01.02.2013, 05:03

CHP "Dinsiz" Bir Partidir

 
Tıpkı, AKP gibi, MHP gibi, BDP gibi ...
Çünkü din bireyler içindir; partilerin, derneklerin, devletlerin dini olmaz. Siz hiç Cuma namazına giden bir parti veya oruç tutan bir devlet gördünüz mü?
 O zaman soruyu, şu şekilde soralım: "CHP dinci bir parti mi?"
Kesinlikle hayır..
Ama birileri, dinci olmayan CHP'yi, "din düşmanı bir parti" olmakla suçluyor. Bu suçlamalar bazen, bazı CHP'lileri de etkiliyor.
Geçen gün CHP'nin bir ilçe örgütünün düzenlediği toplantıya katıldım. Söz alan partililerden birisi, "kutlu" ve "mübarek" kelimeleri aynı anlama gelmesine rağmen, mütedeyin vatandaşlara şirin görünmek için "bayramlarda asılan pankartlarda 'kutlu olsun' ifadesinin yerine 'mübarek olsun' ifadesini kullanalım" önerisini yaptı. Bu öneri, bazı partililer tarafından da "halkın CHP'yi din düşmanı bir parti olarak algıladığı, bunun değişmesi için bazı girişimler yapılması gerektiği" gerekçesiyle "samimiyetle" desteklendi.
Bu tartışmaya daha önce de birçok kez, değişik parti kademelerindeki toplantılarda şahit olduğum için yadırgamadım.
"Dinci" bir parti ile "dincilik" yarışına girmenin, CHP'ye hiç bir katkısının olmayacağını, tam tersine zararına olacağını düşünüyorum. Gerçekten de, iktidar partisi de halkın, bu hassasiyetini çok iyi kullanarak, "belden aşağı" bir üslupla,  "CHP'nin din düşmanı olduğu" yönündeki kanının pekişmesi için, eline geçen hiç bir fırsatı kaçırmamaktadır.
Eğitim sisteminde yapılan köklü değişikliğin Türkiye'yi bilimsel eğitim öğretimden uzaklaştıracağını; park alanlarının, yeşil alanların, okul alanlarının plan tadilatı ile cami alanına dönüştürülmesinin, Çamlıca Tepesine, Göztepe Parkına, Taksim Meydanına cami yapılmasının doğru olmadığını; üst düzey bürokrasiye yapılacak atamalarda adeta tek kriter haline gelen ilahiyat mezunu olmak yerine liyakat ve hakkaniyete göre hareket edilmesi gerektiğini söyleyen CHP'yi "dinciler", "din düşmanı" ilan ediyorlar.
Çünkü, "dincilik" yapmak için bir "din düşmanı"na ihtiyaç vardır. "Bunlar zaten imam hatiplere, camiye, Kur'an'a, Peygambere karşı" dediğin zaman, işsizliği çözmene, ekonomiyi büyütmene, bilimi ilerletmene, demokrasiyi yerleştirmene gerek kalmayacaktır.
Artık herkesin üzerinde uzlaştığı sosyolojik verilerin de gösterdiği gibi, Türkiye muhafazakar, dini değerler konusunda hassas, özellikle sünni mezhebe mensup samimi dindar vatandaşların çoğunlukta olduğu bir ülkedir. Böyle bir ülkede dini referanslarla yapılan siyaset, her zaman seçmende karşılığını bulmuştur. Suriye politikasının bile iktidar tarafından "sünni-alevi ayrışması" üzerinden yürütüldüğünü hatırlamak bile, ne kadar haklı olduğumu göstermektedir.
Dini referansların kullanılması sadece son on yılda gözlemlenen bir siyasi davranış değildir. Çok partili sisteme geçildiği tarihten beri, yani yaklaşık yetmiş yıldır, sağ partiler, dini konularda halkın hassasiyetini kullanmışlar ve karşılığını fazlası ile almışlardır. Fakat son yıllara kadar, kendisini "laik unsurlar" olarak tanımlayan güçlerinin "müdahalesi" ile sağ partilerin dini kullanması -yanlış bir şekilde- kısmen önlenmiştir.
