08.05.2014, 14:07

Hapishane ve Murat Özenalp’ın Ölümü

 Ürkek güvencinler gibi birbirlerinin gölgesine sığınanlar içimizden birilerinin annesi, bazılarının babası; bir kısmının yakını bir diğer kısmının da tanıdıklarıydı. Onlar merak ve endişe dolu bakışlarla gelen gideni, olanı biteni anlamaya çalışıyorlardı.
 
Hasret duygusunun yüreklerini kavurduğunu yutkunarak dışa vuruyorlar. Baygın gözler, dalgın zihinler, yorgun yüzler tesbih taneleri gibi birbirlerinin arkasına diziliyorlardı. 
  
Yüreklerine yükledikleri duyguları tasnif etmekle meşgul olduklarından olacak bazen sıralarını bazen de yönlerini şaşırıyorlardı. Ürkek kuşlar gibi bir köşeye çekilmiş olanlar da adlarının okunmasını bekliyor. Adı okunan birden heyecanlanıyor ve gişenin önünde göz kontrolü için bir adım ileriye çıkıyordu. 
 
Kimlik, kişilik, el/göz kontrolü derken demir kapılara gelip dayanıyorlardı. Onları izleyip/gözleyerek dahası hissederek aralarından geçmenin acısını ancak insan olanlar anlar.
  
Hapishaneler yalnız girenleri değil çıkanları da bedbaht eden yerlerdir. Kapıdan hıçkıra hıçkıra ağlayarak çıkarken yüzükoyun yere kapanacak gibi olan birisinin, irkilip, doğrulup, gözlerini silerek mahcup bir edayla gözden kaybolduğunu gördüğünüzde insanlığınızdan utanacak hale gelirsiniz.
  
Her nedense oraların havası kurşun gibi ağır, bürokrasisi paslı demir gibi sert, görevlileri robot gibi duygusuz olmaktadır. Bu dolambaçlı ve dar koridorlar, insanı önce doğaya, sonra kendisine daha sonra da diğer insanlara yabancılaştırmaktadır. Hangi çaresiz bakışların delik deşik ettiğini bilmeyeceğimiz inşa halindeki loş koridorlardan geçiyorsunuz. Üslupsuz ve çirkin yapılanmayı takip ederek daracık bir kabine giriyorsunuz.
  
Mamak ya da Sincan’da hayatını ideallerine adamış, başını vatan denilen bir gayeye tahsis etmişinsanlar vardır. Onlar karşınızdadır ama onlara dokunamazsınız. Yüz yüze bakarsınız ama konuşamazsınız. Önünüz ses geçirmez camlarla, yanlarınız paravanlarla kapalıdır. İletişimi dilinizle değil telefonlakurarsınız. Bir de açık görüş vardır ama herkes açık görüş yapamaz!
  
Onları bu daracık mekâna Voltair’in kurşunun ağırlığına, demirin sertliğine, elmasın parlaklığına sahip olan ve altına benzeyen adalet yıldızları, bilim kuyuları, gerçeğin aynaları” olan (!) yargıçlar koymuştur.
  
Kurmay Albay Murat Özenalp Balyoz davasından 2011’de bu ‘altına benzeyen adalet yıldızları’ (!) tarafından Mamak askeri cezaevine tıkılmıştı. 
H
arp okulundan birincilikle mezun olmuş, amiral olmasına ramak kalmış bir zamanda tutuklanmış olan Murat Albay, çocuklarına “size tek mirasım var; Ne şartta olursa olsun yalan söylemeyin” diye vasiyet etmişti.
  
Şartlar onun kendisini yalan söylemeye mecbur etmişti. O içinde bulunduğu durumu beş yaşındaki kızından saklamış “Gizli bir görev için buradayım. Eğitim alıyorum. Ne zaman biteceği belli değil” diyerek onun üzülmesini istememişti.
  
Murat Albay yargılandığı sırada “Savunmamı, peygamberimizin söylediği ve hepimizin kulaklarına küpe olması gereken ‘bir günlük adalet, 60 yıllık ibadetten faziletlidir’ sözüyle tamamlıyorum demişti. 
  
