Penturk Haber
2013-03-06 04:23:10

ALGI SORUNU!

06 Mart 2013, 04:23

 Dün " millet, Devlet" başlıklı makalemde halkın duruşunun ve hassasiyetlerin enerjisi" devlet" için temel oluştur demiştim.

Asıl izah etmek istediğim şey bütünlük içinde toplumsal enerjimizin devletin güçlenmesi için harcanması dileğidir….

***

Sosyal medya ve okurlardan gelen tepkiler "bir söyle bin ah işit" atasözümüzü doğrular niteliktedir…

Meğer ne kadar dertli insanımız varmış..

Herkes çare üretemeyen siyaseti suçluyor.

İmralı canisi Apo'ya ve Terör denen belaya lanet okuyor...

Neredeyse tüm şikâyetler"ülke yandı bitti, adalet, hukuk, demokrasi yok" teması üzerine olsa da ana temaya dokunan kimse yok!

Hiç biri kendi sorumluluğundan söz etmiyor.

Vatandaşlık bilinci ve hassasiyetler noktasında değerlendirmeler var ama net bir izan maalesef oluşmamıştır.

***

Büyüklerimiz "bir söyle bin ah işit" derler ya şikâyetler diz boyu ama…

Peki, çözüm diye sorunca tıss yok!

Herkesin ne olacak halimiz şikâyetleri var.Ancak çözümü konusunda fikir ortaya koyanların az olduğu görülüyor.

Yani herkes konuşuyor ama sonra yine unutuyor.

Sadece kişiye göre öncelikler farklılaşıyor.

Bu durum "Algı" sorunumuzun olduğunu düşündürüyor. Bunun ana sebebi de toplumun bireysel görevinin ne olduğunu görmezden gelmesidir…

Büyük bir kesim geçim travması yaşarken nasıl bir duyarsızlık sendromuna kapıldığını belki de fark bile edemiyor.

***

Dün birçok görüş vardı ama bir okurumun yazdığı mesaj gerçekten ilginç bir örnek; "Abi ülke kötüye gidiyor, böyle olur mu? Herkes Apo çıksın diye uğraşıyor fakiri düşüne yok! Abi dün ekmek aldım zamlanmış, fakir ne yiyecek"…

Devam ediyor, "önceki gün pazara gittimsoğuklardan domates,hıyar çok pahalıydı, denetleyen yok mu?"

-Ne yapalım vatandaşın önceliği ve algısı bu…

Bu iki cümleyi algı sorunumuzun ne hale geldiğini ifade etmek için yazıyorum.

Asla onu suçlamak için değil…

Zaten meseleokurun kendisi değil, mesele okurun cümlesinden yola çıkarak zihinlerde yaratılan algı deformasyonu meselesidir...

Türkiye önemli bir süreçten geçerken halkın "nohut bulgurla" uğraşması kavramların değiştiğini önceliklerin farklılaştırıldığını gözlüyoruz.

Kişisel önceliklerin ön plana çıkarıldığı asıl meselelerin kavram karambolü ile algılanamadığı gerçeği anlaşılıyor.

***

Mesela İmralı süreci için "barış ve çözüm" temalı bir slogan dillere dolandığı halde "bu neyin barışı" diye soramayan aydınlarında algı sorunu yaşadığı bir gerçek değil mi?

Medyaya sızan İmralı tutanakları bir teröristin Devletin rejimi konusunda haddini aşan yorumlar yaptığını gösterirken bu duyarsızlık nedendir?

Bir mahkûmun "barış ve çözüm" adlı macera sürecine rehberlik etmesi akla mantığa sığar mı?

-Elbette sığmaz!

-bu meselede de algı sorunu var!

-Belki de kimse "kral çıplak" diyemiyor…

O halde, Aydıncıklar ve yandaş medya İmralı sakinini manşetlerine sığdıramazken onun sözleri siyasi lider edasıyla son dakika haberlerinde verilirken İmralı tutanaklarını yayınlayan gazetecilerin zenci ilan edilmesi haksızlık değil mi?

O tutanakları yazanlar aslan ilan edilirken yazan gazetecilerin "zenci" ilan edilmesi kabul edilebilir mi?

-Bu yaklaşım da algı sorunu değil mi?

Bu süreçteTeröristbaşıApo'nun yazdığı mektupları kandile göndermek için milletvekilleri "posta memuru"yapılırken bu vaziyete tıss çıkarmayan medya da algı sorunu yaşamıyor mu?.

TBMM üyesi milletvekillerinin bir mahkûm tarafından "mektup taşıyıcısı" olarak kandile, Avrupa'yagönderilmesi algı sorunumuzun sadece vatandaşta değil, bizi yönetenlerin bir kısmında da olduğunu göstermiyor mu?

İmralı sakini zihinlerde nasıl algılanıyor ki,yol haritaları çizebiliyor?

O rejimin nasıl olması gerektiği konusunda yol haritası verecek kadar kendini dev aynasında görebiliyor? Binlerce kişinin katili olmaktan ömürboyumahkumiyeti olan bir kişiyi barış elçisi ilan etmek yanlış bir algı değil mi?

Değerli dostlar meselelerin çözümü için Apo'nun yol haritasına asal ihtiyaç yok!.

Bu milletin milli duyguyla milli hassasiyetleriyle harmanlanmış bir çözüm haritasını ortaya koyması gerekiyor.

Hassasiyetleri ve kavramları bükerek mesele bitmez, yanlış formülden doğru denklem çözümü olmaz…

Asıl olan "Tek devlet, tek yürek"bütünlük içinde olmayı başarırsak zaten mesele bitecektir…

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.