Bu müsabakanın bir tarafında AKP duruyor.
Maçı tarafsız yönetmesi gereken hakem de AKP'den yana.Üstelik taraflar eşit de değil.Müsabıkların çoğu AKP forması giymiş durumda.
Müsabakanın öteki tarafında MHP var.
Sayıca az.
Ama kökleri derin.
AKP'nin iddiaları yüz yıllık zamanı içeriyor.
Anglosakson dünyası bu iddiaları .
MHP'nin fikri derinliği ise milletin tarihi ile yaşıt.
AKP medeniyetler arası diyalog diyor.
MHP ise milletlerarası adalet diyor.
AKP üretimi sevmiyor, esas alıyor.
MHP üretimci: Tohumdan,ormana herşeyin düzenli bir alınteri ve adaletli bölüşüm milletin menfaatine sunulmasını savunuyor.
AKP,dış krediler ve ferdi borçlanmalar sıcak ve canlı tutmayı ama kredi kaynakları kuruduğunda arazi ve mülk satışlarıyla bu canlılığı finanse etmeyi MHP ise yatırım mallarını üreterek ve fabrikaya Arge çalışmaları istikrarı yüz yıla yaymayı hedefliyor.
MHP milletin bölünmez bütünlüğü bir şey söylemiyor .Çünkü milletlerin bölünmemesi esastır ve MHP millet partisi olduğu tarihi bir temsil ediyor.
Bu müsabaka nasıl sonuçlanacak bunu ilk göreceğiz.
Anglosakson siyaset felsefesine karşı Milliyetçisi Ülkücü çok önemli bir sınav verecek.
Milletler yok sayarak siyasi çelişkiyi medeniyetler arası diyaloğa anglosaksonlar 'de önemli bir zihinsel blok oluşturmuşlardır.
Liberaller,azınlık ırkçıları,azınlık din tüccarları,azınlık solcuları,brüksel sevdalıları,masonlar ve Bilderberg müdavimleri bu bloğun gizli açık mensuplarıdır.
Anglosaksonizm ,vakıflara,klüplere,sivil toplum örgütlerine ve bürokrasiye kadar sızmış durumdadır.
Bu örümcek ağı faaliyetini yıllarca sürdürmüş ve bugünlere ulaşmışken, kahramanlık cihetinde rakipsiz olan Milliyetçileri düşmanını soyutlayarak tanımlama mahir olamadığı için deşifre edilememişlerdir.
Şimdi karşımızda bir ahtapot var.
MHP bir parti olarak değil aynı zamanda milliyetçi aksiyon merkezi olarak da yepyeni bir çalışma içine girmelidir.
Milliyetçiliğini binyılda layıkıyla temsil eden fikir adamları,akademisyenler, ve gazetecilerle çok içinde olmalıdır.
Üçüncü bin yılın ilk yılında bütün fikri aksiyonlar kozmopolitizmi,enternasyonalizmi topluma enjekte ederken milli olmayı cazibe merkezi kılacak gelişmelere fırsat yaratacak bir çalışma içinde olunmalıdır.
Edebiyat, , faaliyeti içinde olan her bir bireyle ilişki kurulmalı,çalışmaları ,gün yüzüne çıkarılmalıdır.
Bugün yeni fikir aynen dün olduğu gibi yine edebiyat ve sanat alanında doğacaktır.Ziya Gökalp,Mehmet Emin,Ömer Seyfettin milli devlete giden yolu eserleriyle açmışlardır.
MHP,artık Türk Dünyasının kapısını ardına kadar açmalıdır.
10.Kurultay'da Sayın Devlet Bahçeli'nin yaptığı konuşma Turan kavramını söylemden eyleme götürecek bir kararlılığı yansıtmıştır.Bu gelişme sadece sevindirici değil millet ve devlet için hayatidir de.Çünkü Türk Dünyası tefekkürü sadece " dombra fonunda Bozkurtlar romanını" okumak fantazyası değildir.Türk Dünyası ekonomik,stratejik bir gerçekliktir.
Üretmeden arap sermayesiyle BOP'a bağlanmak istenen Türkiye'yi MHP,Türk Devletleri içinde eşit ve muktedir Türkiye projesiyle yarınlara emin adımlarla taşıyacaktır.
Bu sebeple MHP,mutlaka başta Bakü olmak üzere Türk Dünyası devletleri başkentlerinde bürolar açmalıdır.Yeni partiler kanunu böyle bir uygulamaya imkan vermektedir.Bildiğim kadarıyla CHP, Brüksel'de ya büro açmış ya da açmak üzeredir.
Türkiye'de üç parti olsa da iki fikrin karşı karşıya olduğu artık kesin bir gerçekliktir.
Müsabaka da tarafların sayıca üstün olmaması neyi ifade edecektir?
Fikri gerçekliğinin idrakinde olanlara sayılar neyler.
Biz ki kemiyete değil keyfiyete değer vermişiz.
Aksi durumda bu dünyada bir Türklük gerçeği olabilir miydi.
Biz susalım tarih konuşsun.