Murat Albay, eşi, oğlu ve kızı ile Mamak Askeri Cezaevinde açık görüş yaparken düşüyor ve beyin kanaması geçiriyor. Dört gün yoğun bakımda kaldıktan sonra da nihayet ölerek özgürleşiyor. 
 
Maalesef Türkiye’deki çarpık adalet algısı, pençesine düşürdüğü ve içeri tıktığı kahramanların ancak tabutlarıyla dışarı çıkmasına izin veriyor.  
 
Mamak Cezaevindeki adalet çığlıkları, Kocatepe’deki musalla taşına ölüm çığlıkları olarak taşındı. Murat Özenalp’ın çocuklarının çığlıklarının sorumlusu çarpık adalet sistemidir. Murat Özenalp’ın ölümü adalet duygusunu kaybetmiş yandaşlar hariç bütün Türk milletinin vicdanı sızlatmıştır. Delili, yargılama biçimi ve kumpas iddialarıyla özel yetkili mahkemelerin verdiği bu kararlar toplumsal vicdan kanatmıştır. 
 
Mamak’ta adalet adına yeniden yargılanmak için bekleyenler var. Ancak Kuddusi Okkır ya da Murat Özenalp için artık adaletin bir anlamı kalmamıştır. Onların yakınları, sevenleri için de…

Yorumlar (0)
15
açık
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 35 96
2. Fenerbahçe 34 89
3. Trabzonspor 35 58
4. Başakşehir 35 55
5. Beşiktaş 35 54
6. Alanyaspor 35 49
7. Kasımpasa 35 49
8. Rizespor 35 49
9. Sivasspor 35 48
10. Antalyaspor 34 45
11. A.Demirspor 35 44
12. Samsunspor 35 42
13. Kayserispor 35 41
14. Ankaragücü 35 39
15. Karagümrük 35 37
16. Konyaspor 34 36
17. Gaziantep FK 35 35
18. Hatayspor 35 34
19. Pendikspor 34 30
20. İstanbulspor 35 16
Takımlar O P
1. Eyüpspor 33 72
2. Göztepe 33 69
3. Sakaryaspor 33 57
4. Bodrumspor 33 56
5. Ahlatçı Çorum FK 33 56
6. Kocaelispor 33 55
7. Bandırmaspor 33 50
8. Boluspor 33 50
9. Gençlerbirliği 33 50
10. Erzurumspor 33 44
11. Manisa FK 33 40
12. Ümraniye 33 40
13. Keçiörengücü 33 39
14. Tuzlaspor 33 37
15. Adanaspor 33 36
16. Şanlıurfaspor 33 35
17. Altay 33 9
18. Giresunspor 33 7
Takımlar O P
1. Arsenal 36 83
2. M.City 35 82
3. Liverpool 36 78
4. Aston Villa 36 67
5. Tottenham 35 60
6. Newcastle 35 56
7. Chelsea 35 54
8. M. United 34 54
9. West Ham United 36 49
10. Bournemouth 36 48
11. Brighton 35 47
12. Wolves 36 46
13. Fulham 36 44
14. Crystal Palace 35 40
15. Everton 36 37
16. Brentford 36 36
17. Nottingham Forest 36 29
18. Luton Town 36 26
19. Burnley 36 24
20. Sheffield United 36 16
Takımlar O P
1. Real Madrid 34 87
2. Girona 34 74
3. Barcelona 34 73
4. Atletico Madrid 34 67
5. Athletic Bilbao 34 61
6. Real Sociedad 34 54
7. Real Betis 34 52
8. Valencia 34 47
9. Villarreal 34 45
10. Getafe 34 43
11. Deportivo Alaves 34 41
12. Sevilla 34 41
13. Osasuna 34 39
14. Las Palmas 34 37
15. Celta Vigo 34 34
16. Rayo Vallecano 34 34
17. Mallorca 34 32
18. Cadiz 34 26
19. Granada 34 21
20. Almeria 34 17