25.03.2017, 14:13

Şimdi elinde ki silahı yavaşça yere bırak dostum !Kaynak: Şimdi elinde ki silahı yavaşça yere bırak dostum !

 Kavramların içeriğini boşalttıktan sonra onları bir silah gibi kullanabilirsiniz, şarjörünüze ön yargılarınızı, nefretlerinizi, komplekslerinizi, korkularınızı doldurabilirsiniz. Atış serbest denildiğinde, ortalığı tozu dumana katıp, hakikatlerin üzerinde bir toz bulutu oluşturabilir, kulakları sağır edebilirsiniz. Siyaseti bir savaş alanı, er meydanı olduğunu peşinen kabul ettiğiniz andan itibaren takım elbise giymiş olsanız da kalbiniz haki rengine çoktan boyanmıştır artık. Partinizi bir karargah, kürsüleri birer mevzi, sloganları kurşun, kitleleri birer ordu gibi görmeye başlarsınız. Oysa demokrasi bir savaş alanını değil, sulh zemininde fikirlerin mücadelesini temin eden bir sistemdir. Fikirleri, yani ön yargılardan arındırılmış, saf anlamak ve anlaşılmak kaygısı taşıyan o insani hamleleri.

Şu satırları okuduktan sonra neyden bahsettiğimi henüz anlamamışsanız okumayı bir kenara bırakıp, televizyonda bir tartışma programı açıp çayınızı yudumlamanızı tavsiye ederim, koltuğunuzu bir tribün, aidiyetlerinizi bir formaya dönüştürüp, doksana girecek gollerin umuduyla kah oturup kah kalkarak alacağınız zevki size burada garanti edemem, kusura bakmayın.

Evet, her meselede olduğu gibi yine ülkemizi derinden meşgul eden, hassas sinir uçlarını harekete geçiren, bir kesimi ‘kaygılandıran’, bir kesime hayat mematın kıldan ince kılıçtan keskin sınırında nöbet tutturan bir meseleden bahsetmek istiyorum; Türkiye’de Hükümet Sistemi tartışmaları.

2002’den bu yana her seçimde ağır yenilgiler almış, yenilgi yenilgi büyüyen bir galibiyet vardır cümlesine sımsıkı sarılmış, kaygı ve endişelerini kendine azık, siyasetini milli mücadele ruhunun burçlarına taşımışlar için hükümet sistemi tartışmaları, aslında bir karşı devrimin masum teşebbüsünden başka bir şey değil. Bunu anlamak için kelimelere müracaat edelim, kurşun gibi ağır kelimelere; üniter yapı, rejim tehlikesi, Cumhuriyet’in kazanımları, diktatörlük, demokrasiye darbe, sultanlık, batıdan kopuş, laiklik, yeni Osmanlı, milli mücadele, kutuplaşma, Atatürk düşmanlığı vb. Ne söylerseniz söyleyin, kurduğunuz tüm cümlelerin ağırlık merkezini bu kelimeler oluşturuyorsa derdinizin üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Hükümet Sistemi tartışmalarını bu kelimeler ışığında yorumlamak, değerlendirmek ve itiraz etmek sizi ilkelleştiriyor, semboller üzerinden inşa ettiğiniz kumdan kaleleriniz bir bir yıkılırken hala eski lügatlerinizle yeniyi anlama çabalarınız ya da aşağılama gayretleriniz nafile. Barajın kapıları açılmış, değişimin durdurulamaz akıntısı kapımızın önüne dayanmıştır artık, sizi bu değişimden kurtaracak bir zamanlar sırtını dayadığınız ne omzu kalabalıklar var, ne de cübbeli emir erleri. Ne siz bu ülkenin sahibisiniz artık, ne de bu milletin vasisi.


Size tavsiyem, elinizdeki o silahı yavaşça yere bırakın, şarjörünüzde ki narkoz mermilerini, kelimelerinizi sökün atın. Denize düşmediniz, yılana sarılmayın, hükümet sistemi değişecek üniter yapı tehlikeye girecek derken, özerklik ve federasyon rüyası gören yılanlarla iş tutmak sizi batırıdıkça batırıyor. Muhalefet yapmak istiyorsanız, mesela; topal ördek sendromunu konuşalım, çifte meşruiyet meselesinin altını üstüne getirelim, katılık sorununu çözecek bir formül için kafa yoralım, parlamentonun yasama etkinliğini korumak için kararname yetkisini bile konuşabiliriz, iktidar yoğunlaşmasını engelleyici denge denetim mekanizmalarını masaya yatıralım, hatta istiyorsanız rasyonalleştirilmiş parlamenterizmi dahi konuşabiliriz yeter ki elinde ki şu namluyu indir, adamı hasta etme, elinden bi kaza çıkacak kendini vuracaksın, aldığın yaralarla zaten ayakta zor duruyorsun, başımıza iş çıkarma. Tabanının duygularına tercüman olacağım diyerek siyasetini konsolide edemezsin, gel otur şu masaya adamakıllı anlat derdini, bak sistemin adını Cumhurbaşkanlığı sistemi koyduk, Devletin değil Cumhurun Başkanı. Cumhurdan korkma, bakarsın bir gün sana da güler talih, demokrasinin çeyiz sandığından sana da bir şeyler çıkar, sen de günün birinde düğün dernek yaparsın ama bir kızı bin kişi ister bir yiğide yâr olur, bunu unutma, tahammülünü kuşan, eşkıyalarla dağlara sakın meyletme çünkü halk gibi muteber bir nesne yok, eğer demokrasiye inanıyorsan.

 

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 33 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. West Ham United 35 49
9. Chelsea 33 48
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14