Penturk Haber
2014-06-09 18:42:29

ÇÖZÜM SN. DEVLET BAHÇELİ’den!..

09 Haziran 2014, 18:42

 Ülkemiz gündemini takip edipte içi kararmayan bir vatandaşımız olabilir mi?

 Mutlulukta, mutsuzlukta bulaşıcıdır tespitini hep yerinde bulmuşumdur. Ağlayanın malı nasıl ki gülene hayır etmezse, bir ciheti ağlayan, yanıp-kül olan ülkemin diğer yanının kimseyi mesut edeceğini sanmıyorum.

Bir taraftan İstanbul gibi bir metropolde, bölücü terör örgütü mensuplarının adeta kışkırtıcı şovlarla halkı tahrik etmesi ve molotoflarla yakılan otobüsler; yaralananlar, vurulanlar, bir taraftan haftalar geçmesine rağmen kaçırılan çocuklarımızın geri getirilemeyişi, Ağrı Belediye Başkanlığını kazanan zat-ı muhteremin sokaklardan, caddelerden Türk adını silme arzusu ve tehdidi, öte yandan da topraklarımızda yol kesip kimlik kontrolü yapan, hatta bunun ötesinde yollara çadırlar kurup, koca devletle dalga geçercesine yapılan ve bastırılamayan eylemler… Evet, maalesef bugün atalarımızın aziz kanlarıyla sulanmış bu topraklarda yaşanılan durum budur.

*****

Tüm bunları bir tarafa koyarak, (artık ne kadar sağlıklı olacak bilmiyorum ama) şimdi bir de Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecine gireceğiz.Neredeyse hepimizin ortak endişesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin gidişatının nereye varacağıyla ilgili. Bu noktada dikkat çekmek istediğim konu aslında birçok insanın eleştirdiği muhalefetin çatı aday arayışı ve aday ismi açıklamak noktasında bekleyişi.

Peşinen söylemek isterim ki, MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli Bey’in oluşturmaya çalıştığı çatı, sadece Cumhurbaşkanlığı konusunda değil, ülkemizi ilgilendiren tüm sorunların, siyasi alandaki çözümleri için örnek bir çalışma olduğu gibi Türkiye siyaseti açısından son zamanlarda görünen en makul ve en umut verici gelişmedir.

Özellikle, bu makama gelecek kişinin hangi özelliklere sahip olması gerektiği üzerinde oluşturduğu sosyal zemin ve tanımlama, adayın isminden ötede, herkesin özellikle düşünmesi gerektiği bir konudur. Bu tanımlama bizi zaten Sayın Bahçeli'nin de söylediği gibi:"Türkiye’yi birleştirici kaynaştırıcı, bütünleştirici, anayasal çerçevede sorumlulukları yerine getirecek ve topluma tarafsız olarak her kesimi kucaklayabilen, her kesim ile objektif değerlendirebilen" bir adaya, şahsiyete götürecektir. (Seçim öncesi izlenen bu metot hiç şüphesiz, ayrıca ilerisi için de bir hafıza ve bir gelenek de oluşturacaktır.)

Dikkatinizi çekmek isterim; alel-acele yapılan anayasa değişikliği ile ortaya getirilen Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi, çok dikkatli olunması gereken bir süreçken; Sayın Bahçeli'nin konuyu %51 ile %49 sıkışmışlığından çıkarıp, özellikle adalet duygularına hitap edecek bir toplumsal denge için genelin kabulüne sunmaya çalışması resmi Türk siyasetinde bir ilk olmuştur.

Amaç ülkemizin topyekûn barış ve adalet duygusunu hissetmesi mi, yoksa bir kesimin sırf lider kompleksi tatmini mi? Burada önemli olan artık bir partinin ve liderinin keyfiyeti değil, ülkemizin “biriz, iriyiz” idrakine vararak seçime gitmesidir.

Gelelim çatı adayının isminin açıklanmasının bekletilmesine. Ben adayın isminin erkenden açıklanıp yıpratılmaması taktiğinin çok başarılı olduğunu görüyorum.

Allah aşkına adayın ismini bugünden açıklansa, adaya sizce ne gibi bir faydası dokunacaktır? Bu kara propagandayı iktidarın bilinçli bir şekilde yaydığını düşünüyorum. Madem öyle demezler mi adama, siz niye açıklamıyorsunuz adayınızı diye!

Başbakan aday mı değil mi, niye hep önce muhalefet adayını açıklamak zorunda ki, diye. Düşünsenize elinde böyle bir kartel medya gücü bulunduran ve de devletin imkânlarını kendi çıkarları doğrultusunda kullanmaktan hiç çekinmeyen iktidar, o adayı yıpratmak için ne senaryolar, ne entrikalar üretecek, ne tür stratejiler geliştirecektir... Bu yüzden bence ilk önce başbakan aday mı değil mi onu açıklasın, muhalefette ona göre tavır alsın, bu böyle olmalıdır.

Diyeceğim odur ki; MHP Genel Başkanı Sn. Devlet Bahçeli üzerine düşen sorumluluğu, samimi çabalar ile ülkenin tüm kurumlarını da olaya dâhil etmek suretiyle yerine getirirken, iktidarın da aynı samimiyetle davranması, siyasi iktidar hırsıyla eleştirmek yerine, aynı olgunlukla desteklemesi gerekmektedir. Toplumsal iç barış, iç huzur ve birliktelik ancak bu şekilde mümkün olur

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.