12.11.2012, 06:09

Onursuzluğun sosyal sebepleri

 Günümüz dünyasına; “Karayı ak, çirkini güzel, eğriyi doğru, adiyi soylu, yaşlıyı genç, korkağı yiğit” yapan bir mekanizma hâkimdir. 

Bu yapı insanların dikkatlerini ezilenden değil ezenden yana çevirir. Önemi ve ilgiyi onurlu insanların değil konforlu insanların üzerine çevirir. Himayeler örsten değil çekiçten yana taraf olur. Önemlilik “erdem” den yana değil “güçten” ten yana kayar. 

Güç ve statünün ölçü haline geldiği bu ortamların içinde yaşayan insan, her yönden gelen yoğun bir “gürültünün” esiri hatta kurbanıdır. Kargaşanın ardında bütün kitle iletişim araçları vardır. 

Uygarlığın ürünü olan bu araçlar, insanları sanıldığının aksine daha akıllı ve ahlaklı yapmazlar. Ne yazık ki tam tersine, giderek insanları daha çok şaşkın ve aptal bir hale getirirler. Sonuç olarak insan, birçok olumsuz etkilerin suçsuz kurbanı haline gelir. (Fromm; 1990, 228)

 Modern insanın içine itildiği ilişkiler ağı onu küçültmüş ve ruhsal açıdan zedelemiş olduğu için, kültür yeteneği de çok azalmıştır. Scehweitzer sanayi çağının insanının “bağlı, mükemmellikten uzak, gücünü belirli bir noktaya toplayamayan ve insancıllıktan tümüyle uzaklaşma tehlikesi ile burun buruna” yaşadığını söylemektedir. 

Çoğu kimse, özgür ve onurlu düşünüp davrandığında büyük belalara uğrayınca çareyi mevcut şartların gerçeklerine uymakta bulmuştur. Zira 20. Yüzyıl; bilmeyen, düşünmeyen ve hissetmeyene mutluluk verirken; düşünen, duyan, sezen ve hissedenlere sıkıntının her türlüsü ile mutsuzluğu sunmaktadır.Zayıf kişilikler kas ve kafa gücünü kullanarak güçlükle ulaşılması ancak mümkün olan konfora, onurunu feda ederek daha kolay yoldan ulaşılacağını artık görmüşlerdir. Fert kendi ayakları üzerine yürümenin ve vücudunu kendi ayakları ile taşımanın zorluğuna karşın, başkalarının ayak, akıl ve enerjisine tutunmanın dayanılmaz kolaylığını tüm yapısında duymaktadır.

Soyut ve karın doyurması mümkün olmayan bir onura karşılık, her türden zevk, şöhret ve para kapıda beklemektedir. Düşüncenin bağımsızlığından ve kişilikten taviz vermeye başlayınca bu tutum, şahsiyetin bir parçası halini alır. Mademki kişi, inandığı, duyduğu ve hissettiğini yaşayamamaktadır; o halde yaşadıkları gibi duyma, hissetme ve inanma mekanizmasına teslim olmalıdır. 

Mutluluklarını ve başarılarını sahip olduğu ya da tüketebildiği mallarla ölçen toplumlar, bir anlamda onurunu konforuna teslime hazır insanlardan meydana gelmiş toplumlardır. 

Kuşkusuz mevcut yaşantımız sırasında kullandığımız eşyalar, karşılaştığımız insanlar, mal, mülk, törenler, iyi davranışlar, bilgiler ve düşünceler; bütün bu unsurlar, kendiliklerinden kötü değildir. Onları kötü yapan, çekilmez kılan, fetiş hale getiren, özgürlüğümüze düşman eden, bizim onlara karşı olan tutkumuzdur. Bizim eşyaya yaklaşım biçimimiz, onlara tutunarak ayakta kalmaya çalışmamız, kendimizi eşyanın zincirlerine tutsak etmemiz sonucunu doğurur. Yanlış olan “ava gidenin avlanması” dır, ya da sahip olmaya çalışan insanın farkında olmadan sahip oldukları tarafından kullanılmasıdır! 

Olmak deyince akla hayat, canlılık, doğum, yenilenme, verimlilik ve etkinlik gibi şeylerin geldiğini söyleyenler vardır. Bu anlamda olmak sahip olmanın, yani bencillik ve menfaatine bağlılığın tam karşıtı olarak görülmektedir. Tasavvufi anlamda olmak, “ete kemiğe bürünmek”, insan diye görünmektir. Yani insanın kendisini bilmesidir. Bu durum, maddenin manayla zenginleştirildiği, özün kabuğa, için dışa, gerçeğin görüntüye hâkim olduğu bir süreçtir. Olmanın ruhu ve insanı yücelttiği, sahip olmanın ise geçiciliğin kalıcılığa, bedenin ruha egemenliğini öngördüğü için insanı ve ahlakı çökerttiği bir gerçektir. Sahip olmak, geçici tatmin ve zevk sağlayan bir imkânlar setini insanlara sunar. 

Ancak unutulmamalıdır ki; her zaman ve şartlarda sanallık, banallık, soysuzluk da sonsuzluk değildir.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 33 55
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Sivasspor 34 48
8. Rizespor 33 48
9. Antalyaspor 33 45
10. Alanyaspor 33 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Samsunspor 34 39
13. Ankaragücü 33 37
14. Kayserispor 33 37
15. Konyaspor 34 36
16. Gaziantep FK 33 34
17. Hatayspor 34 33
18. Karagümrük 33 33
19. Pendikspor 33 30
20. İstanbulspor 33 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 31 69
2. Göztepe 31 63
3. Ahlatçı Çorum FK 31 55
4. Sakaryaspor 31 54
5. Bodrumspor 31 52
6. Kocaelispor 31 52
7. Bandırmaspor 31 47
8. Boluspor 31 47
9. Gençlerbirliği 31 47
10. Erzurumspor 31 42
11. Ümraniye 31 37
12. Manisa FK 31 36
13. Keçiörengücü 31 36
14. Şanlıurfaspor 31 34
15. Tuzlaspor 31 33
16. Adanaspor 31 32
17. Altay 31 15
18. Giresunspor 31 7
Takımlar O P
1. Arsenal 34 77
2. M.City 33 76
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 32 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Wolves 35 46
11. Bournemouth 34 45
12. Brighton 33 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 34 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Girona 33 71
3. Barcelona 32 70
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 32 48
8. Valencia 32 47
9. Getafe 33 43
10. Villarreal 32 42
11. Osasuna 32 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 32 37
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 32 34
16. Mallorca 32 31
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 32 25
19. Granada 32 18
20. Almeria 33 14