Diyanet/in Yalnızlığı, CHP’nin Safı!

 (Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu yıl Ramazan ayını: "Hiç kimse kimsesiz kalmasın, bu Ramazan ve her Ramazan" sloganıyla karşıladıklarını,
“yalnızlık” temasını öne çıkaracaklarını söyledi...)

Hâlbuki Sayın Görmez’in daha can alıcı bir konuşmaya imza atması, Türk ve İslam coğrafyası terör olaylarıyla her gün ölümler içerken, sınırları ülkemiz dışına taşacak kucaklayıcı ve bir bakıma umutlar verecek mesajlar sunması gerekmez miydi? 

Dibi görünmeyen örgütler, İslam adına (Müslümanlara karşı) cihat ilan edip, cinayetler işlerken, insanların malını, mülkünü, canını, karısını, kızını kendine ganimet sayarken, sizin öne çıkardığınız tema, alınması gereken tavır kesinlikle bu olmamalıydı. 

Planlı bir şekilde Türklere uygulanan soykırımın yanında, her gün onlarca Müslüman İslam kimliği taşıdığını ifade eden caniler tarafından boyunları kesilerek vahşice öldürülüyor. İsrail menşeli İslam inancının itibarına yönelik olduğu kesin; bu kanlı infaz ve işkenceler üstelik çirkince dünyaya servis ediliyor. Bu da yetmiyor camiler, türbeler yıkılıyor, Müslüman mezarları yağmalanıyor; kadınlar ve erkekler utanç verici muamele görüyor. Ve tüm bunlar ayan beyanken ne yazık ki, siz hala “tema” arayışına giriyorsunuz! Hem de “yalnızlık” konusuna manevi bir bakış açısı sunmadan. “Allah ve Resulünü dost edinenlerin, yalnızlık hissini yaşamaları mümkün değildir”

Sayın Diyanet İşleri Başkanı, “kurum olarak kimliğinizi bir sorgulayın ve sorumluluğunuzun bilincine varın” derim. İnsanlar onurları, gelecekleri, toprakları, bayrakları, canları ve de namusları için savaşamıyorlar bile… İnançları zedelenmiş, gözleri kıblesiz kalmış. Anlamlandıramadıkları görüntüler yüzünden, çocuklarımızın gönül dünyası alt üst olmuş. Asıl yalnızlık ve gayesizlik bu işte! 

Sayın Görmez derim ki, sizler biraz daha yüksek sesle konuşun… İslam’ın ve insani değerlerin sesi olun. Korkmayın mesajlarınız gideceği yere gitsin, hatta o bölgede hesabı olan Haçlı bile bir nebze dahi olsa bu sesten titresin ve hiç değilse karınca misali safımız belli olsun...

*****
SAFINIZI BELLİ EDİN…
Muhalefetin çatı aday kararına destek olan ya da olmayanların bu süreçte ne derece önemli bir sorumluluğu üslendiklerini iyi bilmeleri gerekir.

Aynı aday için ortak hareket etme fikrine ve bu işbirliğine karşı çıkanların mutlaka mantıklı bir açıklamaları olmalı… 

Daha düne kadar MHP ve CHP’yi, ülke menfaatleri için işbirliğine girmedikleri konusunda suçlayanlar, hatta daha da ileri giderek MHP’yi, AKP’ye koltuk değnekliği yapıyor diyerek şikâyet edenler; burada ki asıl amacın “siyasi bir menfaat değil, ülke geleceği” olduğu gerçeğini göz ardı ediyorlar. Önce ki söylemlerine tezat bir halde 'çatıyı' sorgulamaları maalesef, hiç de samimi bir duruşu temsil etmiyor. 

Bu sebepten ortak hareket etme konusunda keskin cümleler kuranların uzlaşma yerine, kaos ortamından beslenen ideolojik yapıya destek olacak bu tavırlarından bir an evvel vazgeçmelerini diliyorum.
İhsanoğlu ismi, AKP dâhil tabanda özellikle de muhafazakâr seçmende ciddi bir karşılık bulmuştur. Aydınların ve vekillerin bu sesi iyi algılamaları eğer amaçları gerçekten ülke menfaati ise iyi okumaları gerekir.

Kısacası görünen o ki, ortak hareket etme konusunda, kendini Atatürkçü, laik, sosyal-demokrat olarak tanımlayan CHP’li seçmen sağduyulu, hatta kendilerini temsil eden vekillerinden bile daha mantıklı… Geriye bu isim üzerinde bütünleşmek, bu önemli sınavı herhangi bir siyasi krize dönüştürmeden sonuçlandırmak kalmıştır.

MHP, CHP “tavan, taban aynı çatı altında bir olabilme idrakini gösterebilmelidir.” Ancak bu duruşla da, ülkemizin geleceği adına bir umut olacakları kanaatindeyim.