Tarihi Durduran Adam Atatürk

Bugün 10 Kasım, zamanın bizler için durduğu, gönüllerin ise dolup taştığı bir gün…

Aradan yıllar geçmesine rağmen bizlere emanet ettiğin vatan hala yerinde sayıyor Atam. İşin kötüsü seni sevmeyenler kusuyor bugün içlerindeki nefreti. Senin ülkünü, senin sevdanı anlamayanlar bugün koşup gidiyorlar yabancı dostlarının ellerini öpmeye. Sen rahat değilsin yattığın yerde bunu biliyoruz “böyle olmamalı” diyorsun içinden “ben böyle hayal etmemiştim” diye fısıldıyorsun bizlere… 

Bizde böyle hayal etmemiştik ama oldu hitap ettiğin gençlik kendini kaybetti, ahlaksızlığın, eyyamperestliğin, nemelazımcılığın içinde kayboldu kurtaramadık çoğunu. Uğruna yıllarını verdiğin vatanın bugün ne hallere geldi, silah arkadaşlarının şehit düştüğü yerlerde bugün davulla zurnayla terörist karşılar oldu senin koltuğunda oturanlar…

Sana da laf atıyor arada en çok bu zorumuza gidiyor ya, “neyi ördün on yılda diyor” birisi.

“Atasını tanımayan it peşinde gezer” derler ya bunun ki de o hesaptan işte Atam…

“Bir de kraldan çok kralcı geçinenler var ya” onlara da üzülüyorsun eminim, seni insanüstü biri gibi gösteriyorlar hâlbuki sen sadece insandın ama öyle “şimdikiler gibi değil” insan gibi insandın.

Sen “hayatta en hakiki mürşid ilimdir” dedin bunlar el pençe diz çöküp durdular birilerinin yanında, “Vatan bir bütündür parçalanamaz” dedin bunlar kendileri parçalıyorlar vatanı.

Bunların oyunları tehlikeli aslında amaçları seni yıpratmak önce, adını, yaptıklarını, yaşattıklarını sonra sıra senin emanet ettiğin vatana gelecek anlayamıyor bugün halkımız bunu takılmışlar peşlerine gidiyorlar birde utanmadan “Atatürk dinsizdi” diyorlar. Keşke senin kadar Müslüman olabilselerdi. Emperyalistlerin taşeron olup dindaşlarına saldıracaklarına, senin gibi “Allah’ın evine dokunursanız, bütün ordularımı aşağı gönderirim” diyebilecek bir cesaret örneği sergileyebilselerdi.  

Bin yıldır bizimle kardeş geçinenlerde karşı oldu bugün sana “Diyap ağaya gösterdiğin hürmeti unuttular” sanki…

Bize de kızıyorlar Atam diyorlar ki Turancısınız, halbuki sen dememiş miydin General Mac Arthur’a “Son nefesimi vermeden Musul, Kerkük, Batum ve Selanik’i inşallah geri alacağım” diye. Sen öğütlememiş miydin Türk Dünyası ile ilişkilerimizin nasıl olacağını.

“Bugün Sovyetler Birliği dostumuzdur müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse bugünden kestiremez. Tıpkı Osmanlı gibi, tıpkı Avusturya-Macaristan gibi parçalanabilir, ufalabilir. Bugün elinde sımsıkı tuttuğu milletler avuçlarından kaçabilirler. Dünya yeni bir dengeye ulaşabilir. İşte Türkiye ne yapacağını bilmelidir... 

Bizim bu dostluğumuz idaresinde dili bir, inancı bir, özü bir kardeşlerimiz, onlara sahip çıkmaya hazır olmalıyız. Hazır olmak yalnız o günü susup beklemek değildir. Hazırlanmak lazımdır. Milletler buna nasıl hazırlanır? Manevi köprüleri sağlam tutarak. Dil bir köprüdür...İnanç bir köprüdür... Tarih bir köprüdür. Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli.” 

Bu sözler sana aitti Atam nasıl olurda bize kızarlar…

Bu sözleri söylemek istemezdim sana Atam, sen ki Tarihi durduran adamdın, biz ise tarihin elinde oyuncak olduk…
 
“Vefatının 74. Yıldönümünde Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü rahmet ve minnetle anıyoruz, ruhun şad mekanın cennet olsun Atam”...