Penturk Haber
2013-01-17 04:02:09

DEVLET BAHÇELİ BARIŞI SABOTE Mİ EDİYOR?

17 Ocak 2013, 04:02

 “Teröre binlerce Şehit vermiş Polis Teşkilatı’nın eğitildiği, Polis Okullarında bir “Çalıştay” yapıldı. Çalıştayın konusu, Hükümetin bir türlü açamadığı Kürt Açılımı idi.

MHP den anında tepki geldi; “Bu çalıştayın Polis okullarında toplanması, Polis teşkilatına saygısızlıktır” denildi.

MHP Genel Başkanı; Çalıştay’da “Top(ar)lanan gazetecileri 12 kötü adam olarak niteledi. MHP Grup başkan Vekili Oktay Vural da Bahçeli’nin ithafının aslında daha çok kişiyi kapsadığını açıkladı.

Ortada henüz bir “Açılım” falan yok. Hükümet kanadının da açıklamakta zorlandığı bir süreç yaşıyoruz. Oysa “Kürt Açılımı” denilen açılımın ipuçları ortadadır.

MHP Genel Başkanı; Üniter yapının korunması pahasına gerekirse 50 yıl dağda gezmeye hazır olduklarını açıkladı. 12 Kötü Adam içinde yer aldığı varsayımı ile Gazeteci Hasan Cemal, Bahçelinin bu açıklamasına 12 Eylül öncesine vurgu yaparak cevap vermeye çalışmış. Hasan Cemal; Bahçelinin barışı sabote etmeye çalıştığını ve Ülkücüleri 12 Eylül öncesi bir yapının içine çekmeye çalıştığını ifade etmektedir.

Oysa benim anladığım kadarıyla Sayın Bahçeli, Devletin bekasından ve Türkiye’nin bütünlüğünden taviz verilemeyeceğini vurgulamaktadır. Hayatı boyunca hiçbir konuya devlet ve millet penceresinden yaklaşmayan, “Tarlam kadar yağmur, Pencerem kadar güneş” zihniyeti ile yoğrulmuş, Hasan Cemal ve benzerleri, Bahçelinin şiddeti arzu ettiğini yaymaya çalışarak mevzi kazanmayı umuyorlar.

Sayın Bahçeli; bütün siyasi değerlendirmelerinde ve fiiliyatında Türk-Kürt ayrımına karşı çıkmaktadır. Böylesi bir yaklaşımın milletin ayrıştırılmasından başka bir rolünün olamayacağını söylemektedir. Kaldı ki; Türkiye’de herhangi bir Kürt sorununun olmadığını, sorunun terör sorunu olduğunu defaten ifade etmiştir.

Hasan Cemal gibi birisinin ifadeleri ve düşündükleri beni son dönemlerde en fazla rahatsız eden ifadeler olmuştur. Sayın Devlet Bahçeli vatanseverliğinden kimsenin şüphe etmeyeceği bir devlet adamıdır.Siyasi olmaktan çok, devlet adamı olmayı tercih etmiş olan bir genel başkana yapılan bu yakıştırmaların haksız, mesnetsiz ve bir o kadar da iğrenç olduğunu hatırlatmanın bir gereği var mı dır?

AB mihmandarlarının, ABD yandaşlarının, Barzani’nin, Talabani’nin, APO’nun, Kandil’dekilerin ve bunlarla ortak paydada buluşanlarının, siyasi yelpazesindekilerin, silahlı cenahtakilerin hepsinin ortak bir düşüncesi vardır o da Türkiye’nin elinin mümkün olduğu kadar zayıflatmak ve milli beraberliği bir an önce deforme etmektir.

Türkiye’nin bağımsızlığının ve bütünlüğünün teminatı olan bir hareketin genel başkanı olan Sayın Bahçeli devlet damalığını bir kere daha göstermiştir; Hasan Cemal’lerin “Gördünüz mü? Bahçeli barışı sabote ediyor” çığırtkanlığını hiçe sayarak…

Milli bağlarımız birer birer elimizden kayıp giderken, Sayın Bahçeli’nin bu çıkışı yüreğimizi ferahlatmıştır 07.08.2009.” (//www.egemengazetesi.com/eski/modules.php?name=Content&pa=showpage&pid=592)

Hasan Cemal Paşamızın bu günlerde Sayın Devlet Bahçeli ve Milliyetçi camia ile polemik başlatma gayretlerini görünce dört yıl kadar önce yaşanan benzer durumu hatırladım. Açtım o günlerde yazmış olduğum ve yukarıda dikkatlerinize sunduğum yazımı tekrar okudum ki, ne göreyim? Dört yıl sonra da olsa durum değişmemiş. Hasan aynı Hasan, Açılım aynı açılım, doğal olarak Sayın Bahçeli de aynı Bahçeli. Sorun milli bütünlük olunca haliyle Sayın Bahçeli’de o gün hangi refleksle mukavemet ettiyse, bu gün de aynı şekilde bu tehlikeli sürecin aktörlerinin karşısına aynı refleksle dikiliyor.

Açılımın tarafları yüzde yüz aynı. Açılımın mimarları, tarafları, müzakereyi doğrudan ya da dolaylı yürütenler, taraftarları, karşı çıkanlar… Buraya kadar normal de, normal olmayan bir şey dikkatimi çekti; 2009 yılın da ve bu günlerde aynı konu gündeme gelince, aynı üslup ve mantıkla konuşan Hasan Cemal bunu neden yapıyor?

Sorunun cevabı aslında çok basit; Hasan Cemal yeni Açılım sürecinde kendisine verilen görevi yapıyor. Talimatı nereden aldıysa direk Sayın Devlet Bahçeli’yi hedefe koyup ona göre konuşuyor. Anlaşılan; Hasan Cemal’in bu tür çıkışları “Açılım” dedikleri sürecin psikolojik “yürütme”leriymiş.

Bu tip bağlantılı tuhaf kişilikleri piyon gibi açılış hamlesi olarak kullanıyorlar. Eğer kamuoyunun süreci algılayış durumu bekledikleri gibi gelişirse “Biraz Dokuz Işık” karıştırıp bir iki cümle cımbızlayacaklar ve “Uyuyan Eski Ülkücüleri” sahaya sürecekler.

Bu memleket iki kesimden çektiğini hiçbir şeyden çekmedi. Birisi Hasan Cemal gibi görevli liboş gazeteciler, diğeri de Eski Ülkücüler! Allah her iki kesimden de vatanımızı korusun…

Sayın Devlet Bahçeli’nin ülkenin bütünlüğü ve onuru için verdiği mücadelenin karşısında bu iki kesimden daha tehlikeli duran yoktur. Diğer zararlılar bilinen türlerdir, ne yapacaklarını az çok kestirebilirisiniz de bunların ne zaman sahaya ineceklerini kestiremezsiniz…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.