20.05.2013, 01:58

Erdoğan’ın ABD seyahati ve Suriye

 Önce hatırlayalım... Bundan birkaç yıl öncesine kadar Suriye ile Türkiye arasında mayınlı arazilerin temizlenmesi kararı alınmıştı. İşin ilginç yanı bu mayınları temizleme işinin İsrail firmalarına verilmesi ateşli tartışmalara konu oluyordu. Dahası da bu dönemde Türkiye, Suriye ile İsrail arasında arabulucuydu.

Türkiye, süreçte Suriye sınırlarını koruma aşamasından ülkenin içindeki kentleri koruma aşamasına geldi. Sınırları mayınlardan temizlemeye kalkanlar, sınırdaki kentlerin bombalarla dolmasına engel olmaya çalışıyorlar. Garip bir tecelli olarak önce İsrail, bir Türk gemisini daha sonra da Suriye, bir Türk uçağını vuracaktır. Adeta arasını bulmaya çalıştığımız ülkeler birbirleriyle olan ihtilaflarını unutmuş arayı bulmaya çalışan Türkiye’ye saldırmıştır.

AKP iktidarı, son on yıllık süreçte -ABD hariç- hemen bütün ülkelerle ifrat ile tefrit arasında gidip gelen istikrarsız bir dış politika yürütmüştür. 

Davutoğlu,  “Ortadoğu bizden sorulur”  söylemi içinde efelenirken, Reyhanlı saldırısı meydana geliyordu. Böyle bir saldırı Türkiye’nin  “Ortadoğu’da etkin aktör olmanın sonucu”  olarak malum çevrelerce niteleniyordu. 

Bu şartlar altında Başbakan Erdoğan, Reyhanlı’da barut kokusu dinmeden ABD yolculuğuna çıktı. Erdoğan, ABD Başkanı Obama ile görüşmesinde  “bir numaralı gündem” olarak Suriye’yi göstermişti.  Yapılan görüşmeler arkasından malum basın, Suriye konusunda Erdoğan ile Obama’nın  “tam bir mutabakat”  sağladıklarını açıkladı. Suriye konusunda atılan manşetler  “Esad gitsin ama kurumlar kalsın” ,  “Esad’sız Suriye için anlaştılar”  vb. şeklindeydi. 

Elbette her iki ülkede ‘Esad ile birlikte kurumlar da gitsin’ diyemezdi. Çünkü bu, Suriye’nin bir kaosun için sürüklenmesi anlamına gelirdi. Irak’ta Saddam ile birlikte ordunun dağıtılmasının ürettiği istikrarsızlık, hâlâ giderilmiş değil. Diğer yandan Esad’lı Suriye, bugünkü Suriye’dir. Kuşkusuz  “Esad’sız”  bir Suriye formülü üzerinde çalışılması gerekiyordu. Bütün bunlar yeni tartışmalar, varılan mutabakatlar değil var olan mutabakatlardı.

Varıldığı söylenen mutabakat malum basın tarafından şöyle ifade edilmiştir: Suriye’de yeni yönetimin inşası, Esad’ın içinde olmadığı bir geçiş sürecinin yaşanması, muhalefetin desteklenmesi, çözüm için Suriye ve Çin’in işin içinde olması vb.. 

Sayılan bütün bu konularda Erdoğan ile Obama arasında mutabakat zaten vardı. Varılan mutabakat değil, olsa olsa mutabakatların teyididir. Nitekim Obama “sihirli bir formül yok” diyerek durumu özetlemiştir.

Hâlbuki Başbakan Erdoğan Türkiye’de iken, “kanıtlarıyla Esad’ın kimyasal kullandığı”  ve  “yaptığı kitle katliamları”  vb.. dosyayla Obama’ya gideceği ve Suriye’ye yönelik daha etkin tedbirlerin alınacağı beklentisi kamuoyunda yaratılmıştı. 

Görünen o ki Obama ile Erdoğan görüşmesinde yeni bir mutabakat sağlanamamış ya da yeni bir durum söz konusu olmamıştır.

Suriye konusunda Erdoğan’ın söylem ve beklentilerine bakarak dağın fare doğurduğu söylenebilir. 

Zira Başbakan Erdoğan,  “ABD, karadan Suriye’ye girerse destekleriz!” sözlerini bile etmişti. Buna karşın Obama,  “askeri seçenek gündemde yok, diplomatik baskı var”  diyerek reel politiğe vurgu yapmıştır.

Erdoğan’ın Obama gibi Rusya ve Çin’in sürecin içinde bulunmasına vurgu yapması ilginçtir. Gerçekte Suriye konusu aynı zamanda İran, Çin ve Rusya konusudur. Bu üç ülke ikna edilmeden, hesaba katılmadan ya da denklemden düşürülmeden Suriye konusunda yeni bir ivme olamaz.

Bir numaralı gündem maddesi olan Suriye konusu “Garp Cephesinde Yeni Bir Şey Yok” sözüne uymaktadır.

Başbakan Erdoğan’ın asıl gündem maddesi  “Gazze ve Batı Şeria” ya ziyaretini Obama’ya onaylatmaktı. Bu konuda Obama’dan olur çıktığı anlaşılıyor. Böylece Başbakan Erdoğan, Türkiye’de  “başkanlık” , Ortadoğu’da ise “liderlik”  görüntüsü için yeni bir katkı sağlamış olacaktır.
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Alanyaspor 36 50
8. Rizespor 36 49
9. Sivasspor 36 48
10. Antalyaspor 36 45
11. A.Demirspor 36 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 36 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 35 76
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Betis 35 55
7. Real Sociedad 35 54
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 35 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Rayo Vallecano 36 38
15. Celta Vigo 36 37
16. Las Palmas 35 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 35 17