04.07.2013, 15:55
Zulme Karşı Susan, Dilsiz Şeytandır!
Çin’in işgali altında olan Doğu Türkistan'a yıllardır asimilasyon ve tecrit uygulanıyor. Son zamanlarda ise devlet terörü uygulanmakta, devlet eli ile insanlar katledilmektedir.
2001 yılı nüfus sayımında yaklaşık 40 milyon Müslüman Türk'ün yaşadığı bölgede şimdilerde nüfus 24 milyona kadar düştü.
Soydaşlarımızın verdiği yaşam ve var olma, ana vatanı savunma mücadelesi 57 yıldır dünyanın gözleri önünde devam etmekte, bir insanlık dramı yaşanmakta ve her alanda soykırım uygulanmaktadır.
Divan- Lügat-it Türk'ün yazarı Kaşgarlı Mahmud'u, Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacip'i, Abdulkerim Saltuk Buğra Han'ı, Nevai ve Gani Batur gibi tarihi şahsiyetleri yetiştiren; 1873 yılında Osmanlı Devleti'ne bağlanan Doğu Türkistan'da yaşananları ifade etmeye kelimeleriniz yetmez.
Maalesef ki bu Türk-İslam beldesi, soydaşlarımızın, kardeşlerimizin vatanı; 1,5 milyara dayanan Çin denizinde çaresiz, hamisiz, esaret altında kalan, sınırları belli, belki tek vatan parçası.
11 eylül saldırılarından sonra İslam terörünü de kılıf olarak kullanarak, yaşanan vahşeti her gün katlayarak devam ettiren Çin,devlet terörü uygulayarak yargısız infazlarına devam etmektedir. Ne acıdır ki, Kosova'dan, Bosna'dan, Filistin'den daha beter bir trajedinin yaşandığı Doğu Türkistan'da, soydaşlarımıza, dindaşlarımıza yardım eli uzatan tek bir devlet dahi yoktur.
AKP hükümeti ve yandaşları, hergün Gazze için ağıt yakarken, “İslam coğrafyasnda zulüm var” derken Doğu Türkistan'ı ise sadece Türk oldukları için ağızlarına bile almamakta, sessiz kalmaktadır.
Başbakan, her gittiği yerde en az 3-4 çocuk yapın derken, Doğu Türkistan'da, yürütülen iskan politikaları nedeni ile Türklerin şehirlerde 1, köylerde ise 2 den fazla çocuk sahibi olmaları yasak. Bu yasağa uymayanlar çok ağır ekonomik ve idari para cezalarına çarptırılmaktadır.
Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan köylüler, hiçbir sağlık tedbiri alınmaksızın zorunlu olarak toplu kürtaj operasyonlarına tabi tutulmaktadır. Bu kural dışında doğan çocuklar, vatandaşlık hakkı ve isim gibi insani haklardan mahrum bırakılmaktadır. Sadece 1991 yılında Hoten vilayetine bağlı Karakaş'ta 18 bin 765 kadın zorunlu kürtaja'a tabi tutulmuştur. 180 bin nüfuslu Çapçal ilçesinde ise sadece 100 kadına doğum izni verilirken, eşleri hamile kaldığı için, 40 devlet memuru işten çıkarılmıştır.
Çinlilerde ise merkezlerde 1 çocuk sahibi olma hakkı varken, Türklerin yaşadığı bölgelerde herhangi bir sayı kısıtlaması yoktur!
Harita da sınırları belli ve Özerk bir bölge olan Doğu Türkistan yöneticileri, Pekin'den atanmaktadır. Türklerin isteklerini dinlemedikleri gibi, ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerinin Çin'e taşınması politikalarını izlemektedirler.
Tüm bunlar yaşanırken, MHP Tokat MV. Reşat Doğru ve arkadaşlarının, 226205 evrak nolu, 02.07.2013 tarihli; “SON GÜNLERDE IRAK TÜRKLERİ VE DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNE KARŞI ARTAN SALDIRI VE KATLİAMLARA DAİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASI” talebi AKP oyları ile reddedilmiştir. Üstüne üstlük aynı gün, Diyanet İşleri Başkanlığının daveti üzerine,
Çin’den gelen 19 kişilik heyeti kabul eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Ülkelerimizin arasında uzun mesafeler var ama gönüllerimiz bir olunca mesafeler ortadan kalkar” demiştir.
2001 yılı nüfus sayımında yaklaşık 40 milyon Müslüman Türk'ün yaşadığı bölgede şimdilerde nüfus 24 milyona kadar düştü.
