10.12.2012, 03:09

Nimet Baş’a açık mektup -3-

 Sayın Nimet Baş,

Bugün üçüncüsünü ve sonuncusunu yazdığım, başkanı olduğunuz komisyonun raporu ile ilgili eleştirilerimi kısa notlar ile sonuçlandırmaya çalışacağım. 

Raporda s. 74’de Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın sivil unsurlarının sayısının “yüz binlerle” ifade edildiği kaydedilmiştir. Kim ifade etmiş, kime etmiş belli değil. Muhtemelen raporu yazanlar da bu rakamın Türkçe ifade ile  “koca bir atmasyon”  olduğunun farkındadırlar. Ancak böyle ciddiyetsiz bir rakamın rapora girebilmesi dahi, rapora hâkim olan havayı yansıtmaktadır. 

Bir gazetecinin, ‘Uğur Gür adlı emniyet müdürünü 12 sene Bolu’da emniyet müdürü olarak tutmalarının nedeni, faili meçhul cinayetlerdir’ şeklindeki insan haysiyetine saldıran ve her türlü kanıttan yoksun iddiasının, rapora girmesine izin verilmiştir. (s. 75)

Raporda, JİTEM oluşturulurken Özel Harp Dairesi’nin yapısı örnek alındı denilmektedir. (s. 75) Komisyonun, Özel Harp Dairesi’ne, sahip olmadığı psikolojik savaş ve istikrar harekâtı gibi işlevleri de yüklediğine göre, Özel Harp Dairesi’nin en temel yapısını dahi bilmediği açıktır. Onu bilmediğine göre JİTEM ile yapısı arasında bir benzerlik veya farklılık kuramaz. JİTEM’e gelince bu örgüt, terörle mücadelede bir anlayış farkının ürünü olarak oluşmuştur. Normal süreçte istihbaratı yapan ile operasyonu yapan ayrıdır. JİTEM’i kuranlar,  “bu ikisini yapan aynı olur ise teröre karşı tepki süreci hızlanır”  noktasından hareket etmişlerdir. Burada benim de anlamadığım nokta, JİTEM’in neden Jandarma İstihbarat gibi hukuki bir yapıya sahip kılınmadığıdır. Bunu yapmak çok zor değildir. Bu büyük ve istismara açık bir yanlış olmuştur. Ancak JİTEM’i kuranların  “PKK ve Kürt halkını bir tutma politikası”  izlediklerine dair iddia doğrusu komik ötesidir. (s.75) Ahmet Cem Ersever’in yazmış olduğu iki kitapta da PKK’nın Kürtleri nasıl istismar etmeye çalıştığı, PKK ile Kürtler arasındaki çatışmalar açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Ancak burada sorun raporun “Kürt halkı” diye bir halktan bahsetmesidir. TBMM’nin bir komisyonu, Türkiye’de iki farklı halkın mı yaşadığını düşünmektedir?..  

 Raporda Milliyetçi Hareket Partisi ve ülkücü gençliğe yönelik ağır ithamlar ve 12 Eylül öncesinde Marksist-Leninist odakların yaptığına benzer ağır suçlamalar da yer alıyor. “Aşırı sağ grupların kullanılarak sokağın militarize edilmesinde NATO’nun uzantısı olarak oluşturulan bu kontrgerilla örgütünün etkisi büyük olmuştur. (s.65)... 1970’li yılların başlarından itibaren solculara ve halka yönelik katliamların, aydınlara yönelik suikastların ve hatta darbelerin kimler tarafından ve neden yapıldığı çok net görülmektedir.(s.66)... Katliamlar gerçekleştiriliyor. Sol görüşlü öğrencilerle ırkçılar karşı karşıya getiriliyorlar.” (s.67) “Solu ne pahasına olur ise olsun durdurmak, 1970-1980 arasında yoğun çalışan gizli örgütün temel hedeflerindendi. Yıllardır varlığı bilinen ancak herkesin (hiç kimsenin olması gerek. Ü.Ö.) elle tutamadığı, gözle göremediği bu yapının hedefi ülkücüler ile aynı idi.(s.72)” 

Doğrusu Türk milliyetçilerine yönelik bu ağır suçlamaların, ülkücü hareketi, 12 Eylül öncesinde  “kontrgerilla-MHP”  bağlantısını iddia eden komünist psikolojik savaştan hiçbir farkı yoktur. Üzücü olan husus bunun TBMM raporuna girmiş olmasıdır.  
 
 Sayın Baş,

Doktora ve doçentlik tezi TSK, siyaset ve darbeler konularında olan, yüksek lisans düzeyinde ordu-siyaset ilişkileri konusunda ders veren bir akademisyen olarak komisyonunuzun kurulmasını, doğrusu, Türkiye için bir fırsat olarak görmüştüm. Türkiye’de demokrasinin sağlam temeller üzerinde sürdürülebilirliğinin sağlanması için  “Geçmişte kim, hangi yanlışları neden yaptı”  ve  “Bu yanlışları istismar eden ve/veya zemin hazırlayan dış dinamikler nelerdi” sorularının cevabını araması gereken komisyon, bunun yerine güvenilmez kaynaklar, ikincil ve üçüncül kaynaklardan hareket ederek, anlamak değil, Türk Ordusunu infaz etmek amacı ile bu raporu hazırlamış. 

Rapor bu hali ile TSK’ya karşı sürdürülen enformasyon savaşının ve psikolojik harbin bir uzantısıdır. Özel Kuvvetler ile ilgili yazdıklarınız “İkinci Süleymaniye Baskını” nitelendirmesini kazanacak kadar tahripkâr, ağır ve haksızdır. Yazık, Türkiye önemli bir fırsatı kaçırmıştır.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17