Penturk Haber
2013-03-28 02:40:34

Vur De Vuralım!

28 Mart 2013, 02:40

 “Bursa Kuruluş Mitingi” her ânı, her bir karesi ile tarihe, şanla-şerefle geçti.

Miting öncesi ve sonrası, katılımın büyümemesi için gösterilen üstün gayretler kadük kaldı.

Yüzbinlere hitap eden Sayın Devlet Bahçeli kürsüden tarihi mesajlar verdi. Mecliste yahut Basın Toplantısında aracılar vasıtasıyla söyleyebileceği tarihi ikazını, üstüne basa basa, vakur ve kendinden emin bir şekilde kitlelere doğrudan iletti.

Atatürk’ün Bursa Nutku’nun ikiz kardeşi gibiydi söyledikleri… Bu açıdan bakıldığında; Türk’ün ikinci Bursa Nutku da diyebiliriz…

Sözleri, yıllardır kırk derece ateşle yanan bir millete soğuk duş gibi geldi.

Yüreklere su serpti…

“Ülkücü” olmanın; korkakların, muhterislerin, kolaycıların işi olmadığını en güzel örnekleriyle ortaya koydu.

İnanmış dava adamlarının büyük ülküler taşıyan yürekleri ile doldurduğu Kent Meydanı’nın ortasından spontane “Vur de vuralım, öl de ölelim” nidaları yükseldi… Ulu Dağ’ın zirvesinden ta arşa kadar…
Lider, tereddütsüz “Onunda sırası gelecek!” derken, kalabalıktan yükselen coşku “Kızıl Elma’ya Hey! Kızıl Elma’ya…” der gibiydi.

Beyaz Adamların demir atlarla ve ateşli silahları ile çıkartma yaptığı Kızılderili yerlilerin topraklarının mahmurluğunu yaşıyordu Vatan… Beyazlar, onurlu milletlerin topraklarına her şartta musallat olurdu, İşbirlikçileri sayesinde sokulurlardı saf milletlere…

Anadolu Tanrı’nın mülküydü, Kâbe’nin kale kapısı... Malazgirt ile birlikte Şeriatın hâkim olduğu topraklar, Peygamberin ve Şehitlerin hürmetine teslim olmadı “Beyaz Adam’a”
Namusun, haysiyetin eş anlamlısı “Türk” sıfatlı Alpler-Erenler sayesinde korundu Tanrı’nın mülkü.
Bursa Mitingi taşları yerinden oynattı, ihanet cephesinin sinir sitemini felç etti, şaşkına çevirdi.

“1.Vatan Müdafaası” yıllarında ortaya çıkan ve doksanlı yılların kanlı evrelerinde Ülkücü kitlenin, Lider’den “Sathı Müdafaa” talebi, yirmi yıla yakındır akla gelmeyen durumdu.

Başbuğ’dan istenilen icazete, Başbuğ; “Ben Sizin ölmenizi değil yaşamanızı istiyorum!” derdi.
Başbuğ sonrasına bakacak olursak;

Son Başbuğ Uçmağa varalı memlekete hayli demokrasi gelmişti. Beyaz Adamın ateşli silahlarının ve demir atlarının yerini “Demokrasi” almıştı.

Afganistan’a da geldi demokrasi, sonra Irak’a… Dört yıl içinde, Mısır’a, Tunus’a, Cezayir’e ve Ortadoğu’nun hemen her yerine gelmiş oldu. Türkiye’ye, yavaş yavaş, sindire sindire geldi.

Beyaz Adamın şimdiki hedefi Türkiye’ye “İleri Demokrasi” getirmek.

Türkiye birçok zafere imza attı!.. Demokrasi sayesinde…

Irzına geçen sapığı mahkemede aklamaya çalışan yosma, demokrasi aşkına yaptığını söyledi!

Kızına sarkan pedofili sapkına “Hakkını helal et” dedi hacı… Demokrasi için!

Demokrasinin gereği olarak; kadınlara hizmet veren erkek genelevleri açıldı!

Demokrasi için yapılan her şey mübah sayıldı!…

Bundan dolayı, Bursa da ne konuşulduğuna kafan yoranlar, neden konuşulduğuna kafa yorarlarsa en doğrusunu yaparlar. Bursa’ya akın eden insanlar “ileri demokrasi” dedikleri şeyin toplumun ırzına geçmesine dur demek için toplandı.

Ülkücüler ve Saygıdeğer Liderleri; yasalara ve nizama sonuna kadar sadık, mazlumun burnunun kanamaması için canını verebilecek insanlardır.

Ülkücüler; “1.Vatan müdafaası yıllarında” yerleşke kapılarına “Muhammed’in piçleri giremez” yazanlara karşı mücadele ettiler. Bu gün Ülkücüleri her türlü çirkin üslupla itham eden Hacı, o yıllarda dinine sövenlerle beraber “Das Kapital” kritiği yapıp “ Şer-i Hukuk” ile olan ortak noktasını mütalaa ediyordu.

Düşman Rusya idi o zaman. Rusya herkese eşitlik getirecekti! Komprador burjuvazinin sermaye ile oluşturduğu tahakküm düzen yıkılacak, komünal düzen hâkim olacaktı.

Artık adres değişti. Kapitalizmin ve Liberalizmin at bakıcısı; Marksist, militer Kürtçüler ile bizim Hacı Türkiye’ye, baldıran zehri içme pahasına! ABD ve İsrail yapımı “İleri Demokrasi” getirmeye uğraşıyor…
İleri demokrasi dedikleri zokayı millete yutturabilirlerse, Kâbe’nin kale kapısı, İsrail’in güvenlik şeridi haline gelecek. Millet vaziyeti böyle algıladığı için, böyle olduğunu gördüğü için “Vur de vuralım, öl de ölelim!” demiştir.

Belli ki Milletin canı sıkılmış…
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.