Penturk Haber
2013-02-12 04:10:19

AKP-BDP ANAYASASI

12 Şubat 2013, 04:10

 AK partinin Başkanlık sistemine duyduğu özlem taraftar bulma çabalarını doruğa çıkarmıştır.

AKP BDP arasında her Salı söylenen sözlerin bir önemi kalmamış olacak ki, AKP BDP aynı masada yazıp, referandum podyumuna birlikte çıkmayı deneyecek uzlaşma belki de sağlanmıştır…

Bu oldukça pahalı bir denemedir.

AKP Başkanlık sistemini getirmek için her yolu denerken 'ye kaybettirdiklerini hesaba katmayacak kadar ihtirasa kapılıyor milletin sandık sillesini hiç hesaba katmıyor. Başkanlık arzusu demokrasiyi zedeleyen yaptırıyor.

Meclise getirilmek istenen anayasanın diğer partilerin katkısından uzak "uzlaşma metni" olmaması halinde AKP ve BDP anayasası olarak anılması kaçınılmaz olacaktır.

****

Böyle bir durumda şimdiki anayasadan farkı kalacaktır?

Çünkü mevcut anayasamı da halkın 95 gibi onayını almıştı. hükümetler tarafından değiştirildi…

Ancak " " ima ve damgasından yıllardır bir türlü kurutulamadığı da bir gerçektir.

Bu gerçekler ortadayken şimdi aynı tekrarı 'yi değil götürecektir…

****

Başbakan'ın "referandum noktasında, müşterek adım atabiliriz" sözleriyle ilk defa BDP ortak adım atılmasından bahsetmesi ve BDP sözcülerinin buna olumlu yaklaşan açıklamaları, anayasanın referanduma sunulabilmesi için TBMM Kurulu'nda alınması asgari 330 BDP desteği sağlanacağı değerlendirmelerini .

Buna karşın BDP'nin"vatandaşlık tanımın değişmesi, anadilde eğitim, yerleşim yerlerine eski adların verilmesi,idari reformun yapılması. Bölgesel ya da yerel " gibi garip bir beklentileri var.

ŞimdiAKP'nin mecliste uzlaşmadan kaçarak "benim anayasamı referanduma götürürüm" resti, böyle bir durumda "AKP-BDP anayasası" gibi bir vaziyeti ortaya çıkarmış olacaktır.

***

Makul olanı uzlaşma komisyonun ortak bir payda da birleşmesi değil mi?

AKP'nin gerekçeleriyle, milletin ve demokrasi normları arasında ciddi farklılıklar bu meseleye özenli bir ciddiyet gerektiriyor.

AKP da başkanlık sistemine yer verilmesini"Cumhurbaşkanının yetkileri çok sorumluluğu yok. Halk tarafından seçildiğini de eklediğimiz zaman bu yetkilerle, bu sorumsuzlukla cumhurbaşkanını sistemde nereye oturtabiliriz? Bu başkanlık partili cumhurbaşkanı istiyoruz."Diyerek savunuyor...

sahada ki uygulamalar bu isteğin bu kadar yalın ve masum değil, fulü ihtiraslar içerdiğine işaret ediyor.

Siyasi, hukuki ve cezai sorumluluk altına sokulan bir başkan bizde yaratılabilir mi?

Bu soruya cevap aranıyor ise son anayasa referandumu ile yargının ne hale getirildiğine bakmak yeterli olacaktır.

Türkiye'de yargının nasıl bir gücün etkisi altında kaldığını görmemek için kör ve sağır olmak lazımdır.

Başkanlık sisteminde yetkinin tek sistemde toplanması kuvvetler ayrılığını zedeleyeceğini düşünürsek vay halimize demektir.

***

Böyle bir tabloda;"Yasama, yürütme, yargı iç içe geçmişse anayasa yok demektir. Kuvvet kimdeyse o egemendir!"sözünü haklı çıkarır…

O kuvvetin Başkan olması vaziyeti idare edebilir ama demokrasi ve hukukun üstünlüğünü prensibinikurtaramaz.

Hayırlı haftalar dilerim… 

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.