01.10.2012, 03:42
Reis Olmak
Her şey bir hikâye ile başlar aslında.
Demirci ile çeliğin hikâyesidir bu…
Demirci öncelikle önüne koyulan demirleri güzelce seçer. İçlerinden hangisinin çelik olmaya elverişli hangisinin elverişsiz olduğunu yılların verdiği tecrübeyle bir bakışta anlar…
Daha sonra çelik olmaya aday demirleri önce kızgın ocağın içine koyar. Ocakta iyice tava gelen demirleri başlar örsün üstünde dövmeye, bu işlem defalarca tekrar eder, bir kızgın ocağın içine atılır demir bir örsün üstüne… Çekiç şekil verir her defasında ona, demircinin alın teri ise çeliğin sağlamlık derecesidir kıvam bulunur onunla…
Ve son ocaktan çıktığında artık demir her şeyi yakacağını sanır, öyle bir vakurdur ki demirci bile çekinir ondan. Ama son bir gayretle ayağının kenarında ki suyun içerisine atar demiri, artık çeliğe su verilmiştir. Artık o demir bir çeliktir ve onu bükmeye, eğmeye kalkanlar asla başaramayacaktır. Çünkü çelik kırılabilir ama asla bükülmez…
İşte ocağımızdaki reislerimizle, ocağımıza gelen gençlerimiz arasındaki ilişkide demirciyle çeliğin hikâyesi gibidir.
Öncelikle ocağa ilk gelen çocuklar kendilerini belli ederler. Hangisi bu davaya ömrünü adayacak hangisi o kutlu ocağa menfaat için sığınacak bu belli olur. İşte bu farkındalığı da reislerimiz anlar. Ancak bunu anlayabilmek için de büyük bir tecrübe gerekir. Yıllarını davaya vakfetmiş, karşılık beklemeden bu davayı sevmiş gerçek reislerimiz bunu anlayabilirler.
Daha sonra demircinin ocağıyla baş başa kalır gençler, işte bu ocağın adı da Türk İslam ülküsüdür. Tarihin ışığında ocak alevlenir gençlerin yüreğinde…
Sonra başlar örsle çekiç...
Örs ocakta yaşananlardır. Dostluklar, anılar, hatıralar…
Çekiç ise seminerler, konserler, konferanslar, sosyal faaliyetler…
Ve yıllar geçer, işte o gençler sokağa çıktıklarında her şeyi kendilerinin görür. Bu davada hamken, piştiklerini sanırlar. Halbuki bilmezler ki daha yanmamışlardır.
Tek ülkücü bu dünyada sadece onlardır o an. Öyle bir kızgınlık vardır ki içlerinde bunu her fırsatta dışarıya vururlar.
Ve o anda demircinin demiri suyun içine sokup çeliğe su vermesi gibi bir şey gereklidir onlara…
Ancak bunu da gençlerimize ocaklardaki reislerimiz yapamaz.
Çünkü o su “tevazudur” her insanın yalnızca kendi içinde bulunur…
Eğer ki o gençlerimiz tevazu bulurlarsa işte o an artık birer çeliktirler…
Böyledir işte reislerimizle, gençlerimizin hikâyesi…
Evet, reislik zor zanaattır, bilgi ister, tecrübe ister, sadakat ister ama en önemlisi de sevgi ister…
Yazıma son verirken siz değerli büyüklerimize bu meziyetlere sahip bir çok reislerimizin ocaklarda var olduğunu ve çelik yetiştirmek için gece gündüz ocaklarından ayrılmadıklarını söylemekten gurur duyarım…
Ne güzel diyor rahmetli Dündar Taşer
“ÜLKÜCÜLER İPEĞE SARILMIŞ ÇELİKTİRLER”…
Eğilmeyen, bükülmeyen bir Türk gençliği yetiştirmek dileğiyle saygılarımı sunarım…
Demirci ile çeliğin hikâyesidir bu…
Demirci öncelikle önüne koyulan demirleri güzelce seçer. İçlerinden hangisinin çelik olmaya elverişli hangisinin elverişsiz olduğunu yılların verdiği tecrübeyle bir bakışta anlar…
Daha sonra çelik olmaya aday demirleri önce kızgın ocağın içine koyar. Ocakta iyice tava gelen demirleri başlar örsün üstünde dövmeye, bu işlem defalarca tekrar eder, bir kızgın ocağın içine atılır demir bir örsün üstüne… Çekiç şekil verir her defasında ona, demircinin alın teri ise çeliğin sağlamlık derecesidir kıvam bulunur onunla…
Ve son ocaktan çıktığında artık demir her şeyi yakacağını sanır, öyle bir vakurdur ki demirci bile çekinir ondan. Ama son bir gayretle ayağının kenarında ki suyun içerisine atar demiri, artık çeliğe su verilmiştir. Artık o demir bir çeliktir ve onu bükmeye, eğmeye kalkanlar asla başaramayacaktır. Çünkü çelik kırılabilir ama asla bükülmez…
İşte ocağımızdaki reislerimizle, ocağımıza gelen gençlerimiz arasındaki ilişkide demirciyle çeliğin hikâyesi gibidir.
Öncelikle ocağa ilk gelen çocuklar kendilerini belli ederler. Hangisi bu davaya ömrünü adayacak hangisi o kutlu ocağa menfaat için sığınacak bu belli olur. İşte bu farkındalığı da reislerimiz anlar. Ancak bunu anlayabilmek için de büyük bir tecrübe gerekir. Yıllarını davaya vakfetmiş, karşılık beklemeden bu davayı sevmiş gerçek reislerimiz bunu anlayabilirler.
