Başlığını Koyamadığım Yeni Yıl Yazısı!

 2015 yılına bu gece merhaba diyeceğiz...
2014 yılı nasıl da geldi geçti?
2013 ile 2014 yılları hiç ayrılmamış gibi yaşandı!
2012, 2013 yılının hazırlık yılıydı...
2011...

Türkiye’nin gündem yoğunluğundan olsa gerek, 2013 yılını 2014’te mi, 2014 yılını 2013’te mi yaşadık anlayamadım.

Takvimlerde ne yazarsa yazsın, bizim için zamanın yıllar önce donduğunu biliyoruz.

Yüce dilekler tutmayı unutan bir milletin ferdi olmak zamanı anlamsızlaştırıyor!

Sanal mefkûreler ile oyalanan, ulvi söylemlere kamufle edilmiş ihanet eylemleri, “zamanımızın” zamanını değersiz kılıyor.

Böylemi olmalıydı, böyle hoyratlıklarla mı derbeder olmalıydı yurdumuz?

Masumun, komplocu tezgahında ucuza satıldığı, “Ucuza”; hiyerarşik düzende paha biçilemediği yıllar bu yıllar.

Ateist’in İslam’da kul hakkının önemine dikkat çektiği için dövüldüğü, Şeyh’in hırsıza yardım ve yataklık ettiğihengâm!

...
Müslüman kıyımının işbirlikçilerinin, Müslüman’a Halife, Evliya, Lider, Önder vesair olduğu bir dem.

Öyle ayakkabı kutusu edebiyatı yapmaya da gerek yok; çalınanın saklandığı, haramın hazinesinin korunulduğu yerin ne ehemmiyeti var?

Umreye yolculuğun abesle iştigali; “ıksırıncaya kadar, tıksırıncaya kadar” ayakta duramayacak kadar rüşvet sarhoşluğuna batmış olanların tercihi!

Reza’nın uçağıymış, Ağaoğlu’nun 17’lik sevgili attığı cenabet jetmiş; neyi değiştirir?

Başörtüsü... Başörtüsü... Sorunun serkaynağı; önemli sayılan başını örtenin deve kuşu misali de olsa örtmesi, bilmem kimin kapatması olması namühim!

Namaz, niyaz; politika yapmayı zaruri kılan replik...

Ayet-Hadis; Bakara-Makara...

Eski para ile üç-beş katrilyon Liralık ihtişamlı saraylar yaptıranların, mütevazi söylemleri sarayın zekatı olarak verdiği (İslami) düzen..

Yolsuz’a hırsız demenin günahından korkan “hoca” nın fetva saltanatına bürünmüş ihlaslı duruşu...

Katilin; Anayasal çalışmaların fikir babası olduğu, caniye sekreter atandığı dönem.

Kuran’ın yaydığı ışığın üflendiği, yazı karakterlerinin kutsandığı esnâ..

2000’li yıllar; olmazı olduran, imkânsızı imkânlı hale getiren yıllar.

Torpilin, rüşvetin, yolsuzluğun, hırsızlığın, uğursuzluğun üstüne, deste deste arsızlık eklendiği iki binli yıllar!

Himmetin iğfal edildiği, zekâtın çalındığı, devlet imkânlarının kişilikleri şantajla kapatma yaptığı...

Ümminin âlime galebe çaldığı, zalimin mazlum-mazlumun zalim sayıldığı, namuslu yoksulun namussuz, namussuz zenginin namuslu sayıldığı ahir zaman...

2015’te ne değişecek?

Yukarıda saydığım ve sayamadığım kirlenmişliği üzerimizden atabilecek miyiz, namussuz güçlünün yenildiği, namuslu insanların itibar gördüğü, evlatlarımıza “Namuslunun namussuzdan daha cesur olması gerektiğini” öğretebilecek miyiz?

Yoksa...
Yoksa; iki poşet makarna ile bir torba kalorisi düşük kömürün bütün erdemlerimizi karartmasına seyirci mi kalacağız?

2015 kime kutlu olsun, Bize mi?