Penturk Haber
2015-08-09 22:19:22

Anketler Cinayete Azmettirdi!

09 Ağustos 2015, 22:19

 7 Haziran seçimlerinin sonuçları büyük bir hesaplaşmayı da doğurdu.2007 yılında başlayan ve 2012 yılında zirve yapan “Açılım” politikası onüç yıldır tek başına hükümette olan AKP’ye mutlak gücünü kaybettirdi.

Kandil, İmralı, HDP üçgeninde yürütülen müzakereler “Dolmabahçe Mutabakatı” ile sondan bir önceki seviyeye geldi. Sözde barışa bir adım kalmıştı ki kıyamet koptu...

Oysa biz yıllardır, bu politikanın netice vermeyeceğini, PKK’nın bütün bileşenleriyle yegane hedefinin bölgesel bağımsız Kürt Devleti kurmak olduğunu, Kuzey Irak, PYD, PEJAK organizasyonlarının tamamının bu uğurda mücadele ettiğini ve hedeflerine ulaşmadan vazgeçmeyeceklerini her fırsatta söyledik.

AKP ne yaptı?

Açılım adını verdikleri pasivize devlet politikası ile PKK’yı ikna edebileceğini, çelişen geri adımlarla milliyetçi Türkleri kandıracağını zannetti!

Anketlere göre devlet yönetmeye çalıştı.

Ortaya attıkları herhangi bir politikanın oy’a tahvil edip etmediğine göre pozisyon aldılar.

“Yeni Türkiye” söylemiyle halkta heyecan yaratmaya çalışıp, bölgesel kaos girişimleriyle “Osmanlıcılık” oynanacağını zannettiler.

Uzman analizleri olmadan, sabah başka, akşam başka küresel işlere giriştiler.

Büyük devlet adamı olmanın iyi şovlar yapmak olduğuna inandılar. Bu günlere böyle geldik...

Seçimde kaybedilen gücü yeniden yakalamak için operasyonlar yapılıyor. PKK’yı nekadar vurdukları muamma lakin her gün birkaç asker polis hunharca katlediliyor.

Devlet seçim stratejisi ile yönetilirse, ayrılıklar körüklenir, büyük projeler riyakarlaşır, yolsuzluklar artar, hukuk garabete dönüşür. Bu nedenle yaşadıklarımız seçimde çıkan sonuçlarla alakalıdır!

Dün Yalçın Akdoğan, Başbakan Yardımcısı ve Dolmabahçe oyuncusu sıfatıyla alenen itiraf ediyor; kırılma “seni başkan yaptırmayacağız” çıkışıyla başladı diyor. Binlerce yıllık geleneği olan bir devletin yönetim anlayışını görebiliyor musunuz?

Bir siyasetçi demokrasi çerçevesinde istediğini destekler, istemediğine karşı tavır alır, birilerini başkan yaptırmamak (Demirtaş’ın böyle bir gücü de bulunmuyor aslında), partisinin barajı aşması, silahların gölgesinde yürüyen “çözüm” sürecini sabote etmek olarak algılanabiliyor.

HDP’nin baraj aşarak AKP’yi koalisyona zorlaması sadece AKP’nin yanlış politikalarının eseridir, bunu da defalarca söyledik. 

Terör ile ilintili bir siyasi yapıyı “Kürtlerin” tek temsilcisi olarak görür, eli kanlı örgüt liderini barış elçisi gibi takdim edersen kırk yıldır yürüttüğün mücadeleyi inkar etmiş olursun dedik.

Terör örgütüne türbe taşıttırırsan, iş ihale edersen meşrulaştırmış olursun, PKK’lı gizli tanıklar ile kahraman subayları mahkum ettirirsen, TSK’nın mücadelesi cinayet, PKK eylemleri nefs-i müdafa olarak etiketlenir ve bölge halkı üzerinde zemin kazanır dedik.

Dediklerimizin hangisinde haksız çıktık?

Yeni bir döneme girdik deniliyor, açılım politikası bitti deniliyor.Ben yürütülen mücadelenin gerçekçi olduğuna inanmıyorum. Çözülme sürecine son verilip yeni bir pozisyon alındığını söylemek milleti kandırmaktır.

AKP, Güneydoğu’da geri dönülmez şekilde halk desteğini yitirdi, yapılan anketlerde geri dönüşün mümkün olmadığı anlaşılıyor olmalı ki, sadece milliyetçi seçmene göre eylemde bulunuyor.

Koalisyona niyeti olmayan Erdoğan’ın, tek başına yeniden her şeye hakim olmak için giriştiği kaos politikaları erken seçimde milliyetçi tabanın desteğini almak için yürütülen sahte icraatlardır.

Olan askere polise oluyor. Samimi yürütülecek olan terörle mücadele şehit olanlar “Şehittir”, birilerinin iktidarı uğruna savunmasızca ortada bırakılanlar hem “Şehit” hem “Mazlumdurlar”!
Çözülme sürecinin neticesi olarak Devlet, bu günlerde de verdiğimiz Şehitler birer anket kurbanıdır...

Her şerde hayır olduğuna inanıyoruz, oy kaygısıyla da olsa AKP’nin açılımdan vazgeçmiş olması inşallah hayırlara vesile olur.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.