Soydaşlarımızın verdiği yaşam ve var olma, ana vatanı savunma mücadelesi 57 yıldır dünyanın gözleri önünde devam etmekte, bir insanlık dramı yaşanmakta ve her alanda soykırım uygulanmaktadır.
Divan- Lügat-it Türk'ün yazarı Kaşgarlı Mahmud'u, Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacip'i, Abdulkerim Saltuk Buğra Han'ı, Nevai ve Gani Batur gibi tarihi şahsiyetleri yetiştiren; 1873 yılında Osmanlı Devleti'ne bağlanan Doğu Türkistan'da yaşananları ifade etmeye kelimeleriniz yetmez.
Maalesef ki bu Türk-İslam beldesi, soydaşlarımızın, kardeşlerimizin vatanı; 1,5 milyara dayanan Çin denizinde çaresiz, hamisiz, esaret altında kalan, sınırları belli, belki tek vatan parçası.
11 eylül saldırılarından sonra İslam terörünü de kılıf olarak kullanarak, yaşanan vahşeti her gün katlayarak devam ettiren Çin,devlet terörü uygulayarak yargısız infazlarına devam etmektedir. Ne acıdır ki, Kosova'dan, Bosna'dan, Filistin'den daha beter bir trajedinin yaşandığı Doğu Türkistan'da, soydaşlarımıza, dindaşlarımıza yardım eli uzatan tek bir devlet dahi yoktur.
AKP hükümeti ve yandaşları, hergün Gazze için ağıt yakarken, “İslam coğrafyasnda zulüm var” derken Doğu Türkistan'ı ise sadece Türk oldukları için ağızlarına bile almamakta, sessiz kalmaktadır.
Başbakan, her gittiği yerde en az 3-4 çocuk yapın derken, Doğu Türkistan'da, yürütülen iskan politikaları nedeni ile Türklerin şehirlerde 1, köylerde ise 2 den fazla çocuk sahibi olmaları yasak. Bu yasağa uymayanlar çok ağır ekonomik ve idari para cezalarına çarptırılmaktadır.
Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan köylüler, hiçbir sağlık tedbiri alınmaksızın zorunlu olarak toplu kürtaj operasyonlarına tabi tutulmaktadır. Bu kural dışında doğan çocuklar, vatandaşlık hakkı ve isim gibi insani haklardan mahrum bırakılmaktadır. Sadece 1991 yılında Hoten vilayetine bağlı Karakaş'ta 18 bin 765 kadın zorunlu kürtaja'a tabi tutulmuştur. 180 bin nüfuslu Çapçal ilçesinde ise sadece 100 kadına doğum izni verilirken, eşleri hamile kaldığı için, 40 devlet memuru işten çıkarılmıştır.
Çinlilerde ise merkezlerde 1 çocuk sahibi olma hakkı varken, Türklerin yaşadığı bölgelerde herhangi bir sayı kısıtlaması yoktur!
Başbakan ve Hariciye Nazırımız bütün ülkelerin iç ve dış işlerine karışırken, bu konuda tek bir yorum dahi yapmamaktadırlar.
Aksine 2012 yılını Türkiye'de Çin Yılı olarak kutlamışlardır.
Aksine 2012 yılını Türkiye'de Çin Yılı olarak kutlamışlardır.
Harita da sınırları belli ve Özerk bir bölge olan Doğu Türkistan yöneticileri, Pekin'den atanmaktadır. Türklerin isteklerini dinlemedikleri gibi, ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerinin Çin'e taşınması politikalarını izlemektedirler.
“İnsan Hakları Beyannamesi”nin 9. maddesinde “her insanın düşünce, vicdan ve din hürriyetine sahip olduğu” belirtilmiştir.
İnsan Hakları Beyannamesi, BM Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi ve benzeri uluslararası anlaşmaları hiçe sayan Kızıl Çin yönetimi; dini sistem içinde kontrol altına almakla kalmamış, ulusal birliği tehdit ettiği gibi gülünç bir gerekçeyle komünist dikta sisteminin devamı için “Din” i yok etmeyi hedeflemiştir. 1982 Çin yeni anayasasının 13. maddesinde “Her Çin vatandaşı kendi inanç hürriyetine sahiptir” diye belirtilmiş olmasına rağmen anayasa ihlali yapılmaktadır.
Bu anlayışa bağlı olarak Doğu Türkistan’ da yaşayan Müslüman Uygur Türklerine camide cemaat halinde ibadet etmemeleri, uzun dua okumamaları, Kutsal Kitap’taki bazı ayetleri okumamaları gibi kısıtlamalar getirilmiş; memurların, işçilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadet yapmaları, oruç tutmaları, dini bayramları kutlamaları yasaklanmıştır.
