13.09.2015, 18:13

Ana, Vatan

“Yurda, baş dedikleri bir
Ağır adakla geldiler
Ve şu bayraksız dünyaya,
Bayrakla geldiler.
Kopardılar ayı gökten,
Bir ipek dala astılar…
Yurt dediler, gölgesine
Ayaklarını bastılar.”
 
Dağlarımız yoruldu, düşmanlığa siper olmaktan. Toprak üzgün, gencecik fidanların üzerine kapanmaktan… Bir dağın eteğinde, bir merminin ucunda bitiveriyor gelecekler. O geleceğin içinde onu bekleyenlerin özlemleri, umutları… İki yüreğimiz var; biri kanıyor, diğeri sabretmekte. Atılan her kurşun, evlatlardan önce analara gelmekte; düşen her baş, anaların göğsünde…
 
Gönlü çorak, iktidar hırsı yüreğini kaplamış insanlar yüzünden, Anadolu’nun yorgun anaları, şimdi bir kez daha büyük bir imtihandan geçmekte. Bir kez daha ekmek değil, toprağı vatan etmek derdinde… Anaların yüreklerine evlat acısı kadar derin, bir kez daha memleket endişesi yüklenmekte. Vurulup tertemiz alnından toprağa düştükçe evlatları,  asılıyorlar yazmalarının ucuna, gözyaşları taştıkça göz bebeklerinden… Asılıyorlar memleket sevdalarına, mukaddeslerine, vatanına, namusuna kurban verdiği yavrusunu armağan sayarak teselli olmakta…
 
Bu memleketin kadınları, Kara Fatma’yla tanışmamıştırlar; ama düşmanla savaşmanın Kara Fatma olmak olduğunu bilirler. Vatan olmanın da, ölmekle eş olduğunu… Bunun yanında, düşmanlıkları yaşatmanın yarınlarda başka acılar getireceğini, umudun ancak ve ancak ‘sevgiyle ve muhabbetle’ yeşereceğini de bilirler.
 
Bu memleketin kadınları gelenek ve değerlerimizin taşıyıcıları olarak, Anadolu sadeliğinde ve gösterişten uzak yaşayan, acılarını göstere göstere çekmekten imtina edip gözlerinin yaşını sessizce yaşmağının ucuna silen kadınlardır. O kadınlar, mutluluklarını bir dudak tebessümü ile sınırlayabilen ölçü ve terbiyeye sahiptirler.
 
Onların evlatları da bunu bilir. Bu yüzden, ne isteyip istemediklerini, ne hissettiklerini anlamak için analarının gözlerine bakmaları yeterlidir. Anaların gözlerinde bir damla yaş varsa eğer, silkinip ana yüreğindeki o iç mesajı almaya çalışır evlatlar. Ana ile evladın arasında gelişen ve gözlerle kurulan bu gönül bağını bilmeyen, yaşamayan var mıdır? Bu edep, bu terbiye hangi mevki ve makamda olursanız olun, sizin davranışlarınızdadır, dışarıya yansır.
 
Analarının gözlerine bakmayı bile beceremeyenlerin “analar ağlamasın” diyerek çıktıkları siyaset yolculuğunun ve kavganın ne kadar samimiyetsiz olduğunu, “ağlayan analardan” varın siz anlayın artık.
 
Başbakanın her fırsatta ağlamasının da bir tarifi yok elbette. Anaların, eşlerin, yetimlerin sessizce ağladığı bir ortamda ulu orta ağlamak yakışmıyor ne devlete, ne de saraylıya...
Eğer yap(ama)dıklarına ağlıyorlarsa ve ülkemize yaşattıklarının günahını çıkarıyorlarsa, onu da bilelim. İşte o zaman ağlasınlar, hem de ağlayabildikleri kadar ağlasınlar...
 