Daha sonra demircinin ocağıyla baş başa kalır gençler, işte bu ocağın adı da Türk İslam ülküsüdür. Tarihin ışığında ocak alevlenir gençlerin yüreğinde…
Sonra başlar örsle çekiç...
Örs ocakta yaşananlardır. Dostluklar, anılar, hatıralar…
Çekiç ise seminerler, konserler, konferanslar, sosyal faaliyetler…
Ve yıllar geçer, işte o gençler sokağa çıktıklarında her şeyi kendilerinin görür. Bu davada hamken, piştiklerini sanırlar. Halbuki bilmezler ki daha yanmamışlardır.
Tek ülkücü bu dünyada sadece onlardır o an. Öyle bir kızgınlık vardır ki içlerinde bunu her fırsatta dışarıya vururlar.
Ve o anda demircinin demiri suyun içine sokup çeliğe su vermesi gibi bir şey gereklidir onlara…
Ancak bunu da gençlerimize ocaklardaki reislerimiz yapamaz.
Çünkü o su “tevazudur” her insanın yalnızca kendi içinde bulunur…
Eğer ki o gençlerimiz tevazu bulurlarsa işte o an artık birer çeliktirler…
Böyledir işte reislerimizle, gençlerimizin hikâyesi…
Evet, reislik zor zanaattır, bilgi ister, tecrübe ister, sadakat ister ama en önemlisi de sevgi ister…
Yazıma son verirken siz değerli büyüklerimize bu meziyetlere sahip bir çok reislerimizin ocaklarda var olduğunu ve çelik yetiştirmek için gece gündüz ocaklarından ayrılmadıklarını söylemekten gurur duyarım…
Ne güzel diyor rahmetli Dündar Taşer
“ÜLKÜCÜLER İPEĞE SARILMIŞ ÇELİKTİRLER”…
Eğilmeyen, bükülmeyen bir Türk gençliği yetiştirmek dileğiyle saygılarımı sunarım…
15
açık
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Galatasaray | 34 | 93 |
2. Fenerbahçe | 34 | 89 |
3. Trabzonspor | 34 | 58 |
4. Beşiktaş | 35 | 52 |
5. Başakşehir | 34 | 52 |
6. Rizespor | 35 | 50 |
7. Kasımpasa | 34 | 49 |
8. Alanyaspor | 35 | 48 |
9. Sivasspor | 34 | 48 |
10. Antalyaspor | 34 | 45 |
11. A.Demirspor | 34 | 41 |
12. Ankaragücü | 35 | 41 |
13. Kayserispor | 34 | 40 |
14. Samsunspor | 34 | 39 |
15. Karagümrük | 34 | 36 |
16. Konyaspor | 34 | 36 |
17. Gaziantep FK | 34 | 34 |
18. Hatayspor | 34 | 33 |
19. Pendikspor | 34 | 30 |
20. İstanbulspor | 34 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Eyüpspor | 32 | 72 |
2. Göztepe | 32 | 66 |
3. Sakaryaspor | 32 | 57 |
4. Kocaelispor | 32 | 55 |
5. Ahlatçı Çorum FK | 32 | 55 |
6. Bodrumspor | 32 | 53 |
7. Boluspor | 32 | 50 |
8. Bandırmaspor | 32 | 47 |
9. Gençlerbirliği | 32 | 47 |
10. Erzurumspor | 32 | 44 |
11. Keçiörengücü | 32 | 39 |
12. Manisa FK | 32 | 37 |
13. Ümraniye | 32 | 37 |
14. Şanlıurfaspor | 32 | 34 |
15. Tuzlaspor | 32 | 34 |
16. Adanaspor | 32 | 33 |
17. Altay | 32 | 15 |
18. Giresunspor | 32 | 7 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Arsenal | 35 | 80 |
2. M.City | 34 | 79 |
3. Liverpool | 35 | 75 |
4. Aston Villa | 35 | 67 |
5. Tottenham | 34 | 60 |
6. M. United | 34 | 54 |
7. Newcastle | 34 | 53 |
8. Chelsea | 34 | 51 |
9. West Ham United | 35 | 49 |
10. Bournemouth | 35 | 48 |
11. Wolves | 35 | 46 |
12. Brighton | 34 | 44 |
13. Fulham | 35 | 43 |
14. Crystal Palace | 35 | 40 |
15. Everton | 35 | 36 |
16. Brentford | 35 | 35 |
17. Nottingham Forest | 35 | 26 |
18. Luton Town | 35 | 25 |
19. Burnley | 35 | 24 |
20. Sheffield United | 35 | 16 |
Takımlar | O | P |
---|---|---|
1. Real Madrid | 33 | 84 |
2. Barcelona | 33 | 73 |
3. Girona | 33 | 71 |
4. Atletico Madrid | 33 | 64 |
5. Athletic Bilbao | 33 | 58 |
6. Real Sociedad | 33 | 51 |
7. Real Betis | 33 | 49 |
8. Valencia | 33 | 47 |
9. Villarreal | 33 | 45 |
10. Getafe | 33 | 43 |
11. Osasuna | 33 | 39 |
12. Deportivo Alaves | 33 | 38 |
13. Sevilla | 33 | 38 |
14. Las Palmas | 33 | 37 |
15. Rayo Vallecano | 33 | 34 |
16. Mallorca | 33 | 32 |
17. Celta Vigo | 33 | 31 |
18. Cadiz | 33 | 26 |
19. Granada | 33 | 21 |
20. Almeria | 33 | 14 |