Aslında milliyetçiliği bırak diyorlar.
Milliyetçiliği bırak ve Amerikan politikalarına teşne ol.
Türk Milliyetçiliğinin karşısındaki yegane muhalif fikir Amerikan menfaatleridir ve Devlet Bahçeli politikaları bu menfaatin karşısındaki en sağlam siyasi mevkii temsil ediyor.
Ama onlar yine de istiyorlar.
Biliyorlar ki bu kale çözülmeyecek,Türk Miliyetçiliğinin merkezi varlığı siyasetin kırmızı çizgileri olarak daima kalacak.
O zaman tasfiye projeleri,ayak oyunları devreye giriyor.
Seksen sonrasında siyaset zemininin en hain projesi " Türkeşsiz milliyetçilik " projesiydi.
Bugün bu projenin öznesi değişti," Devletsiz Milliyetçilik" !
Devlet Bahçeli'den ne çok şey istiyorlar.
MHP liderine demek istiyorlar ki,Türk Milliyetçiliğini " Muharip Gaziler Cemiyetine " dönüştür.
Gölge boksu yapan,dünyayı algılamak istemeyen,Amerikan Yüzyılı her tarafı kasıp kavururken Türk Jeopolitiğinden uzak duran bir nostalji grubu oluştur.
Anti komünist hatıralarını birbirlerine anlatan ,üniversitelerde kitaplar yazmakla yetinen,arada bir 3 mayıs toplantıları yapan,hayal dünyasında orta asya bozkırlarında at koşturan,Kürşat'ın kırk çerisinden biri olma düşü ile 18.yüzyılın İngiliz icatlarından biri olan Osmanlıcılık arasında tütsülü bir kararsızlık travması yaşayan bir sivil toplum hareketi..
Washington,Londra,Brüksel ve Telaviv aydınları kamuoyunu çekip çevirirken,milletler mücadelesi tarihe ve zamana hükmünü koyarken " önce Müslüman mısın yoksa Türk müsün ? " sendromuna saplanıp kalan bir grup psikolojisi..
İşte onların istediği Milliyetçi hareket budur.
Devlet Bahçeli'yi milliyetçiliği Türkeş üslubu ile hayata geçirip,ısrarla sürdürdüğü için sevmiyorlar.MHP öncesi kültüralist milliyetçilik algısını esas alıyor ve Devlet Bahçeli'nin tasfiyesini istiyorlar.
Onlara göre milliyetçilik Türkiye'de ve bölgede Amerikan çıkarlarını bozan gerici ve zehirli bir ideoloji.
Halbuki milliyetçilik gerici kararlılıkla (!) küresel rüzgarların önünde duracağına,çözüme katkı yapmalı,kürt sorununu (!) federatif bir anlayışla hayata geçirmeli,bu ülkeyi gerçekten seviyorsa Türklük kavramından vazgeçmelidir (!)
İşte Devlet Bahçeli ancak böylece sevimli bir politikacı olacak,ancak böylece milliyetçi bir lider olduğunu ispat edecektir (!).
Bunlar fantazya senaryoları değil,onların açık açık dillendirdiği,yazdıkları makalelerin özeti.
Bunların bir kısmı kendisini medyanın beşik milliyetçileri olarak takdim ediyor.Beşik milliyetçileri,markalı tiplerdir.Eğer konu milliyetçilikse ancak bunlar konuşur,bunlar müdahale eder,bunların sözleri ciddiye alınır.
Beşik milliyetçileri,statükonun markalı elementi olarak düzene hizmet ederler.Milliyetçiliğin içini boşaltarak konuşmak da bunların görevleri arasındadır.
Oysa muhatapları çetin çevizdir.
Siyaseti,kulis muhabbetiyle değil fikirle yapan bir politikacıdır.
Tarihi de,ekonomiyi de,sosyal psikolojiyi de siyasetle irtibatlandırarak ve politikasını olaylar-fikirler zeminine oturtarak gerçekleştirir.
Bu yüzden bunca saldırıya,bunca baskıya,bunca dedikoduya,bunca operasyona direnir.
Devlet Bahçeli bilir ki,kendisine çözüm diye sunulan şey aslında çözülüştür.Bu sebeple önce kürt açılımı,sonra demokratik açılım diye makyajlanan operasyonun adını bir çırpıda " yıkım projesi " koymuş ve siyasetin en önemli ayrıntılarından biri olan olayları soyutlayarak deşifre etme ameliyesini bi hakkın yerine getirmiştir.
" Yıkım Projesi" nin kamuoyunda iki seksen yatmasının sebebi bu soyutlama ustalığında aranmalıdır.
Devlet Bahçeli,milliyetçi siyaseti tek ayaklı düşünmeyen yani sadece sola karşı olmak şeklinde algılamayan,hem sola hem de sağ adına gizlenmiş liberallere karşı da yapılması gerektiğini iddia eden bir duruşun sahibidir.Amerikan rabıtalı çözüm avcılarının daha çok liberal kampın içinde yer aldığını gören tek politikacı Devlet Behçeli'dir.Eski tüfek solcularla,yeni sağcıların buluştuğu bu neoconservatif yani yeni muhafazakar cephe Devlet Bahçeli'yi sevmez.En çok eleştri bu cenahtan gelir.Bu cenah Devlet Bahçeli'yi çözümün önündeki tıkaç olarak görür,biz ise buna Türk siyaset geleneğinin direnişi adını veririz.
Evet,Devlet Bahçeli Türk siyaset geleneğinin direniş kalesidir.
Bu direnişini kuru bir cihangirlik kavgası şeklinde yapmayan,tarihi gerçeklerden geleceğin kurgusuna yol alan bir siyaset felsefesiyle neyin neye karşılık geldiğini bilen,kavramların hayatımızdaki yerini gören ve Türk tipi bir yol haritası ile küresel madrabazlığa dur diyen politika..
Bu politikanın adı Devlet Bahçeli tarzı siyasettir.
Milli devlet kavramının arkasında durması milliyetçiliğinin gereğidir.Milli Devlet'in milletin devleti olduğu gerçeğinin altını çizen, milletin adı ve sanı yok olmasın diye siyaset yapan Devlet Bahçeli,milliyetçiliği asrın idrakine söyletmek için çaba sarfetmektedir.
Çabası karşılık bulmaktadır.
Siyaset konjöktürel dalgalanmalarla yapılmaz.
Siyasetin kırmızı çizgileri olmalı.
Türk Milliyetçileri ise baştan aşağı kıpkırmızı,bembeyaz duruşları ile çizgilerinin arkasında durmalıdır.
Devlet Bahçeli bu duruşun adıdır.
Siyaset ilimle,irfanla,erdemle ve sabırla işlenen geleneksel bir sahadır,
Bu sahada Türk Milliyetçisi olarak ayakta kalmak dikkatli ve sabırlı olmayı gerektirir.
Sabırlı ve ilimli olmayı gerektirir.
İlimli ve filozof olmayı gerektirir.
Filozof ve kararlı olmayı gerektirir.
Kararlı ve inançlı olmayı gerektirir.
İnançlı ve inatçı olmayı gerektirir.
Devlet Bahçeli'de bu özelliklerin hepsi mevcuttur.
Gelin bu işin adını koyalım.
Devlet Bahçeli olmak zordur.
Türk Milliyetçileri zoru sever.