Türk Milliyetçiliği'nin Kapsamı

Türk Milliyetçileri arasında bir fikir birliğinin olduğu söylenemez. Bir çok fraksiyon var. Bazıları Türklüğü etnisite üzerinden değerlendiriyor, kimi kültürel milliyetçilik yapıyor. Bazısı milleti oluşturan bileşenlerden İslam'ı yok sayıyor, bazısı ise Türk kimliğini oluşturan bileşenlerin en kuvvetlisi olarak İslam'ı görüyor. Kimine sınırlar dar geliyor kimisi daha siyasal.

Bu kadar dağınık bir fikri toplayıp bir ideale sevketmek kolay değil.

Türk Milliyetçileri İstiklal Savaşı'nı yaptılar ve nihayetinde Milli-Üniter bir devlet kurdular. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kuran kadrolar mensup oldukları milletin değerleriyle örtüşen bir yapı oluşturdular. Yeni devletin merkezi Anadolu idi ve kurulan devletin öznesini Anadolu Türklüğü ve Türk Müslümanlığı oluşturdu. Çünkü yeni kurulan devletin yaşaması için sağlam temeller üzerine oturtulması gerekiyordu. Savunma psikolojisi daha fazla korumacı politikaları gerek görüyordu. 

Türkiye Cumhuriyeti, Türk milli kimliği ve Maturidi-Hanefi çizginin üzerine inşa edildi. Türk Tarih Kurumu, Türk Dil Kurumu, Dil Tarih Coğrafya Fakültesi, Güneş Dil Teorisi, Bozkurt'un Türk Milleti'nin simgesi olarak bir çok yerde kullanılması, Kur'an'ın Maturidi-Hanefi çizgide tefsir edilmesi, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın kurulması buna işarettir. Yapının taşıyıcı kolonları Türklük ve Türk Müslümanlığıdır.

Türk Milliyetçiliği fikri zaman geçtikçe gelişimini de sürdürdü. Zamanla daha farklı yorumlar ve görüşler oluştu. Devletin varlığı güvence altına alındıktan sonra artan özgüvenle birlikte tarihteki şaşalı günlere dönme özlemi depreşti. İmparatorluk mirasçısı olmamız hasebiyle yakın zamanda geride bıraktığımız toprakların özlemi ağır basmaya başladı.

Bunun yanında yapılan yeni çalışmalarda Orta Asya Türklüğü ile olan yakınlığımız daha fazla vurgulanmaya başladı. Dünyadaki bütün Türk Devletlerinin bağımsızlığını kazanması ve o devletlerle bir birliğe gidilmesi fikri insanlarda heyecan uyandırdı. Türk Milliyetçiliği savunma aşamasından sıyrılıp harekete geçmeye başladı. İmparatorluğun son zamanında Gaspıralı,Ağaoğlu ve Akçura gibi isimlerin üzerinde durdukları Turancılık fikri Türk Milliyetçilerinde hakim anlayış olmaya başladı.

Bugün geldiğimiz aşamada Türk Milliyetçileri hareket halindedir ve Türklük anlayışı daha kapsayıcıdır. İçinde yaşadığımız bu zamanda mezhepsel farklılıklar ayrılmanın bir parçası olarak değerlendiriliyor. Eğer bir gün Türk Birliği kurulacaksa bu Türk kimliğinin öncelenmesiyle olacaktır. Bugün bu görüşü savunmak en doğru tavır olacaktır.

Türk Milliyetçiliği fikrinin gelişim sürecini doğru anlamamız gerekiyor. Bugünün şartlarıyla 40 sene öncesini veyahutta 100 sene öncesini yorumlamak doğru olmaz. Her dönemi kendi içindeki şartlarıyla değerlendirmemiz gerekiyor.

Akçura da Ağaoğlu da Gaspıralı da Gökalp de Atsız da Taşer de Güngör de Türk Milliyetçisidir. Aradaki nüans farkları yaşadıkları dönemin şartlarıyla ilgilidir.