NE GEREĞİ VAR?

‘’Subliminal Mesajlarla Müzakereye Razı Edilmek’’ başlığını taşıyordu yazım.

Malumunuz, ‘’subliminal mesaj’’ , bilinçaltına hitap eden gizli mesajlar anlamına geliyor ve uzunca bir süredir reklam/propaganda alanında sıkça kullanılıyor.

Dizilerde, filmlerde ya da propaganda çalışmalarında verilmek istenen mesajın açıktan değil, örtülü biçimde verilmesi şeklinde tanımlamak da mümkün…

Basite indirgeyerek örneklersek; ceketini çıkarması istenen kişiye bunu doğrudan söylemek yerine ortamın ısısını arttırarak kişinin ceketini kendiliğinden çıkarmasını sağlamak bir subliminal mesajdır.

Neyse uzatmayayım, sanırım yazmayı planladığım yazının devamının nasıl şekillenebileceğini tahmin edersiniz.

Türk milleti, açılım süreci boyunca terör sorununun sadece teröristle anlaşarak çözülebileceği şeklinde subliminal mesaj bombardımanı tutuldu. Son tahlilde katiller barış elçisine dönüştürüldü ve devlet teröristten medet umar hale düşürüldü.

Peki niye yazı konusu değişti diye sorarsanız eğer sorunuza soruyla cevap veririm:

Ne gereği var?

Evet, ‘’ ne gereği var? ‘’ sorusu, özellikle bizim gibi rutin dışı insanların çok duyduğu bir sorudur.

‘’ Niye yazıyorsun, ne gereği var? ‘’ ‘’ Niye koşturuyorsun, ne gereği var? ‘’ ‘’ Kime anlatıyorsun, ne gereği var? ‘’ ve bunun gibi daha çok sayıda ‘’ ne gereği var? ’’ la biten sorular karşısında, soru soranın samimiyeti ölçüsünde iki alternatif cevap verilebilir.

Şayet, soruyu soranı samimi bulmuyorsanız: ‘’ Ne gereği var?’’ dediği anda ‘’ su böreği var! ’’ şeklinde makara bir cevap verip konuyu kapatırsınız…

Şayet soruyu soranın samimiyetine inanıyorsanız, samimiyete saygı duymak ve sorusunu ciddi şekilde cevaplamak zorundasınız. Şöyle ki;

Mayasında, sütünde bozukluk olmayan her insan vatanını ve milletini sever.

Kimilerinin sevgisi ‘’his’’ seviyesinde kalırken, kimileri sevgisini’’ fiilen’’ gösterir.

İşte bu satırların yazarı fakir gibi milyonlarca kişi vatan ve millet sevgisini fiilen ortaya koymak arzusunda oldukları içindir ki, rutin bir yaşantının ötesinde ömür sürmeyi tercih etmişlerdir.

Bu tercihleri, birileri tarafından ‘’gereksiz’’ bulunabilir lakin yukarıda ifade etmeye çalıştığım üzere herkesin yaşama sebebi aynı olmak zorunda değildir.

Peki bu bizi diğerlerinden üstün kılar mı?

Onu bilemeyiz…

Ancak iman ettiğimiz bir şey var ki;

‘’ Kim zerre ağırlığınca bir hayır yaparsa onu görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük yapıyorsa, onu görecektir’’ (Zilzal Suresi- 7-8)

SELAM DOĞRU YOLDA GİDENLEREDİR.

UĞUR TARHAN