•••••
 
Ne olursa olsun, bu yaşadıklarımız sabrımız açısından bir imtihan. Bu imtihanda kaybolma riskimiz de var, var oluşun destanını yeniden yazmak da. Birliğin bir milleti nasıl zafere ulaştırdığını geçmiş zamanlarda en iyi şekilde gösteren Türk Milleti, yine büyüklüğünü ve birliğini göstermek durumunda.
 
İtiraf edelim ki iki yüzyıla yakındır, en basit hakikatleri dâhi göremez, idrak edemez olmuştuk. Dışarıdaki gözlemcilere göre, gittiğimiz yol doğruydu. Hatta Avrupalı olmamıza ramak kalmıştı. Sık sık sırtımız sıvazlanmakta, ABD ve AB cephesinden alkış bile almaktaydık. Peki, ters giden ne oldu da, parçalanma ve bölünme noktasına bu kadar çabuk geldik? Uygarlık ve Batı yolunda kararlı adımlarla yürürken, nasıl oldu da, ekmek kavgalarımız birden toprak kavgası haline geldi? Gerçek şu ki yönümüzü tayin etmesi için teslim olduğumuz haçlı, hepimizi çıkmaz sokağa sürükledi.
 
Önce kavga nedenleri ürettiler bizlere, sebepli sebepsiz. Sonra vatan kimliğimize farklı adresler yazmaya kalktılar. Bütün bunları yaparken önlerinde sağlam bir engel vardı; Ana… Onların derdi ve de bizim için en tehlikelisi, anaların bölünmesiydi. Ana ağıtlarının, anaların yüreklerine düşen evlat yangınlarının; yani Ana yüreğindeki vatanın bölünmesi…
 
Bu toprağı yurt bilmiş, ekmeklerini aynı suya bandırarak yemiş. Yağmur yolculuğuna beraber çıkıp, toprağın bereketinden beraber nasiplenmiş. ‘Tanrı misafiri’ geleneğinden gelen, birbirlerinin dualarına ‘amin’ demeyi hiç ihmal etmeyen analarımız bölünür mü sizce hiç?!
 
O vakit yapılması gereken bir şey var; bütün evlatlar, analarının ta gözlerinin içine baksın şimdi…
 
 
"Şehitler Ölmez. Vatan Bölünmez."
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 36 99
2. Fenerbahçe 36 93
3. Trabzonspor 36 61
4. Başakşehir 36 58
5. Beşiktaş 36 55
6. Kasımpasa 36 52
7. Sivasspor 37 51
8. Alanyaspor 36 50
9. Rizespor 36 49
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 36 42
13. Kayserispor 36 41
14. Konyaspor 36 40
15. Ankaragücü 36 39
16. Gaziantep FK 36 38
17. Hatayspor 36 37
18. Karagümrük 36 37
19. Pendikspor 36 36
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 37 88
2. Arsenal 37 86
3. Liverpool 37 79
4. Aston Villa 37 68
5. Tottenham 37 63
6. Chelsea 37 60
7. Newcastle 37 57
8. M. United 37 57
9. West Ham United 37 52
10. Brighton 37 48
11. Bournemouth 37 48
12. Crystal Palace 37 46
13. Wolves 37 46
14. Fulham 37 44
15. Everton 37 40
16. Brentford 37 39
17. Nottingham Forest 37 29
18. Luton Town 37 26
19. Burnley 37 24
20. Sheffield United 37 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 36 93
2. Barcelona 36 79
3. Girona 36 75
4. Atletico Madrid 36 73
5. Athletic Bilbao 36 62
6. Real Sociedad 36 57
7. Real Betis 36 56
8. Villarreal 36 51
9. Valencia 36 48
10. Getafe 36 43
11. Deportivo Alaves 36 42
12. Sevilla 36 41
13. Osasuna 36 41
14. Las Palmas 36 38
15. Rayo Vallecano 36 38
16. Celta Vigo 36 37
17. Mallorca 36 36
18. Cadiz 36 32
19. Granada 36 21
20. Almeria 36 17