02.10.2013, 03:14

Sessiz devrim ya da sessizce bölünmek

 PKK’ya sempati duyanlar, liberaller, rejimle sorunları olanlarbölücülük ve terörün “demokratik hak ve özgürlüksorunlarından kaynaklandığından söz ederlerBunlar liberalleşme, modernleşme ve demokratikleşmenin ayrılıkçı duyguları yumuşatacağını düşünürler.

Bunlara göre, kültürler liberalleştikçe, guruplar arası ilişkiler arttıkça,  insanlar geleneksel hayatlarından aynı etnisiteden olanlarıyla daha az şey paylaşacak ve ortak bir uygarlığı paylaşmak bakımından giderek, kendinden daha farklı olanlara benzeyecektir.

Bu zevat demokratikleşmenin ayrılıkçı, etnik gerilimi ve çatışmaları azaltacağına inanırlar. Ülkelerin demokratikleştikçe, özgürleştikçe insanların etnik kimliklerine sıkıca sarılmayı bir kenara bırakacağını düşünürler. Buradan yola çıkarak bölücü hareketlerin, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla serbesti ile engellenebileceğini söylerler. Bunlar, otoriter devletlerin demokratikleştirilmesi yoluyla ayrılıkçı hareketlerin engellenebileceğini savunurlar. 

Bunlara göre demokrasisi zayıf, bireysel hakların güvencede olmadığı ülkelerde ayrılıkçı hareketlerin olması doğaldır. Bu yaklaşım, makul ve mükemmel bir demokrasisi ve adil işleyen bir düzeni olan ülkelerdeki ayrılıkçı hareketlerin mantığını açıklayamaz.

Liberallerin iddialarının tam aksine demokratikleşme, etnik kimlikleri ve ayrılıkçı duyguları yumuşatmak bir yana, demokratikleşme ile yükselen etnik duygu atbaşı gider.

Bu ve benzer düşüncelere sahip olanlar, Kanada’nın Quebec eyaletinde demokratik içerikli “Sessiz Devrim Süreci”ni başlatmıştı. Başlatılan süreç, Quebec halkını devlet aygıtıyla barıştırmıştır ama bu devlet Kanada devleti değil Quebec devleti olmuştur. “Sessiz Devrim” Quebec’te etnik ayrılıkçılığı besleyen milli bir damar haline gelmiştir.

Ayrılıkçı, bölücü hareketlerin arkasındaki asıl güç, uğranılan haksızlık veya demokrasi eksikliği değil, etnik kimliktir. Adalet ve demokrasi noksanlığı yalnızca ayrılıkçıların elini güçlendiren gerekçe olmaktadır.Verilen tüm kültürel ve dille ilgili haklara rağmen, ayrılıkçı taleplerin tatmin edilmesi ve ayrılıkçı gurubun kendi milli devletini oluşturma arzusundan vaz geçirilmesi söz konusu olmamıştır.

Dil ve kültürel hakların verilmesiyle etnik taleplerin bertaraf edilmesinin mümkün olmadığını dünya uygulamaları göstermektedir.

Balkan Savaşları sırasında Osmanlı’nın Diş İşleri Bakanı Gabriel Noradungyan Efendi, “Ne kadar ıslahat yaparsak ya da yapmaya girişsek, Balkan devletleri o kadar saldırgan ve küstah oluyor” diyerek, aslında bu gerçeğe dikkati çekmişti.

Bu bağlamda Türkiye’ye karşı ırkçı ve kanlı terör faaliyeti yürüten PKK’nın demokratik paketlerle ikna edeceğini sananlar fena halde oyuna gelenlerdir. 

İmralı’daki terörist başı PKK’nın 4. Kongresinde “Politik Rapor” adı altında şunları söylüyor: “Bağımsız bir kimlik kazanılmamış ki, o kimliğe dayalı politikalar; dolaysıyla, kaderini tayin hakkı, insan hakları, kültürel haklar, siyasi haklar söz konusu edilsin... Öncelikle halledilmesi gereken kimlik sorunudur. Kimlik savaşının kazanılması birincil derecede önem kazanmaktadır... Bireysel düzeyden tutalım, ulusal düzeye kadar, geliştirmeye çalıştığımız, kazanmaya çalıştığımız ulusal kimlik ve onun üzerinde gelişecek toplumsal özgürlük iradesidir” demişti. “Özgürlük Sosyolojisi”nde de “sınırlara dokunmadan millet inşa etme” projesinden bahsetmiştir. Terör yaparak sınırları değiştiremeyenler, sınırlara dokunmadan “millet” inşa etmek, ardından da inşa edilmiş olan milletin “kendi kaderini tayin etme hakkı” bağlamında harekete geçeceklerini söylemek için kâhin olmaya gerek yoktur.

AKP’nin açıkladığı “demokratikleşme paketi” projesinin öncesinde “Kürdistan Meclisi” gibi çalışan DTKadına aynen şu değerlendirme yapılmıştır: “Kürdistan halkının millet olmaktan kaynaklı hakları” pazarlık konusu yapılamaz. Devamında da talep olarak ‘Anadilde Eğitim’, ‘Kürtlere ve diğer aidiyetlerin haklarına ilişkin anayasal güvence’, ‘Kürdistan halkının kendi kendini idare etmesi’ ve ‘Kürtçenin resmi dil olarak kabul edilmesi’ süreçten bağımsız olarak değerlendirilmesi gerekir” denilmiştir.

Anlamak isteyenler için yapılan ve yapılmakta olanlar yeterince açık değil midir?
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14