13.11.2012, 04:56

Özgürlük ile mutluluk çelişkisi üzerine

 Post modern gelişmeler ‘olan’ın, ‘olması’ lazım geldiği yönünde büyük bir algı oluşturmuştur. Olan ‘iyi’dir, iyi olan da ‘olan’dır türünden değerlendirmeler insan algısını şekillendirir. Böylece ‘olmak’ ile ‘sahip olmak’ arasındaki sınır da kırılmış olur. Böylece “katı olanlar buharlaşır”, “kesin inançlar” da anlamsızlaşır. Bu yüzden gevşeklik, esneklik ve cıvıklık zamanın hakim ideolojisi haline gelir. Bu durum, bireysel bilinç, toplumsal norm ve ahlaki yargılarda ciddi kaymalar meydana getirir.

Sınırlar ortadan kalkınca her şey mümkün hale gelir ve her şeye de izin çıkar. Hindistan’dan ithal orijinal kafatasını, dekoratif malzeme için 750 dolara satın alanlar, ya da köpeğinden ayrılmamak için hayatından ayrılmayı göze alanlar böyle bir sürecin ürünüdür.

Benzer çelişkilerin kökenlerini ilk insana kadar götürmek mümkündür. Kutsal kitaplarda ifade edilen “ya cennet, ya haram meyve” çelişkisi karşısında ilk insanın atası “haram meyve” yönünde tercihini ortaya koymuştu. İnsanoğlunun cennet yerine dünyayı tercih etmesi bir anlamda mutluluk yerine özgürlüğü seçmesi anlamına gelmektir. İnsanoğlu dünyada kendi kurduğu sistemlerin, rejimlerin, kurumların ve örgütlerin karşısında sürekli olarak benzer bir tercihi gözden geçirmek zorunda kalmıştır. Tanrı karşısında özgürlüğünden taviz vermeyen Âdemoğlu, kendi elinden çıkma sistemler ve rejimler karşısında aynı direnci gösterememiştir. 

Bir kısım düşünürler; “insanların seçme hakkının ellerinden alınarak onların mutlu edilmesi” gerektiğini ileri sürmektedirler. Onlar, insanoğlunun her an seçim yapmak zorunda kalmasının, vicdanıyla karşı karşıya gelmesinin onu mutsuz ettiğini iddia etmektedir. Onun için de insanların mutlu bir dünya kurabilmeleri için her şeyden önce karın doyurmayan “özgürlük” adlı beladan (!) kendilerini kurtarmaları gerektiğini söylemektedirler. 

İnsanların büyük bir kısmı, kendisine sadece seçim yapma gücü vermekle kalmayan, aynı zamanda onu bu seçimleri yapmaya zorlayan durumlara büyük tepki gösterir.

Özgürlük; sorumluluk, belirsiz gelecek ve zihinsel meşguliyet demektir. İnsanoğlu kendi adına karar vermek zorunda kaldığı durumlardan kaçınmaya çalışır. İnsan, karşı karşıya kaldığı bu karar verme durumundan kurtulmaya çalışırken, bir anlamda kendi kendisinden de kurtulmaya çalışır. 

İnsan bir yandan köleliğe ayak uydurur, diğer yandan da buna karşı, düşünce ve ahlakla ilgili niteliklerini zayıflatarak tepki gösterir. İnsanlar karşılıklı bir güvensizlik ve düşmanlıkla belirlenmiş bir kültüre uyabilir, ama böyle bir uyma onun zayıflaması ve verimliliğini yitirmesi ile sonuçlanır. 

Fromm şöyle der; çağdaş insan bugün hâlâ tedirginlik içindedir. Kendi özgürlüğünü her türden buyurganların eline bırakmaya ya da kendini makinenin küçük bir dişlisine dönüştürerek özgürlüğünü yitirmeye, iyi beslenen ve iyi giyinen, buna karşın özgür bir insan değil de bir robot olmaya doğru adeta zorlanmaktadır. Onun için bilge “Eğer bakla ve sirke ile geçinecek kadar gücünüz varsa, kimseye boyun eğmezsiniz” der. 

Gönül mutluluğun; özgürlük ise aklın sorunu olduğuna göre, niçin ikisi sentez olarak değil de analiz olarak karşımıza çıkmaktadır? Bu sorunun cevabı Fromm’un aşağıdaki veciz ifadelerinde saklıdır. “İnsan beyni yirminci yüzyılı yaşıyor; birçok insanın kalbi ise hâlâ Taş Devri’nde yaşamaktadır. İnsanların büyük çoğunluğu henüz bağımsız, akli, nesnel olma olgunluğuna ulaşmış değildir. Bu insanlar, insanın tek başına olduğu, insanın kendinden başka yaşama anlam veren hiçbir otoritenin bulunmadığı gerçeğine dayanabilmek için, mitlere ve putlara ihtiyaç duyarlar.”  Bu gerçeği daha da gerçek kılan; hem mutluluğu hem de özgürlüğü insanlardan esirgeyen ideoloji ve sistemlerin sayılamayacak kadar çok taraftar bulmasıdır.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17