Bugünkü iktidar da, tüm devlet kurumlarının ve bu arada CHP'nin "türban" konusundaki yanlış tutumunu, çok güzel değerlendirmiş ve iktidara gelerek, siyaset dışı devlet kurumlarını "yargı aracılığı" ile pasivize etmiştir.
Bu yapılan uygulamaların demokrasi adı altında gerçekleşmesi sadece bir kandırmacadır. Çünkü, demokrasi halkın özgür düşünce ile karar vermesini, herkesin eşit haklara sahip olmasını, halkın refah seviyesinin yükselmesini sağlamayı amaçlayan bir yönetim biçimidir. Yoksa, bugün yapılmak istendiği gibi "dinci bir devlet" kurmak için kullanılacak bir araç değildir.
Bugün iktidarda olan parti "dinci" bir partidir ve daha da kötüsü, bu partinin uygulamaları devleti de "dinci" yapmıştır.
Bu kanaatim, geçen gün, genç bir bayan İngilizce öğretmeninden duyduğum, bir olay nedeniyle maalesef pekişmiştir.
Hergün görev yapığı "devlet okulu"na üç saatlik bir yolculuktan sonra ulaşan bu öğretmen, evine yakın bir okulda, İngilizce öğretmenine ihtiyaç olduğunu öğrenince, nezaketen muvafakatini almak için, ihtiyaç olan okul müdürünü arayarak, kendisini tanıştırır.
Okul müdürünün ilk sorusu şu olur, "Kızım senin başın kapalı mı?"
Genç öğretmen anlayamaz, "Nasıl yani, hocam?" diye sorar,
Müdür gayet rahat bir şekilde "Kızım, buradaki öğretmenlerin çoğunun başı kapalı. Başın açıksa burada rahat edemezsin, onun için hiç başvurma bence" der.
İşte "dinci" bir partinin devleti "dinci" hale getirmesinin somut örneği.
Bu devletin dincileşmesinin önüne geçmek için ne yapılabilir?
Toplumların doğal olmayan müdahalelerle şekillendirilmesi, kısa vadede başarılı gibi görünse de gerçekte hiçbir zaman başarılı olamaz. Toplumlar doğal seyirleri içinde ya Batının yaşadığı gibi din ile devleti birbirinden ayırarak, bir "aydınlanma" sürecine girerler, ya da Doğunun yüzyıllardır yaşadığı gibi, "dini kullanan" iktidarların boyunduruğu altında ezilirler.
Gerçek bir demokrasinin hiçbir zaman yeşermediği Doğu toplumlarının yaşadığı bu kısır döngü, halk istemedikçe kırılamaz.
Bu yazının da kendi içinde sosyolojik bir paradoks barındırdığının farkındayım.  Hızla Batıdan uzaklaşarak özü olan Doğu toplumuna dönüştürülen Türkiye'de, bu kısır döngünün kırılması mümkün olabilir mi?
Bu konuda, Türkiye'nin tek ve en önemli şansı -kendi içindeki bir çok  önemli soruna rağmen- CHP'dir. Doğu toplumlarının tümünde AKP tarzı bir iktidar partisi varken, CHP gibi aydınlanmacı, çağdaş, sosyal demokrat bir muhalefet partisi yoktur. Doğu toplumlarında, siyasi arenadaki tüm iddialı partiler birbiri ile "dincilik" yarışı yapmakta, "en dinci olan" iktidara gelmektedir.
 Türkiye'nin tek şansı olduğunu göstermek için CHP ne yapmalıdır?
CHP', düşünce, ifade, din ve vicdan özgürlüğünü herkes için sonuna kadar savunmalı, demokrasinin tüm kurum ve kurumları ile yerleşmesi için mücadele etmeli, yandaşını zenginleştirmek için değil yoksul geniş halk kitlelerinin daha iyi ekonomik koşullara kavuşması için politikalar üretmelidir.
Belki de bunların hepsinden daha önemlisi seçmene şirin görünmek kaygısı ile AKP ile dincilik yarışına girmemelidir. Unutulmamalı ki, aslı varken kimse kopyasına oy vermez.
Peki CHP bunları yaparsa, Türkiye şartlarında başarılı olur mu?
Umarım olur...
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17