09.06.2014, 08:52

‘Sessiz Devrim’ Değil Sessizce Teslim!

 İki dillilik ve çok kültürlülük politikalarının mimarları, liberalleşme ve modernleşmenin milliyetçi/etnik duyguları yumuşatacağı görüşünü ileri sürmüşlerdi. Zamanın Kanada başbakanı Pierre Turedeau, bu varsayımdan hareketle Quebec gerilimini azaltmak için “Sessiz Devrim” adını verdiği bir stratejiyi yürürlüğe koymuştu. 
  
Bu anlayışa göre kültürler liberalleştikçe, insanlar geleneksel adetleri ya da iyi hayat kavrayışları bakımından ulusal gruptan benzerleri ile daha az şey paylaşacak ve ortak bir uygarlığı paylaşma bakımından giderek, daha fazla öteki ulusların üyelerine benzeyecektir. Bu durumda kişiler, etnik ya da milli kimliklerine sıkıca sarılmayı bir kenara bırakacaklardır.
  
Beklentilerin aksine liberal uygulamalar kimliklerin, etnisitenin ve milliyetçiliğin gücünü sınırlandırmak, etkisini azaltmak bir yana milli değerlerle birlikte el ele gitmiştir.
  
Uygulaması Quebec’te yapılan “sessiz devrim” çok sayıda liberalin aynı zamanda sıkı milliyetçi olduğunu da ortaya çıkarmıştır. “Sessiz Devrim”Quebec’te ayrılıkçılığın, etnisitenin gücüne güç katmıştır. 
 
Sessiz Devrim” Quebec’te ‘Kanadalı Fransız kimliği yerine Quebec’li Fransız’ kimliğinin almasına neden olmuştur.
 
Aynı olgu Belçika’da da görülmüştür. Belçika Flaman toplumun liberalleşmesi milliyetçi/ayrılıkçı duyguların hızla tırmanmasına neden olmuştur. 
 
AKP iktidarı PKK terörü karşısında diz çöküşünün adına “sessiz devrim” koyarak iflas etmiş bir stratejiyi örnek almıştır. 
 
Diyarbakır’da Türkiye'nin Açılan Kilidi: 'Çözüm Süreci' Çalıştayı'nda konuşan Beşir Atalay, "Sessiz devrimi 11 yılda gerçekleştirdik. Bu dönem tam bir sessiz devrimdir" demiştir. 
 
Beşir Atalay, Güneydoğu sorununu; bölgenin gerçeğinde, kaynağında ve unsurlarında değil ithal fikir ve yabancı uygulamaların adaptasyonunda bulduğunu açıkça itiraf etmiştir. Atalay’ın açılım projesinin uygulamalarının değil kavramlarının bile ithal olduğu anlaşılmaktadır.
 
Beşir Atalay, ‘hazmettire hazmettire’, derinden derine, sezdirmeden ve sızdırmadan bu stratejiyi uygulamaya koyduğu anlaşılmaktadır.Bu zihniyetine göre terör sorunun kaynağında yapı olarak milli devlet; sistem olarak inkarcı/asimilasyoncu rejim, idari olarak bölgede yaşayan insanları kötü davranan bürokratik mekanizmalar vardır. AKP iktidarının ithal ettiği düşüncelere göre milli devletten, üniter yapıdan, idari ve anayasal sistemden verilecek tavizler terör sorununu sona erdirecekti. 
 
Çözüm adına atılan her adım, verilen her taviz sorunu azaltmamış azdırmıştır. AKP iktidarının Öcalan ile başlattığı “demokratik çözüm” stratejisi gelinen aşamada durumu yönetilemez hale getirmiştir. İktidar “çözüm” diye diye Güneydoğu’daki sorunları kör düğüm haline getirmiştir. 
 
Devletin Güneydoğu’da içine düşürüldüğü durum içler acısıdır. Bölgede haftalardır devlet kara yolunu kesmiş olan teröristlerin başındaki şahıs elinde megafonla “TC polisi! Size sesleniyoruz. Derhal dağılın ve meydanı terk edin. Yoksa müdahale etmek zorunda kalacağız!” diye sesleniyor.
 
Bu tür hitap ya da ikazlar devletin güvenlik birimleri tarafından yasa dışı toplantı ve gösteri düzenleyenlere karşı yapılmaktadır. Orada bir devlet oluştu da halkın haberi mi yoktur?
 
Devlet bölgede olanı biteni kaydeden, seyreden ve izleyen pasif bir unsura indirgenmiştir.
Bölgedeki bürokrasinin tutumu da tam anlamıyla bir faciadır. Bölge valilerinden birisi yol kesmenin ‘bölgenin değerini düşürücü faaliyet’ olduğunu; bir başkası, yolun açılması için ‘PKK’lılarla diyaloğa geçmenin gerektiğini’ söylemektedir.
 
Devlet kara yolunu kesen terörist unsurlara karşı bazı Jandarma Komutanlarının araya adamlar sokarak; “Olay büyüdü, müdahale etmek istemiyoruz; PKK’lılara söyleyin bölgeden çekilsinler” dediği gelen haberler arasındadır. 
 
Asker bölgede çoğu zaman kışlada tutuluyor, dışarı çıktığında ise PKK’ya müdahale etmeden bekletiliyor. Emniyet güçleri pasif direniş gösteren devlet gücü konumuna düşürülmüştür. Valiler ise adeta devlet güçleri ile PKK’lılar arasında arabuluculuk yapmaktadır.
  
Yaşananlar bir sessiz devrimi değil bölgedeki devlet otoritenin sessizce teslim edildiğini göstermektedir!
 
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 58
4. Ahlatçı Çorum FK 33 56
5. Bodrumspor 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Boluspor 33 50
8. Bandırmaspor 33 48
9. Gençlerbirliği 33 48
10. Erzurumspor 33 45
11. Manisa FK 33 40
12. Keçiörengücü 33 40
13. Ümraniye 33 38
14. Adanaspor 33 36
15. Şanlıurfaspor 33 35
16. Tuzlaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 8
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 36 68
5. Tottenham 34 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Wolves 36 46
12. Brighton 35 45
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 34 43
11. Osasuna 34 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 34 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 34 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 34 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14