30.08.2012, 08:51

30 Ağustos'u hatırlarken komutan-kahraman ilişkisi

  Prof. Dr. Celalettin Yavuz, son yıllarda artan terör ve Türk Ordusu’na karşı artarak sürdürülen psikolojik savaş sürecini değerlendiren bir yazısını yolladı bana. Prof. Dr. Yavuz sadece uluslararası ilişkiler konusunda öğretim üyesi değil, aynı zamanda bir emekli kurmay subaydır. 30 Ağustos vesilesi ile bu yazıyı AKP Hükümeti ve/veya milletvekillerinden birisi de okur ve üzerinde düşünür diye çok geniş şekilde sizinle paylaşmak istedim 

“Son günlerde PKK terör örgütünün saldırıları ve şehit sayıları artınca, gene bildik bir senaryo sahneye konuluyor. Gerçek suçluları gizlemek için terörle fiilen mücadele eden güvenlik kuvvetleri suçlanmak isteniyor. Bu türedi “askeri dehalar”, PKK’ya karşı bir başarı varsa er ve erbaşları öne çıkartıyorlardı. 

Hatta şehit olanlar içerisinde subay yoksa adeta “kan arar gibi” davranıp, “neden hep asker şehit oluyor da subaylar olmuyor?” diye bağırıyorlardı. Sanki subaylarımız bu memleketin çocukları değil ve dışarıdan ithal etmişiz gibi...

Yandaş medya destekli türedi “strateji” uzmanları, “Mehmetçik” denildiğinde sadece erleri kabul ederler. Oysa “Peygamber Ocağı” denilen silahlı kuvvetlerde mareşalinden erine kadar tüm rütbeli ve rütbesiz askerler “Mehmetçik”tir. Ayrıca, öyle bile olsa “Kınalı Kuzuları” kahraman yapan "komutanlarıdır.” 

C. Yavuz Hoca burada, Balkan savaşında ordunun nasıl bozulduğunu hatırlatıyor; sonra aynı ordunun subay kadrosu Enver Paşa tarafından yenilenince şahlanıyor ve önce Edirne’yi geri alıyor. Sonra Birinci Dünya Savaşında Çanakkale dahil yedi cephede çok başarılı savaşlar veriyor. Ve nihayet İstiklal Harbini kazanıyor. Altını çizelim. Birinci Dünya Savaşı bir çok millet için 1918’de biter ancak Mustafa Kemal Paşa’nın başında olduğu Türk subayları için bitmediğinden 1922’ye kadar devam eder.  

  Yavuz devam ediyor: “Komutan, önce birlik ruhu, ardından da vatan sevgisinin en büyük sevgi olduğunu öğretir. Bu sevgi de kahramanlığı getirir. Para, mal-mülk sevgisi unutulur. Bunun için varlıklı ve nüfuzlu insanlar çocuklarının riskli yerlerde görev yapmasını istemezler. Bu arada, “Komutan” ya da “Kahramanlar yaratan Komutanlar” her ne kadar genellikle Harbiyeli (Harp Okullu) ise de, her Harbiyeli’nin “Komutan” ve “Lider” olamadığı da bir gerçektir.

Harbiye’den mezun teğmen, Alay Komutanı (Deniz Kuvvetlerinde Komodor) oluncaya kadar pek çok kıta ve karargâh görevlerinden, sayısız da iç-dış kurslardan geçer. Kurmaylar pek çok plan tatbikatına ve harp oyununa, atışlı ve fiili tatbikatlar ile NATO bünyesindeki müşterek tatbikatlara katılımla bilgi ve becerisini artırırlar. Harbiye’den yeni mezun teğmenle Albay (kurmay) arasındaki fark, Tıbbiye’den mezun pratisyen hekimle tabip profesör arasındaki fark kadardır.

Komutan pek çok zaman “yalnız”, hatta “Yalnız Kurt”tur. Cesur, bilgili, mantıklı, hesaplıdır, “Lider”dir. Personelini gereksiz yere tehlikeye atmaz. Komutan, kendisini daima bir üst rütbedeki göreve hazırlayacak şekildedir. Yalakalık, yağdanlık ve “Biat” yoktur. Yasalara, talimat ve emirlere itaat esastır.

