İstikrar! 
Var demektir. 

Bu gün geldiğimiz nokta itibariyle “Gerekirse İmralı ile de görüşürüz” denilebiliyorsa istikrarlı bir şekilde sürdürülen iki ileri bir geri metodu sayesindedir. Üzerinden fazla zaman geçmedi teröristlerle müzakere ediliyor diyenlere “Yalancı, müfteri, ispatlamayan şerefsizdir”  denilmesinden…

Yaşananların tecrübesiyle bir tahminde bulunacak olursak; İmralı’daki de yakın zamanda bir kongreye şeref konuğu! olarak katılacak ve “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor” sesleri salonu inletecektir…

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 34 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 32 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14