01.03.2013, 04:21

"Ülkücü Ekonomik Mesai"

 Bugünlerde Ülkücü harekette iki   yaklaşım öne çıkıyor. Bu yaklaşımlardan birincisi, daha ideolojik, daha maneviyatçı ve "Başbuğca" olanı, "sakin ve temkinli davranarak, sabır ve istikrarla global fitneyi savuşturmak"tır. Diğer yaklaşım ise "vatan elden giderken niye duruyoruz daha   bir şeyler yapalım!" söyleminde kendini bulan muhalif yaklaşımdır.

Genel   yönetiminin biraz da mecburen birinci yaklaşımı benimsediği bu   diğer yaklaşımın, 10. Kurultayda muhalefetin temel söylemi haline getirilmesini de önemsiyoruz. 10. Kurultay bir kez daha göstermiştir ki; Ülkücüler arasındaki kardeşliği, iktidar hasretinin getirdiği asabiyet dışında hiçbir sebep bozamamaktadır.

Meşhur hikâyedir. Waterloo Savaşında, Napolyon Bonaparte cepheye koşar, generaller hazırola geçer; toplar susmuştur. Napolyon, "toplar neden sustu?"diye sorar. Generalin biri öne çıkar. "Tam on neden sayabilirim ekselans!.." Napolyon dinlemektedir.  "Birincisi barutumuz bitti." Napolyon eliyle generali susturur; çünkü diğer nedenleri saymaya gerek yoktur. 

Barut yokken savaşmanın, Ülkücülük yapmanın zorluğunu daha fazla geç kalmadan anlamaya çalışmalıyız. Günümüzde basın kavramı, maddi ve manevi ekseninden kaymıştır. Karşımızda dünyanın en ifrit, yanaşık, çanak kurgulu haberlerle şahsi ikbal veya kurumsal ihale kovalayan bir iktidar medyası var. Onun karşısında görünen medya grubu da bize dost değil. Sebepler ne olursa olsun gerçek budur. İletişim çağında böyle bir güçle karşı karşıya siyaset yaparken fikirleriniz gül bahçesi, siz de allame-i cihan olsanız kendinizi halka anlatamazsınız.

Ameliyat olan bir Ülkücü ağabeylerine kan vermeye gidecek Ocaklı gençlerin dolmuş parasını birbirinden topladığı bir dönemden bahsediyoruz. 12 Haziran 2011 öncesinde yol parası olmadığı için seçim çalışmalarına gidemeyen ağabeyleri de gözümüzle gördük. Malumu daha fazla ilam etmek gereksiz; çünkü zaten herkes her şeyi yaşıyor, görüyor ve biliyor. Bu yüzden de bu zor günlerde kim kimin elinden tutuyorsa; iyi bilinmeli ki tarihe "altın harflerle" kazınıyor. İletişim çağında sicilsiz Ülkücü reislik ve sahte kahramanlık devri artık bitmiştir.

Günümüzde ekonomik güç ve buna dayalı medya faktörü, siyasi faaliyetlerin en önemli silahı halini almıştır. Geçmişte karşımızda kızıl ideolojileri, psikolojik bir operasyonla Anadolu'daki etnik isyan ve eşkıyalık kültürüne bindirilmiş Komünistler vardı. Bu yüzden Ay yıldızlı Türk bayrağını gönderden indirmeye çalışanlar genellikle zayıf şahsiyetli ve duygusal insanlardı. Şimdiki liberal düşünce ve açık toplum militanları ise daha çocuk yaşta maaşa bağlanmakta ve yabancı vakıflar tarafından "fonlanarak" güçlendirilmektedir.

24 Ocak kararlarıyla gelen liberal ekonominin ortaya çıkardığı yeni şartlar altında Ülkücü hareket eskisine göre daha çetin bir yola girmiştir. İdeolojik güç kadar ekonomik güç de önem kazanmış, hatta finans yeterliliği, ideolojik güçten daha da önemli bir konum elde etmiştir. Bu yüzden 70'ler nostaljisi ve o yıllardan kalma "teşkilat gücü" algısı, bizi yanıltmamalıdır.

1970'lerde Ülkücülerin vatan müdafaası ve kadrolaşma iradesiyle kamu idaresine yönelmeleri, 1980'lerdeki kapitalizme geçiş sürecinde Ülkücü kitlenin dünya işlerine ve ticarete olan ilgisini eksik bırakmıştır.

İktidarının 11.yılında AKP, gizli ajandasına vakıf olabilecek ve operasyonlarına itiraz edebilecek Ülkücüleri düşman cephesinin bir parçası olarak görmektedir. İç İşleri Bakanı İdris Naim Şahin olayı, AKP kurmaylarının, bırakın gerçek Ülkücüleri, helal süt emmiş Türklere bile tahammülü olmadığının üst seviyedeki bir örneğidir.  AKP'nin Ülkücüye bakış açısını farklılaştıran bu ideolojik faktörler, bu partinin iktidar yıllarını Ülkücüler açısından bir CHP iktidarı kadar olumsuz hale getirmiştir.

10. yılını dolduran böylesine finans merkezli bir iktidarla mücadele ederken Ülkücülerin ekonomik açıdan bir güç asimetrisiyle karşı karşıya oldukları gerçeğini tespit etmek zorundayız. Fikirlerimiz ve siyasi söylemlerimiz herkesten daha güçlüdür. Ancak; bunları layıkıyla kitlelere ulaştırabilmek için Ülkücü Hareketin bir "Anadolu Bozkurtları" hamlesine ihtiyacı vardır. İktisat ve ticaretin bütün ilkelerinin savaş kanunları gibi geçerli olacağı bu alanda Ülküdaşlarımızın dayanışma içinde olması yeni mucizeler meydana getirebilir.

ABD'nin dünya politikalarına hizmet ederek para kazanan Sivil Toplum Kuruluşları, "modern çağın beyaz köleleri" gibi beyinlerini ve ruhlarını satarak güç elde edebilmektedir. Parayı verene istediği raporları hazırlayan STK'lar, sosyal ve kültürel hamleler için bolca finans bulurken Ülkücüler, bir dergi çıkaracak parayı denkleştirmekte zorlanmaktadır. Soğuk savaş sonrasında CIA'nın ödenek artırarak girdiği yeni köle pazarlarına düşmeden yiğitçe faaliyet gösterebilmek, Ülkücülüğün yeni vecibelerinden biri haline gelmiştir.

AKP'ye gıpta eden aceleci arkadaşların aksine ben yolumuzun uzun ve çileli olduğuna inananlardanım. Bu çile günümüzde uhrevi derviş çilesi değil, "Ülkücü Ekonomik Mesai"nin getirdiği meşakkatin çilesi olmalıdır.

Ülkücülerin, proje üretmekten bir adım ileri giderek üretime geçmekten ve dayanışma içinde ekonomik güç sahibi olmaktan başka bir çıkar yolu bulunmamaktadır. 

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Beşiktaş 35 52
5. Başakşehir 34 52
6. Rizespor 35 50
7. Kasımpasa 34 49
8. Alanyaspor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Ankaragücü 35 39
14. Samsunspor 34 39
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14