14.08.2012, 09:42

Şemdinli'de Operasyon Neden Uzun Sürdü?

  Şemdinli’de PKK’nın ilçeyi basmak için hazırlamış olduğu terör saldırısı güvenlik güçlerinin istihbarat alması ve geliştirdikleri önlemler neticesinde engellendi.

Ancak bu sırada PKK güvenlik güçlerine karşı “cephe savaşı” benzeri bir çatışma süreci geliştirdi. K. Irak’tan Şemdinli’yi basmak için gelen PKK’lılar güvenlik güçlerinin saldırması üzerine K. Irak’taki güvenli kamplarına geri çekilmeden Şemdinli kırsalında kalarak güvenlik güçlerine direndiler. 

Bu direniş ile hem Türk ve dünya kamuoyuna “Ankara Suriye’de PKK-PYD’nin hakim olduğu alana baskı yapmak istiyor ancak Türkiye içinde duruma hakim değil” mesajı vermek istediler hem de yıllardan buyana önce ikili iktidar oluşturup sonra kurtarılmış bölge yapmayı hedefledikleri Hakkari’de sosyal ve siyasal otoriteyi ele geçirmek doğrultusunda önemli mesafe kaydettikten sonra askeri alanda da “ikili iktidarı” oluşturmak doğrultusunda önemli bir mesafe kaydettiğini göstermeyi hedefledi. 

Öte yandan PKK’nın Şemdinli kırsalında neden 20 gün kadar uzun süre direnebildiği ayrı bir tartışma konusu oldu. Bu nedenlerden birisi güvenlik güçlerinin PKK ile çatışmalarda artık risk almadıkları gerçeği idi. Bu başlığın altı çok uzun doldurulabilir. 

İkinci nedenin ne olduğu 13 Haziran 2012’de Hürriyet gazetesinde Şükrü Küçükşahin’in yazmış olduğu “MİT soruşturması tezgahsa vay ki vay” başlıklı makaleden anlaşılıyor. Küçükşahin şöyle diyor: “Bu arada Şemdinli operasyonu niye uzun sürdü onu da açıklayalım. Süreci tamamen sivil kadrolar yönetti. Komutanların ifadesi ile vali “git” dedi, asker gitti. Vali, “kal” dedi asker kaldı. Vali de süreci siyasi otoritenin “Öncelik hava harekatı. Yavaş da olsa, emin ilerleyin. Uzun sürse de kayıp az olsun. Talimatına göre yönetti, çünkü PKK, çok geniş bir alana mayınlar döşemiş, tuzaklar kurmuştu. Yani uzun operasyon, siyasi bir karardı ve siyaset sonuçtan memnun kaldı.” 

Bu noktada operasyonu yöneten valinin kim olduğu önemlidir. Askeri birlikleri yöneten bir valinin düşük yoğunluklu çatışma ve temel askeri strateji/taktik konusundaki bilgileri nelerdir? Hakkari Valisi Orhan Alimoğlu ile ilgili internetteki temel mesleki bilgiler şöyledir: Orhan Alimoğlu, 1977 yılında Ankara Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Mezuniyetine müteakip Mülkiye İdare amirliği mesleğine intikal ederek, 1980 yılında Göynük Kaymakamlığına atandı. Daha sonra sırası ile Susuz, Avanos, Geyve, Elbistan ve Körfez Kaymakamı olarak görev yaptı. Trabzon Vali Yardımcılığından sonra Sakarya Vali Yardımcısı iken Temmuz 2005 yılında Sakarya il Özel İdare Genel Sekreterliğine, 22 Aralık 2008 tarihinden itibaren Aksaray Valiliğine atandı. Alimoğlu, Aksaray Valiliğinden Hakkari Valiliğine ise Mayıs 2012’de atandı. Görüldüğü gibi 32 yıllık mülki deneyiminde Alimoğlu’nın Doğu bölgesinde gelmiş olduğu tek ilçe Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesidir ve burası da terör bölgesinin çok uzağındadır. 

