Penturk Haber
2016-02-05 20:54:47

MHP’YE BAŞ OLMAK!

05 Şubat 2016, 20:54

 Siyasette en zor süreçtir değişim… İstekler ve eylemler en sancılı haliyle gelir ortaya; çoğu zaman da mevcut lidere düşmanlık olarak algılanır. Bu yüzden değişim sürekli ertelenir. Hem de bu ertelemenin, kurumun sistemine zarar verdiği görülmesine rağmen…

Bu süreç, direnme böyle giderse ne mi olur?

 “DÜNYANIN EN MÜKEMMEL en üretken, en motivasyonu yüksek insanını ve fikir yapısını KÖTÜ BİR SİSTEMİN İÇİNE KOYUN, her seferinde SİSTEM KAZANIR.”

Lider olmanın ayrıcalığı da burada devreye girer. Lider kişi, İLETİŞİM KANALLARINI DAİMA AÇIK TUTARAK, gelen önerileri ciddiye alarak ve takım ruhuna inanarak değişimi hayata geçiren, tıkır tıkır işleyen devamlılığın mimarı olmalıdır.

Türk Milliyetçilerine yıkılmaz bir mücadele alanı ve parti sistemi kuran Alparslan Türkeş, işte bu yüzden sadece bir parti başkanı ya da yönetici değil, LİDER/Dİ!

………….

Kaç parti vardır, kaderinden bahsedilince akıllara Türk Milletinin geleceği ve var olma mücadelesi gelir?

Kaç parti; seçime giderken Meclis’te olması için herkesin (Türk Milletinin) duasını alır?

Kaç partinin, üyesi kadar, gönüllüsü vardır?

Kaç partinin sorunları, aynı zamanda da milletin derdi olmuştur…

Kaç partinin geleneği aynı zamanda Türk Milletini yansıtıp, Anadolu olur?

Kaç parti gönüldaşının evinde hem Kuran’ı Kerim hem de Türk bayrağı başköşede, yan yana asılıdır?

Kaç partide, yapılan parti içi eleştiriler, boğazın dokuz boğumundan süzülerek ifade edilir?

Kaç partinin üyeleri aynı zamanda (zaman zaman tartışsalar da) kardeşlik hukukunu bütün menfaatlerin üstünde tutar?

Kaç partide geçmişe sadakat, geleceğe inanç yüreklere ülkü olmuştur?

Kaç parti, iktidarda olsun olmasın yetiştirdiği beyinlerle ülke gelişimi için nefer olmuştur?

Kaç parti ideolojisini, ülke menfaatleri adına geliştirmiştir?

Kaç partinin kadınları, yönetimde ve üst kademelerde yer bulamasalar da her ne pahasına olursa olsun partileri için çalışmayı, sorumlulukları bilmişlerdir?

Değerli okurlarım, yazdıklarım bir temenni olarak algılanmasın. Halkımızın dilinden ve yüreğinden kalemime yansıyanlar bunlar…

MHP öyle bir gönüller otağı ki burada, sevdalar derinden, köklü, asil olarak yaşanmakta. Bu “farkındalık” da iki misli daha sorumluluk getirmekte dava adamlığına..

Asıl konu da bu ASALETE VE İNANCA baş olmak, orada kabul görmektir!

“Mütevazı… Ciddi… Davasına inanmış… Anadolu insanı… İnsan ve doğa sevgisine sahip… Vatan ve milletine âşık… Devletin menfaatlerini her şeyden üstün tutan… Sade… İletişim becerisi gelişmiş… Adil… Coşkulu… Enerjik… Sürükleyici… Fikri temellerine bağlı… Motive edici… Risk alabilen… Yenilikçi… Kararlı… Takım ruhuna sahip… Tutarlı… Diyolog taraftarı… Uzlaşmacı… Planlayıcı ve stratejik… Bilgiye inanmış… Samimiyet… gibi” hususiyetler ister baş olacaklarda…

Aslında konu çok daha derin ve acil… MHP’ye baş olmanın da ötesinde daha büyük anlamlar içermekte…

Mesele; ülkemizin bütünlüğüne, gençlerimizin Türk ve idealist bir yüreğine, kadın ve ailenin milli manevi kimliğine, köylünün toprağına olan bağlılığına ve üreten yanına, Türk devletinin itibarına ve güvenirliğine, çocuklarımızın geleceğe dönük ümidine, güzel ahlakın saadetine, sevginin faziletine sahip çıkmaktır.

Sonuç olarak; “HİÇ BİRİMİZ HEPİMİZ KADAR AKILLI OLAMAYIZ”; ortak akla inanmak durumundayız... Bu vakitten sonra bizlere düşen, bir sonraki adımı iyi planlamak, demokratik işlerliği ve sistemi yeniden rayına oturtmaktır…

Bu arada merak edenlere; Bir “şey” olmak değil, TÜRK MİLLETİ için, bir “şeyler” yapmaktır derdimiz!

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.