06.06.2013, 02:28

Cumhuriyet’in savunulması...

 Gezi gösterilerinin çok önemli 3 önemli sonucu vardır. Bunlardan birisi Türkiye’de demokrasiyi savunmak için artık orduya veya bir başka kurumsal yapıya ihtiyaç olmadığının ortaya çıkmasıdır. Türk toplumu ve gençliği, demokratik bir toplum yapısını korumak konusunda yeterli olgunluğa eriştiklerini ispat etmişlerdir. Yaşanan sürecin kısa vadede nerede sonuçlanacağı önemli değildir. Önemli olan artık her diktatör adayı Bayrak Garnizonu değil, twitter ile başının dertte olduğunu bilecektir. Son olaylar, bir iki ağaç kesilmesine tepki değildir. AKP’nin Türkiye’yi milli-üniter ve laik devlet felsefesinden hızla federal-etnikçi ve mezhepçi bir çizgiye çekmesine duyulan ve biriken tepkinin ortaya çıkmasıdır. Olaylar, AKP’nin inşa ettiği anti-demokratik rejime tepkidir. Halkın milli kutsallarına, milli bayramlarına ve Atatürk’e yapılan saldırılara bir tepkidir. Halkın sokağa dökülmesinin hemen Erdoğan’ın “iki ayyaş” açıklamasının sonrasında olması ise tesadüf değildir. 

AKP, Türkiye’yi PKK ile uzlaşma ile kurulacak bir federal-etnikçi-mezhepçi rejime sürükleyebilmek için adım adım anti-demokratik bir korku rejimi kurmuştur. Bu korku rejiminin en somut göstergesi, olaylar devam ederken haber kanallarının penguen belgeselleri yayınlamasıdır. Türkiye’de sadece seçim demokrasisinin olduğunun, fakat aradaki yıllarda muhalefeti ezmeye, dışlamaya, baskı yapmaya, telefonlarını dinlemeye, Yeniçağ gazetesini THY’ye almamaya, AKP’li olmayanlara iş vermemeye dayalı bir yabancılaştırma/dışlamanın gerçekleştirildiği bir süreç yaşanmaktadır. Böylece kitlelerin tepki gösteremeyecek şekilde esir alındığı düşünülmektedir. Ancak Taksim olaylarında halk, AKP baskıcı rejimine “dur” demiştir. 

Bu sürecin 2. önemli göstergesi, AKP ile PKK arasında kurulan koalisyonu somut bir şekilde göstermiş olmasıdır.Türkiye’nin her yerinde Erdoğan’a karşı gösteriler devam ederken, PKK/BDP’nin etkin olduğu bölgelerde (Tunceli hariç, özel konuma sahip), hiçbir gösteri, yürüyüş, olay olmamıştır. PKK/BDP, Öcalan ile Erdoğan arasında sürdürülen müzakere-mütareke-kirli barış sürecinin aksamaması için azami itina göstermişlerdir. 
  
Bu sürecin 3. önemli sonucu, polis ile halk arasına yaşanan duygusal kopmadır. Polisin attığı gaz bombası ile yaralanan bir genç kız yine bir polis tarafından ambulansa taşınırken, “Beni nasıl vurdunuz? Siz Türk polisisiniz. Siz beni korumalısınız” derken, polisin sert uygulamaları konusunda halkta ortaya çıkan algıyı özetlemiştir. Polis Erdoğan’ın retoriğine ve emirlerine uygun bir şekilde ve yasanın/vicdanın sınırlarını aşarak şiddet uygulamıştır. Eylemler sırasında gözlemci olarak sahayı izleyen veya görevli olan, genellikle polise sempati ile bakan çevrelerden derlediğim bilgilerin bir kısmını sizinle paylaşmak isterimAmbulans başında beyaz önlük ile bekleyen doktorlara hedef alarak gaz bombası tüfeği ile nişan almak. (Savaşta hukuken yasak.) Bir kadını 20 polisin birlikte dövmesi.Kapalı mekânlara gaz bombası atmak. (Savaşta hukuken yasak.) Ankara’da 11. kattaki daireye hem de iki gaz bombası atmanın anlamı nedir? İzmir’de elindeki çivili sopa ile ve sivil olarak dolaşan polis, yasalara uygun mu davranmaktadır? 

