Öğretmenim Konuşmaya Devam... Bahtını Sen Çiz...

 Dağ/mı Bağışlandı?

“... Milli Eğitim’de 93 yılda (beşi son on yılda olmak üzere) 76 bakan değişti” Kimisi bakan(!) oldu kimisi yakan oldu. Çoğunun hizmeti, Türk Milleti’nin geleceğine dair değil de, partilerinin siyasi çıkarları doğrultusunda olduğu için, “verilen sözler, dönülen sözler” derken Milli Eğitim karalama tahtasına döndü.

Tarih: 20 Ocak 2013, Yer: Gaziantep meydanı...Bir ülkenin başbakanı, atama isteyen öğretmenini azarlayıp: “Kusura bakmayın. Biz bir şey söylediysek olur. Ne söylediysek o olur. Başkası olmaz! Oyuna ihtiyacım yok, onu kendine sakla.” (Benim bir öğretmen emeklisi olarak o azar karşısında neler hissettiğimi anlatmak şöyle dursun, düşüncesi bile hala gözlerimi yaşartıyor.) diyebiliyorken; aslında orada, ülkemizin geleceğinin mimarı öğretmenimiz göz göre göre itibarsızlaştırıyor. (Daha evvel -2002- aynı meydanda yaptığı konuşmada da başbakan: “İnşallah biz hükümetimizi kurduğumuzda bütün öğretmenlerimizi göreve başlatacağız.” dememiş miydi?) 

Dün başka bugün başka… Eğitim camiası günü birlik verilen sözler ve tutarsız uygulamalarla şaşkına döndü. Bir baktık ki, Dinçer’in olmaz dediği, Avcı’da kabul gördü. Sanıyorlar ki, öğretmenimin ağzına çaldıkları bir kaşık balla, onlara dağlar bağışladılar. Sanıyorlar ki, Şubat ayında yapılacak atama onların ceplerinden çıkarttığı, öğretmenlerimize bahşettikleri bir lütuf!

Eğitim eğitim dediler; son on yılda, ne durumu düzelttik ne de çağı yakalayabildik. Üstelik öyle uygulamalar getirildi ki, bayramlarımız zehir oldu. Milli değerlerimize adeta bir hücumla saldırıldı, cumhuriyetin kutsal değerleri yok sayıldı. Saçımız başımıza, yüreğimiz dilimize dolandı.

Kıyafet serbest denildi, güya türbana vize geldi. Buna tezat bir halde; Kur’an-ı Kerim, Temel Dini Bilgiler ve Hz. Muhammet(s.a.v)’in hayatı seçmeli ders haline getirildi, andımız kaldırıldı. 4+4+4 hayata geçirildi, mazeret falan anlamayız denilerek tek atama dönemi başladı. Tabletler geri tepti, dershaneler sıktı, okullar ve yöneticileri sahipsiz kalırken, öğretmenler değersizleştirildi; hatta kovuldu. 

Veliler şaşkın, çocukların ise uykusuzluktan ve kararsızlıktan başı döndü. Kabalık, belirsizlik, sahipsizlik had safhada… Derken ‘başbakana yar olalım’ diye ne kadar uğraş verilse de, yapılanlar eksik kaldı. Ve bakanın başı yendi. Eğitim bitti, şimdi de diyorlar ki: “Para yok, pulu kim yedi?” 

İktidar, eğitim kalitesinin ve ülke geleceğinin eğitimle kurtulacak olmasının ehemmiyetinin ne farkında, ne de derdinde. Her bakanın icraatı aynı, dayatmalar ve ‘ne çıkarsa bahtınıza’ şeklinde yürütülen ‘Milli(siz) Eğitim’… Onların asıl derdi ise, (bakan yenilendi ya) kadrolar değişir mi; bakan yardımcısı, müsteşar, müsteşar yardımcıları ve diğer üst düzey bürokratlar değişecek mi, yeni uygulamalar kimi gerer vs…

Benim isyanım, ülkemizde ki eğitimin, onu uygulatan zihniyetin ve de uygulamaların Milli(siz)liğine rağmen, bakanlığın ve onun Bakanının ‘Milli’ olarak anılmasına… Her türlü olumsuzluğa rağmen emeği ile ülkesine olan sevdasını en güzel şekilde yansıtan öğretmenim unutma: “Emeğe saygı, insana saygıyla başlar!..” Allah(cc) yâr ve yardımcınız olsun…

Not: Size Trabzon’da efsane olmuş bir isimden, yıllar önce emekli olmuş bir öğretmenden, Ali Ulusal Hoca’dan bahsedeceğim… O eğitimde, ‘Milli’ olmanın gereğini ülküsü haline getirenlerden. Bir öğretmenin üzerine düşen ne kadar görev varsa, hepsini layıkıyla yerine getirmiş; ulu önder Mustafa Kemal’in işaret ettiği nitelikte bir eğitimci. Öğrencilerine sadece bilimsel özellikli dersleri değil; Müslüman bir Türk ferdinin nasıl olması gerektiği konusunda da gerekli hayat dersini tam anlamıyla aşılamış bir öğretmen…

İlerlemiş yaşında, bugün yakalandığı kanser adlı illet yüzünden o kendini: ‘Dışarıdan bakınca heybetli, yaklaşınca ağzında dişi bile olmadığı görünen Osmanlı’ya benzetse de, ‘fikri bedenine sağlık’ hala dimdik bir Türk Milliyetçisi olarak yüzünde, yetiştirdiği binlerce öğrencisinin gururunu ve aydınlığını taşıyor…

Kendisini hastanede ziyaret ettiğimizde, yetiştirdiği tüm öğrencilerine ve vatan, millet, bayrak, din sevdalılarına selam iletti… Ali hocam, dualarımız senin için, acil şifalar diliyoruz.