Acaba “Türedi” askeri dehalar komutanlığın hangi aşamasından geçmişlerdir? Kaçı Türkiye coğrafyasını bilir? Biliyorsa kaçı haritadaki dağ, sarp kayalık, bataklık, aşılmaz vadiler vs’yi okuyabiliyordur? Yoksa haritaya baktığında pikniğe gider gibi ilerleneceğini mi sanıyordur? Ya da denize çıktığında en küçük bir sallantıda kaçının midesi boşalmıyordur?

Strateji ve Jeopolitik Hocası merhum Mert Bayat’a göre 3 tip cahil varmış. (1) Cahil: Okuma yazması yok, cahil olduğunu bildiğinden konuşmayan. (2) Cehli kare: Cahil, ancak yanlışlığını bilmeden konuşan. (3) Cehli mükap: Cahil olduğunu bilen ama yanlış olduğunu bile bile konuşan.  En tehlikelisi de  "cehli mükap"mış. Allah Türkiye’yi bunlardan kurtarsın. Zira son zamanlarda dış politika, strateji ve nihayet askeri dehalığa da el attılar...

Son söz: Komutanları aşağılanan birlikten kahraman çıkmaz! Siyasi irade bunu da bilmeli!” 

Yavuz’un son sözüne bir tespit daha ekleyelim. Türk Ordusu 15 Ağustos 1984-9 Haziran 2012 arasında 6169 şehit vermiştir. Bunların 411’i subaydır. 375’i astsubay, 585’i uzman jandarma ve 4798’i erdir. Bu rakamlar da göstermektedir ki, subay ve astsubaylar kınalı kuzuların önünde gitmeye devam etmektedirler. Fitne şehitlerin üstünü örtemez. Türk Milleti’nin ve Türk Ordusu’nun 30 Ağustos Meydan Muharebesi zaferi kutlu olsun.

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 37 99
2. Fenerbahçe 37 96
3. Trabzonspor 37 64
4. Başakşehir 37 58
5. Beşiktaş 37 56
6. Kasımpasa 37 53
7. Alanyaspor 37 51
8. Sivasspor 37 51
9. Rizespor 37 50
10. Antalyaspor 37 48
11. A.Demirspor 37 44
12. Samsunspor 37 43
13. Kayserispor 37 42
14. Konyaspor 37 41
15. Gaziantep FK 37 41
16. Ankaragücü 37 40
17. Hatayspor 37 38
18. Karagümrük 37 37
19. Pendikspor 37 37
20. İstanbulspor 37 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 34 75
2. Göztepe 34 70
3. Sakaryaspor 34 60
4. Bodrumspor 34 57
5. Ahlatçı Çorum FK 34 56
6. Kocaelispor 34 55
7. Boluspor 34 53
8. Gençlerbirliği 34 51
9. Bandırmaspor 34 50
10. Erzurumspor 34 44
11. Ümraniye 34 43
12. Manisa FK 34 40
13. Keçiörengücü 34 40
14. Adanaspor 34 39
15. Şanlıurfaspor 34 38
16. Tuzlaspor 34 38
17. Altay 34 10
18. Giresunspor 34 7
Takımlar O P
1. M.City 38 91
2. Arsenal 38 89
3. Liverpool 38 82
4. Aston Villa 38 68
5. Tottenham 38 66
6. Chelsea 38 63
7. Newcastle 38 60
8. M. United 38 60
9. West Ham United 38 52
10. Crystal Palace 38 49
11. Brighton 38 48
12. Bournemouth 38 48
13. Fulham 38 47
14. Wolves 38 46
15. Everton 38 40
16. Brentford 38 39
17. Nottingham Forest 38 32
18. Luton Town 38 26
19. Burnley 38 24
20. Sheffield United 38 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 37 94
2. Barcelona 37 82
3. Girona 37 78
4. Atletico Madrid 37 73
5. Athletic Bilbao 37 65
6. Real Sociedad 37 60
7. Real Betis 37 56
8. Villarreal 37 52
9. Valencia 37 48
10. Deportivo Alaves 37 45
11. Osasuna 37 44
12. Getafe 37 43
13. Sevilla 37 41
14. Celta Vigo 37 40
15. Las Palmas 37 39
16. Rayo Vallecano 37 38
17. Mallorca 37 37
18. Cadiz 37 33
19. Granada 37 21
20. Almeria 37 18