Başbakan’ın politikalarının arkasında durduğu şiddet, politik olarak taşınamadığı anda hükümet, polisi ortada bırakmayı tercih etmiştir. Başbakan Erdoğan, “Gaz konusunda aşırıya kaçtılar” demek zorunda kalmıştır. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Emniyet güçlerinin gaz kullanmaya başlaması ve polisin aşırı şiddet uygulamasının, olayların gelişmesine neden olduğunu ve aşırı şiddet konusunda soruşturma açılacağını açıklamıştır.  

 Son söz polise:Türk halkı sizi seviyor. Türk Milleti parti polisi değil, Türk polisi istiyor. Partinin değil, halkın, hakkın ve adaletin muhafızlarını istiyor. Parti polisi gibi algılanacak şekilde davranmayın. Bunu size söyleyen senelerce Polis Akademisi’nde insan hakları dersi veren ve seneler içinde 1400’ün üzerinde emniyet amiri ve müdürü yetiştirmiş bir hoca.

Polise bir öğrenci kızımızın tepkisini gösteren bir yazı. Bu duygu değişimini çok güzel segiliyor. Okumak için tıklayızın.

Türk Polisine Mektup; “Sen O Küçük Kızı Hatırlayana Kadar…”
Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 34 93
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 34 58
4. Başakşehir 34 52
5. Beşiktaş 34 51
6. Kasımpasa 34 49
7. Rizespor 34 49
8. Alanyaspor 34 48
9. Sivasspor 34 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 34 41
12. Kayserispor 34 40
13. Samsunspor 34 39
14. Ankaragücü 34 38
15. Karagümrük 34 36
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 34 34
18. Hatayspor 34 33
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 34 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 32 72
2. Göztepe 32 66
3. Sakaryaspor 32 57
4. Kocaelispor 32 55
5. Ahlatçı Çorum FK 32 55
6. Bodrumspor 32 53
7. Boluspor 32 50
8. Bandırmaspor 32 47
9. Gençlerbirliği 32 47
10. Erzurumspor 32 44
11. Keçiörengücü 32 39
12. Manisa FK 32 37
13. Ümraniye 32 37
14. Şanlıurfaspor 32 34
15. Tuzlaspor 32 34
16. Adanaspor 32 33
17. Altay 32 15
18. Giresunspor 32 7
Takımlar O P
1. Arsenal 35 80
2. M.City 34 79
3. Liverpool 35 75
4. Aston Villa 35 67
5. Tottenham 34 60
6. M. United 34 54
7. Newcastle 34 53
8. Chelsea 34 51
9. West Ham United 35 49
10. Bournemouth 35 48
11. Wolves 35 46
12. Brighton 34 44
13. Fulham 35 43
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 35 36
16. Brentford 35 35
17. Nottingham Forest 35 26
18. Luton Town 35 25
19. Burnley 35 24
20. Sheffield United 35 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 33 84
2. Barcelona 33 73
3. Girona 33 71
4. Atletico Madrid 33 64
5. Athletic Bilbao 33 58
6. Real Sociedad 33 51
7. Real Betis 33 49
8. Valencia 33 47
9. Villarreal 33 45
10. Getafe 33 43
11. Osasuna 33 39
12. Deportivo Alaves 33 38
13. Sevilla 33 38
14. Las Palmas 33 37
15. Rayo Vallecano 33 34
16. Mallorca 33 32
17. Celta Vigo 33 31
18. Cadiz 33 26
19. Granada 33 21
20. Almeria 33 14