Penturk Haber
2014-05-05 18:43:17

ŞÜKRÜ ALNIAÇIK’IN TÜRKÇÜLÜĞÜ!

05 Mayıs 2014, 18:43

 Bize polemik lazım;

Türkçülük günümüzün daha geniş kesimlerce, daha kolay anlaşılabilmesi için adını “milliyetçilik” günü yapalım manasında bir görüş var. Son olarak Sayın Şükrü Alnıaçık tarafından gündeme getirildi.

Gerçi, konuya binaen Sayın Suat Başaran söylenebilecek en güzel şeyleri söyledi, yine de biraz daha üzerinde durmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Suat Bey’in dediği gibi; pürüzsüz bir şekilde kabul edelim ki “milliyetçiler günü” nitelemesi Başbuğ’a ait.

Buyrun Başbuğ’u sorgulayalım!

Başbuğ’un dokunulmazlığı üzerinden Devlet Bey’e ve Şükrü Hocaya saldırmak ne kadar vicdani, ne kadar etik bir yaklaşım…

Türkçülük günü mü, Milliyetçilik günü mü?

Ben kendim bu anlamlı günü nasıl kutsuyorsam benim için geçerli olan odur!

Şöyle ki; Ben, Türkçüyüm diyenlerin anladığı mana da Milliyetçi, Milliyetçilerin de anladığı manada Türkçüyüm. 3 Mayısı da ona göre anlamlandırıyorum…

Türkçülük, Türk Milliyetçiliği, Türk Ülkücülüğü.. davasına doğru dürüst katkı sunamayanların öz eleştiri yapmak yerine, kolaycılıkla hareket ederek başkalarının yeni arayışları içerisine girmesini sağlıksız bulması bana samimi gelmiyor.

Türk Milliyetçiliği davası iki perspektiften ele alınıyor; içselleştirilerek dini bir etiket gibi kabul görmesi ve harekete maruf bir yön çizilmesi…

Türkçülüğü dini bir etiket gibi algılayan milliyetçilerin düşünerek var edebilecekleri bir (zafer algısı) yanılgısı söz konusu!

Düşünmek, iyi düşünmek, daha doğrusunu düşünmek… Oturduğun yerden başarılı olmayı sağlamıyor. Aksine hareket edenin etki alanını daraltıyor.

Söylenmek, kızmak, muhalefet etmek… Resmi bir metoda daynmadığı sürece fitneden öteye geçemiyor.

Şükrü Alnıaçık’ın görüşlerine katılmayanların aksini daha gerçekçi bir şekilde, naif bir üslup ile izah etmesi yeterliydi. Bunca gürültüye hiç gerek yoktu…

Devlet bey ezcümle her şeyi yerli yerine oturttu da kurtulduk; “Türk Milliyetçiliği Türkçülüğün anti tezi değildir!”

Olay daha geniş kitlelere kendimizi nasıl anlatabiliriz meramından kaynaklanıyor, konuya abanan arkadaşlarımız da aslında bunu çok iyi bilmekteler. Söylemleri uzun uzadıya tartışarak muhalefet dalgası oluşturabilme saikiyle hareket ediyorlar.

Bizim insanlarımız birbirini tanımadan, akla hayale gelmeyecek seneryolar yazmaya başlıyor. Bir cümleden yola çıkarak, insafsız ithamlarda bulunuyorlar.

Son olarak, Şükrü Alnıaçık cümleleri üzerinden kurgularla, MHP’nin Türkçülüğü bitirmek istediğinden tutun da, özel seçilmiş kişiler olduklarına kadar bir çok heyula kulaktan kulağa fısıldanıyor.

Türkçülüğün fikir sitemi içerisinde romantizim ile hemhal olup düşünüp durmak yer almıyor.

Kastedilen Türkçüler ise, Gaspralı bir fikre yön vermiş, Ziya Gökalp bir millete aidiyet kazandırmış, Nihal Atsız Türkçülüğü kartakter haline getirmiştir. Alparslan Türkeş ise Milletinin ikinci Atatürkü olmuştur.

Şükrü Alnıaçık, hareketin son dört yılında adından en fazla söz ettirmeyi başaran, konferanstan konferansa koşan verimli bir Tükçü-Türk Milliyetçisidir.

Şunu demek istiyorum; Türkçülük başarılı olan arkadaşlarımıza çelme takmak, kıskanmak değildir, Atsız’ın yaptığı gibi suyun akacağı istikameti tayin etmektir!…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.