Terör konusunda ne kaymakam ne de vali iken hiçbir deneyimi olmayan bir valiyi Türkiye’de terörün en üst noktaya tırmandığı ile vali olarak atamak akıldışı olduğu gibi o mülki idareciye karşı da yapılmış bir eylemdir.
PKK Terörü Neden Bitmedi Nasıl Biter?” kitabımda terörle mücadelede deneyimli mülki idarecilerin görev yapmasının çok önemli olduğundan bahisle özellikle valilerin sahip olması gereken özellikler konusunda şu tespitlerde bulunmuştum: “Daha önce bölgede kaymakamlık veya valilik yapmayan bir bürokrat, bu bölgede görevlendirilmemelidir. Bu bölgede görev yapacak valiler, genç, dinamik ve deneyimli kişiler arasından seçilmelidir. Vali, göreve başlamadan önce Cumhurbaşkanı, başbakan ve iç işleri bakanı tarafından imzalanan, Türkiye Cumhuriyetinin ve hükümetin ilde ulaşmayı hedeflediği noktaları ve izlenmesi gereken politikaları tanımlayan bir görev belgesi ile işe başlamalıdır. Eşgüdüm bakanlığı, valilerin illerdeki devlet/hükümet hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını İç İşleri Bakanlığı ile beraber denetlemelidir. 

Valilerin yetkileri ve imkanları artırılmalıdır. Valilik ve kaymakamlıklara karargah olarak yardımcı olabilecek, bölge ve teknik konuların uzmanlarını bir araya getiren yapılar oluşturulmalıdır.

Valiler ve kaymakamlar başta olmak üzere bölgeye atanan bütün memurlar bölgeye gitmeden önce kapsamlı bir özel eğitimden geçmelidir. Bu çerçevede bölge tarihi, il tarihi, ilçe tarihi, PKK ve öncesindeki bölücü eylemler ve potansiyel, bölücülük ve PKK ile mücadelenin tarihi ve psikolojik harekat konusunda uzmanlaşmalıdır. Derslerin verilmesinde Düşük Yoğunluklu Çatışma Enstitüsü’nün görevlendirilmesi çok faydalı olacaktır. 

Bölgede yeni bir dönemin başladığı eylemsel olarak ortaya konulmalı, valiler, kaymakamlar özetle devlet, sürekli hareket halinde olmalı, halkla sürekli ilişki geliştirilmelidir. Valilerin hiç uğramadığı ilçeler, kaymakamların hiç uğramadığı köyler vardır. Bu durumun sonlandırılması, halkla etkili bir iletişimin kurulması gerekmektedir.

Bir bürokratın halkla ilişkilerdeki başarısının alabildiği sonuçları göstermesi açısından Hizbullah tarafından şehit edilen Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okan’ın ortaya koyduğu sonuç ciddi bir örnektir. Bu örneğin incelenmesi ve ortaya çıkan sonuçların bürokratik davranışlara yol göstermesi öğretici ve faydalı olacaktır. 
Gaffar Okan, Diyarbakırlı yaşlı genç, iş adamı tinerci, herkese, cep telefonunun numarasını vermiş ve arandığında telefona kendisi çıkmıştır. Şikâyetleri takip etmiş ve sonuçlandırmıştır. Bu arada uygulamaları bir kısım polislerde tepki uyandırdı ise de halkın gönlünü kazanmıştır. Bir Hakkarilinin “bu komutan burada iken Hakkari’de PKK olay çıkaramaz çünkü komutanı seven halk örgütü ihbar eder” ifadesi asker-sivil bürokrat halk ilişkisinin ne kadar can alıcı olduğunu göstermektedir.

En uzak köy dahi yetkililer tarafından sürekli ziyaret edilmeli, girişim üstünlüğü devlette olmalıdır. Devlet bölgede yeni bir ruh ile harekete geçtiğini ve üstünlüğü hukuk devleti çerçevesinde halka hissettirmelidir. Halk defaatle açılan ve içinden hiç bir şey çıkmayan paketlerden bıkmıştır. Bundan dolayı artık söz yerine halka bir şeylerin değiştiğini hissettirecek bir yaklaşıma gerek vardır.”

Eğer Hakkari’ye hiç güneydoğu Anadolu deneyimi olmayan, terör ile mücadele konusunda yetişmemiş bir vali yollanıyor ve askeri birlikleri de onun emrine veriyor ise AKP Hükümetinin ne yapmak istediğini anlamak daha zor olacaktır. 

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14