İbadet yaptığı tespit edilenler işten atılmakta, gözetim altında tutulmakta veya para cezalarına çarptırılmaktadır. Kadınların, kızların dini ibadet yapmalarına, 18 yaşından küçüklerin dini kurs ve eğitim görmelerine ve camilere girmelerine, ibadet yapmalarına yasak getirilmiş; isteyen özel şahısların dini okul veya kurs açmaları men edilmiştir. Öğrencilerin dini kurs ve okullarda okumaları yasaklanmıştır.
Hatta dini eğitim aldıkları veya ibadet yaptıkları tespit edildiğinde cezalandırılacağı ve bununla da kalınmayıp öğrenciler, okul müdürü, sınıf sorumlusu ile anne ve babası hakkında adli soruşturma açılacağı resmi belgelerle ifade edilmektedir. Tüm bu kısıtlamalara uymayanlar suç işlemiş sayılmakta ve cezalandırılmaktadır veya işten atılmaktadır.
Dini hayatını yaşamakta ısrar edenler olursa bunların dosyaları, ÇHC Güvenliği Koruma Yasalarına göre güvenlik kuvvetlerine gönderilip, tutuklanmaktadırlar. Kutsal Kitap dâhil binlerce dini eser “Geçmişin Çöpleri” denilerek yasaklanmıştır. Vakıf mallarına el konulmuştur. Öğrencileri dinsizlik prensiplerini öğrenmeye zorlamışlardır. Doğu Türkistan’ da 29 binden fazla camiyi ya askeri binalara ya da ahırlara çevirmişlerdir. Camilerdeki 54 binden fazla imamı tutuklayıp, işkence etmişlerdir. Onları pis ve eza veren işlerde çalıştırmışlardır.(Lağım ya da domuz yetiştiriciliği gibi).
İnsan Hakları Beyannamesi, BM Irk Ayrımcılığı Sözleşmesi ve benzeri uluslararası anlaşmaları hiçe sayan Kızıl Çin yönetimi; dini sistem içinde kontrol altına almakla kalmamış, ulusal birliği tehdit ettiği gibi gülünç bir gerekçeyle komünist dikta sisteminin devamı için “Din” i yok etmeyi hedeflemiştir. 1982 Çin yeni anayasasının 13. maddesinde “Her Çin vatandaşı kendi inanç hürriyetine sahiptir” diye belirtilmiş olmasına rağmen anayasa ihlali yapılmaktadır.
Bu anlayışa bağlı olarak Doğu Türkistan’ da yaşayan Müslüman Uygur Türklerine camide cemaat halinde ibadet etmemeleri, uzun dua okumamaları, Kutsal Kitap’taki bazı ayetleri okumamaları gibi kısıtlamalar getirilmiş; memurların, işçilerin ibadet yerlerine gitmeleri ve ibadet yapmaları, oruç tutmaları, dini bayramları kutlamaları yasaklanmıştır.
İbadet yaptığı tespit edilenler işten atılmakta, gözetim altında tutulmakta veya para cezalarına çarptırılmaktadır. Kadınların, kızların dini ibadet yapmalarına, 18 yaşından küçüklerin dini kurs ve eğitim görmelerine ve camilere girmelerine, ibadet yapmalarına yasak getirilmiş; isteyen özel şahısların dini okul veya kurs açmaları men edilmiştir. Öğrencilerin dini kurs ve okullarda okumaları yasaklanmıştır.
Hatta dini eğitim aldıkları veya ibadet yaptıkları tespit edildiğinde cezalandırılacağı ve bununla da kalınmayıp öğrenciler, okul müdürü, sınıf sorumlusu ile anne ve babası hakkında adli soruşturma açılacağı resmi belgelerle ifade edilmektedir. Tüm bu kısıtlamalara uymayanlar suç işlemiş sayılmakta ve cezalandırılmaktadır veya işten atılmaktadır.
Dini hayatını yaşamakta ısrar edenler olursa bunların dosyaları, ÇHC Güvenliği Koruma Yasalarına göre güvenlik kuvvetlerine gönderilip, tutuklanmaktadırlar. Kutsal Kitap dâhil binlerce dini eser “Geçmişin Çöpleri” denilerek yasaklanmıştır. Vakıf mallarına el konulmuştur. Öğrencileri dinsizlik prensiplerini öğrenmeye zorlamışlardır. Doğu Türkistan’ da 29 binden fazla camiyi ya askeri binalara ya da ahırlara çevirmişlerdir. Camilerdeki 54 binden fazla imamı tutuklayıp, işkence etmişlerdir. Onları pis ve eza veren işlerde çalıştırmışlardır.(Lağım ya da domuz yetiştiriciliği gibi).
