25.07.2012, 07:22

AKP'nin Suriye Politikasının Sonucu: PKK Komşumuz (2)

  10 Temmuz 2012 sonrasında Suriye’de isyancıların şiddetinin yaygınlaşması ve 18 Temmuz suikastından bir gün sonra 19 Temmuz’da Kürt partileri Türkiye-Irak sınırında bulunan ve isyanı bastırmakla görevlendirilen ve bölgeden çekilen Suriye askeri birliklerinin güçlü bir şekilde temsil edilmediği yerleşim bölgelerinde yönetimi ele geçirmeyi denemişlerdir. Bu şehirler 22 Temmuz 2012 itibarı ile Kobani ve Afrin gibi büyük ilçeler ile daha küçük yerleşim birimleri olan Cinderes, Amude ve Tirbespi’dir. Ayrıca Kamışlı, Ras El Ayn ve Derik’te de PKK-DBP etkinliği oluşmuştur. 

Kobani kentinde PKK-DBP şehrin yönetimini ele geçirmiştir. Kobani 50 bin nüfuslu bir kenttir. Ayrıca Kuzeybatı Suriye’de Kilis-Halep arasındaki Afrin ve Kuzeydoğu Suriye’de Amude’de PKK-DBP’nin denetimindedir. Bu Türkiye-Suriye sınırının batıdan doğuya bir uçundan diğer uçuna kadar PKK-DBP etkinliğinin kurulduğu anlamına gelmektedir. Anılan yerleşim yerlerinde PKK-DBP devlet binalarını ele geçirmiş ve PKK-DBP flamaları asılmıştır. Silahlı güçleri olmayan ve Barzani tarafından desteklenen Kürt Ulusal Konseyi üyesi gruplar ise PKK-DBP’yi takip etmektedirler.

PKK ve DBP’ye yakın kaynakları kentlerin Halk Savunma Konseyleri adı verilen silahlandırılmış halkın olduğunu iddia etmektedirler. 20 Temmuz 2012’de Birgün gazetesinden Hamza Aktan’a demeç veren DBP Genel Başkanı Salih Müslim Halk Savunma Birliklerinin Kobani’nin savunmasını üstlendiğini amaçlarının halkı Suriye Ordusu ve muhalif güçlerden korumak olduğunu, iki tarafın da şehre girmesine izin vermeyeceklerini açıklamıştır. Bu ifadenin Türkçesi, “Araplar Kobani’ye giremez”dir. Bazı kaynaklar iseKobani’de bir Kürt ordusunun kurulduğunu ileri sürmektedir.

Halen Kobani, Afrin, Amude, Cinderes, ve Tirbespi yaşananlar 1991’de Kuzey Irak’ta yaşananlara büyük ölçüde benzemektedir. Kuzey Irak’ta yaşanan süreci yerinde izleyen Alman gazeteci Lissy Schmidt25 Nisan 1991’de Dohuk’da not defterine şunları kaydetmiştir: “Hala kenti terketmemiş olan yaklaşık 100 kadar Iraklı polisin ise hiçbir olay yaratmamak için azami çaba sarfettikleri görünüyor. Bunlar silahlarıyla beraber neredeyse utangaç bir şekilde cadde ve sokak başlarında bekliyorlar ve peşmergelerle gazetecileri nazik bir şekilde selamlıyorlardı. Bunlar tehlikeli değil derken bütün peşmergeler aynı kanıdaydı.” 

Oysa Schmidt 6 Mayıs 1991’de yine Dohuk’da şunları yazıyordu: “Bugünlerde Dohuk kentinin Kürt sakinleri bütün ana cadde köşelerini tutmuş olan Irak polisinin varlığını bir tür provokasyon olarak görüyor. Geçtiğimiz iki hafta içerisinde yeniden gösteriler yapıldı ve bu gösteriler sırasında bir çok polisin silahları ellerinden alındı.” 

Suriye’nin bir iç savaşa sürüklenmesi durumunda ilk parçalanacak bölgenin Kuzey Suriye olduğu görülmektedir. Batı basınında da Suriye’nin parçalanması tartışmalarının başladığı görülmektedir. Time dergisi 19Temmuz 2012’de “Suriye’yi Yugoslavya benzeri bir parçalanma mı bekliyor?” başlıklı makalede Suriye’nin etnik ve mezhepsel fay hatları boyunca parçalanma ihtimali gündeme taşınmıştır. 19 Temmuz 2012’de Washington Enstitüsü Ortadoğu uzmanı Andrew J. Tabler, “Esad’ın Nihai Uyarısı” başlıklı makalesinde “Nasurilerin rejimin çökmesi durumuna hazırlık olarak Hama ve Humus civarındaki köylerde yaptıkları etnik temizlikle Akdeniz kıyısındaki tarihi yurtlarında bir sığınak oluşturduklarını” ileri sürmektedir. Foreign Affairs dergisinin internet yayınında ise Leon Goldschmith Suriye’de Nasurilerin Lazkiye civarına göç ettiklerini belirtmektedir. 

Suriye’nin bölünmesi meselesi sadece entelektüel stratejik tartışmaların konusu değildir. Moskova’da yapılan Erdoğan-Putin görüşmesinde de Suriye’nin toprak bütünlüğü konusu dile getirilmiştir. Erdoğan, Türkiye’nin Suriye’nin toprak bütünlüğünü desteklediğini açıklamıştır. Ancak Ankara’nın izlediği kontrolsuz, hesapsız, hiçbir jeopolitik ilkeyi göz önüne almayan politika isyancıları cesaretlendirmekte, isyanı güçlendirmekte ve PKK’nın ve Barzani’nin önünü açmakla kalmakta, Ortadoğu bölgesini büyük Kürdistan’a doğru sürüklemektedir

Irak’tan sonra Suriye’nin de bölünmesi Türkiye’nin çok da vahim bir süreç ile karşı karşıya kalacağını göstermektedir.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 34 46
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 34 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14