Tüm bunlar yaşanırken, MHP Tokat MV. Reşat Doğru ve arkadaşlarının, 226205 evrak nolu, 02.07.2013 tarihli; “SON GÜNLERDE IRAK TÜRKLERİ VE DOĞU TÜRKİSTAN TÜRKLERİNE KARŞI ARTAN SALDIRI VE KATLİAMLARA DAİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASI” talebi AKP oyları ile reddedilmiştir. Üstüne üstlük aynı gün, Diyanet İşleri Başkanlığının daveti üzerine,
Çin’den gelen 19 kişilik heyeti kabul eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, “Ülkelerimizin arasında uzun mesafeler var ama gönüllerimiz bir olunca mesafeler ortadan kalkar” demiştir.
Her şeye rağmen 3 maymunu oynayan AKP hükümeti, yandaş basın ve yandaş sivil toplum kuruluşları, Gazze için, Filistin için sahte göz yaşı dökenler unutmayın ki
"Zulme karşı susan, dilsiz şeytandır!"
Saygılarımla
Hacı Ümit TAŞ
"Zulme karşı susan, dilsiz şeytandır!"
Saygılarımla
Hacı Ümit TAŞ
15
açık
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 36 | 99 |
2. Fenerbahçe | 36 | 93 |
3. Trabzonspor | 36 | 61 |
4. Başakşehir | 36 | 58 |
5. Beşiktaş | 36 | 55 |
6. Kasımpasa | 36 | 52 |
7. Alanyaspor | 36 | 50 |
8. Rizespor | 36 | 49 |
9. Sivasspor | 36 | 48 |
10. Antalyaspor | 36 | 45 |
11. A.Demirspor | 36 | 44 |
12. Samsunspor | 36 | 42 |
13. Kayserispor | 36 | 41 |
14. Konyaspor | 36 | 40 |
15. Ankaragücü | 36 | 39 |
16. Gaziantep FK | 36 | 38 |
17. Hatayspor | 36 | 37 |
18. Karagümrük | 36 | 37 |
19. Pendikspor | 36 | 36 |
20. İstanbulspor | 36 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Eyüpspor | 34 | 75 |
2. Göztepe | 34 | 70 |
3. Sakaryaspor | 34 | 60 |
4. Bodrumspor | 34 | 57 |
5. Ahlatçı Çorum FK | 34 | 56 |
6. Kocaelispor | 34 | 55 |
7. Boluspor | 34 | 53 |
8. Gençlerbirliği | 34 | 51 |
9. Bandırmaspor | 34 | 50 |
10. Erzurumspor | 34 | 44 |
11. Ümraniye | 34 | 43 |
12. Manisa FK | 34 | 40 |
13. Keçiörengücü | 34 | 40 |
14. Adanaspor | 34 | 39 |
15. Şanlıurfaspor | 34 | 38 |
16. Tuzlaspor | 34 | 38 |
17. Altay | 34 | 10 |
18. Giresunspor | 34 | 7 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. M.City | 37 | 88 |
2. Arsenal | 37 | 86 |
3. Liverpool | 37 | 79 |
4. Aston Villa | 37 | 68 |
5. Tottenham | 37 | 63 |
6. Newcastle | 36 | 57 |
7. Chelsea | 36 | 57 |
8. M. United | 36 | 54 |
9. West Ham United | 37 | 52 |
10. Brighton | 36 | 48 |
11. Bournemouth | 37 | 48 |
12. Crystal Palace | 37 | 46 |
13. Wolves | 37 | 46 |
14. Fulham | 37 | 44 |
15. Everton | 37 | 40 |
16. Brentford | 37 | 39 |
17. Nottingham Forest | 37 | 29 |
18. Luton Town | 37 | 26 |
19. Burnley | 37 | 24 |
20. Sheffield United | 37 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Real Madrid | 36 | 93 |
2. Barcelona | 35 | 76 |
3. Girona | 36 | 75 |
4. Atletico Madrid | 35 | 70 |
5. Athletic Bilbao | 35 | 62 |
6. Real Betis | 35 | 55 |
7. Real Sociedad | 35 | 54 |
8. Villarreal | 36 | 51 |
9. Valencia | 35 | 48 |
10. Getafe | 35 | 43 |
11. Deportivo Alaves | 36 | 42 |
12. Sevilla | 35 | 41 |
13. Osasuna | 36 | 41 |
14. Las Palmas | 35 | 37 |
15. Mallorca | 36 | 36 |
16. Rayo Vallecano | 35 | 35 |
17. Celta Vigo | 35 | 34 |
18. Cadiz | 35 | 29 |
19. Granada | 35 | 21 |
20. Almeria | 35 | 17 |
bahadır